Türkiye Yüzyılı Vizyon Belgesi

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 28 Ekim 2022 tarihinde Türkiye Yüzyılı Vizyon belgesini açıkladı. Yaklaşık bir buçuk saat süren konuşmasında bir tarih muhasebesi yaptı ve bundan sonraki hedeflerinin ne olacağını ortaya koydu. Türkiye yüzyılı adlı bu konuşmasında çok önemli bir hususun altını şöyle çizdi:

İnancından dolayı dışlanan Müslümanın, dilinden dolayı ayrımcılığa uğrayan Kürdün, meşrebinden ötürü baskı altına alınan Alevinin, haksızlığa maruz kalan bu toprakların evladı Hıristiyan ve Yahudi’nin.. Kısaca ülkede vesayetin gadrine uğrayan kim varsa herkesin yanında olduk.”

Bu cümleler, 2002’den önce Türkiye’nin insan hakları karnesinde yer alan hususların bugün düzeltilmiş olduğunun bir ifadesidir. Gerçekten de AK Parti iktidarları döneminde Türkiye’de köklü değişiklikler yaşandı. Bunu görmeyen nankörlük yapmış olur. Bu değişim ve gelişmeleri anlamak için eski Türkiye yıllarına gitmek gerekir. Özellikle gençliğimize mukayeseli ve müdellel bir şekilde dünü ve bugünü birlikte anlatmak gerekir. Türkiye’de ne mi oldu?

Ulaşım alanındaki gelişmeler: Marmaray, bölünmüş yollar, hava limanları, tüneller, köprüler, hızlı trenler; kara, hava ve deniz taşımacılığı alanında yapılan yeni çalışmalar.. Hangi birini sayacağız.

Sağlık sektöründe yapılan dev yatırımlar. Şehir hastaneleri, ücretsiz sağlıktan istifade etme imkanları, ilaca kolay ulaşım. Her mahallede sağlık ocakları, aile doktorları.. Pandemide gelişmiş Avrupa’da insanlar sokaklarda ölüme terkedilirken, bizde devlet vatandaşın ayağına geldi.. Önce toplumun dezavantajlı gruplarına sahip çıktı. Sosyal devlet politikasını işletti, aç ve açık bırakmadı..

Okullaşma oranında artışlar yaşandı. Her ilde bir ya da birkaç tane üniversite açıldı. Eğitim hizmetleri vatandaşın ayağına getirildi. İlk ve orta öğretim okullarında ders kitapları bedava çocuklarımıza verilmeye başlandı. Hem ilköğretim, ortaöğretim ve hem de yükseköğretim talebelerine yurt imkânları ve burs destekleri verildi ve bu alanda artış hala devam etmektedir.

Ak Parti belediye hizmetlerinde çağ atladı. Şehirlerin çehresi değişti. Sadece şehir imarıyla değil, zihin imarıyla da uğraşı belediyelerin faaliyet alanlarına girdi. Kültürel alanda da büyük destekler sağlandı. Ayrıca yoksul vatandaşlara el uzatıldı, eğitime büyük destekler verildi.

Alım gücü düşük vatandaşların ev sahibi olmaları için TOKİ kanalıyla sosyal konutlar yapılıyor ve yapılmaya da devam ediyor. Bu yolla alım gücü düşük vatandaşlarımız ev’lendirilmiş oldu ve olmaya da devam ediyor.

İletişim alanında da çığır açıcı hizmetler yapıldı. Türkiye Radyo ve televizyon (TRT) kurumunun kanalları artırıldı. Türkçenin yanında Kürtçe, Arapça ve İngilizce yayın yapan televizyon kanalları kuruldu. Yurt dışına dönük farklı dil ve lehçelerde internet yayınları zenginleştirildi. Vatandaşın haber almasını kolaylaştıracak resmi ve sivil yayınların önü hızla açıldı.

Karada, havada ve denizde hizmet vermeye başlayan; iha’larımız, siha’larımız, insansız hava araçlarımız dünyanın gündemine girdi. Karabağ savaşında ve Libya’da özellikle terörle mücadelede büyük başarılar gösterdi. Artık savunma sanayi alanında kendi silahlarımızı, tanklarımızı, füzelerimizi yapmaya başladık. Helikopterlerimiz, hür kuşumuz uçuyor. Bu alanda yurt dışına ihracat başladı. İnşallah çok yakında ABD’nin vermediği savaş uçaklarımızı da kendimiz yapacağız. En son Türkiye’nin mili ve yerli Togg adı verilen otomobili üretime başladı.

Kırk yıldır terör örgütleriyle mücadelede büyük başarılar sağlandı. Türkiye’nin yolunu açık ve gizli bir şekilde kesmek isteyen yerli ve yabancı darbeci zihniyetlere karşı verilen mücadeleler kazanıldı. Türkiye muasır medeniyetler seviyesine önündeki engelleri bir bir aşarak adım adım yürüyor.

Doğal gazımızı bulduk. Kendi milli sondaj gemilerimizle çıkarmaya başladık. Çok yakında petrolümüzü de çıkaracağız.

Başörtüsü zulmü bütün alanlarda sona erdirildi. İmam-Hatip Lisesi ve tüm meslek liseleri mezunlarının üniversiteye girişlerinin önündeki katsayı engeli kırıldı, parçalandı..

Ayasofya ibadete açıldı.

İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinin sayısı 115’e ulaştı.

Türkiye’nin dış dünyada itibarı arttı. Yurt dışında TİKA, Yunus Emre Enstitüsü ve Diyanet İşleri Başkanlığımız kanalıyla maddi ve manevi bayındırlık alanında sayamayacağımız kadar hizmetler yapılıyor. Özellikle Osmanlı hinterlandı manevi anlamda tekrar Türkiye’ye gönül bağıyla bağlanıyor. Türkiye güçlü ise bizler de Balkanlarda, Afrika’da, Asya’da, Kafkaslarda güçlü oluruz, diyorlar. 23 Haziran 2023 seçimlerinin başarılı sonuçlanması için duaya başladıklarını ifade ediyorlar.

Unutmayalım, Türkiye, Türkiye’den ibaret değildir. Bu cümlemi teyit eden bir olayla yazımı sonlandırıyorum. Eski Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez hocamızdan dinlemiştim. “Bir hac mevsimi.. Arap olduğu belli bir genç Kâbe’nin örtüsüne tutunmuş gözyaşları içinde: “Allah’ım! Türkiye’yi koru, yardım et!” diye dua ediyordu. Yanına yaklaştım, “nerelisin delikanlı” diye sordum. “Cezayir’liyim”, dedi. Pekiyi, “niçin kendi ülken olan Cezayir’e değil de Türkiye’ye dua ediyorsun”, dedim. Delikanlı, “eğer Cezayir’e dua edersem yüce Allah Cezayir’i korur, ama Türkiye’ye dua edersem bütün İslam âlemi Türkiye’nin güçlü oluşu karşısında korunur” dedi..

Bu anekdot aslında Türkiye’nin Yeni Yüzyılını, tarihi sorumluluğunu ve ufuk açıklığını çok güzel anlatıyor, değil mi? Fazla söze ne hâcet!..