Türkiye’nin yüz karaları

İsmail Poçan

Yine yoğun bir haftayı daha geride bıraktık. Yaşananlardan sonra devletimiz hakikaten çok güçlü olduğunu bir kez daha gördüm…

Bir taraftan dışarıdaki düşmanlarla uğraş, diğer taraftan da kendi içindeki laf anlamazlara, düşmanların destekçileriyle uğraş…

Allah sabır ve kolaylık versin…

Ama bunların hazımsızlıklarını giderecek bir şey yok. Daha çok kuduracaksınız. Hendek yapan siyasi parti ve destekçilerinin yanında bir zaman yaptıkları yanlışları ortaya çıkınca kudurup orayı burayı basanlarda var.

Bölücü örgüte destek veren akademisyenlere tepkilerde çığ gibi.

Tabandan tavana, sokaktaki insandan bilim insanlarına kadar herkes bildiriye karşı ortak tepki koydu.

Vatanını ve milletini seven akademisyenlerde karşı bir bildiriyle örgüte moral veren bildiriyi ve meslektaşlarını kınadı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kullandığı ‘Mandacı Artıkları’ sözü  tam da oturmuş.

Her ne kadar küçük bir dilim olsa da kendine aydın diyen bu grup terörü ve teröristleri dayatmaya çalışıyor. Sinek küçük ama mide bulandırıyor işte.

Şimdi de kendini sanatçı diye tanıtanlar bir bildiriyle destek vermişler sözde akademisyenlere…

Terör örgütü adına ha elinize silah alıp kurşun sıkmışsınız ha böyle teröre ve teröriste destek verenlerin propagandasını yapmışsınız..

Ne farkınız var…

Madem o kadar duyarlısınız, hadi gidin Sur’a, Cizre’ye. Sizde sıkın kurşun.

Hendekçilere yapmanız gereken çağrıyı, her türlü nimetlerinden herkesten fazla faydalandığınız devlete mi yapıyorsunuz?

O bölgede hizmet veren kuruluşlara saldıran teröristlerin hiç mi suçu yok?

Devletin askerine, polisine ateş açanları savunmak da nedir. Git oraya iki kurşun sıkılsın feryatlarınız Türkiye’yi ayağa kaldırır. İlk polisi ararsınız korkunuzdan..

Yüreğiniz varsa gidin oralara.. Savunun o mahlukları..

Ne oldu şimdi? Kininizi kustunuz rahatladınız mı?

Bunların çoğu daha askerliğini bile yapmamıştır… Adı üstünde hain zaten beklenilecek bir şey de değil..

Terör örgütüne ve destekçisi siyasi uzantılara terörü terk etme çağrısında bulunamayan, okulları yakanlara, ambulansları taşlayanlara dur diyemeyen, hendekçilere ‘hendekleri kapatın’ diyemeyenler kendilerini fasulyeden nimet sayıp devlete karşı duruyor..

Siz kimsiniz? Nedir bu kin, nefret?

 Ne yaptı size bu millet bu insanlar? O zaman bırak git, onların yanında ol. Ne işin var senin devletin kurumunda?

Birde eğitimci olacaklar. Siz ne yetiştireceksiniz? Kendiniz ne olmuşsunuz ki ne yetiştireceksiniz?

Bazıları da çıkmış açıklama yapıyor.  Neymiş efendim, Bildirinin tek taraflı, barışa hizmet etmeyen bir anlayış içerisinde olduğunu sonradan fark etmişmiş.

Oldu. Yap yap sonra bilmiyorum özür dilerim. Ne kadar güzel dünya…

Ama şunu unutmayın. Bu coğrafyada hiç ihanet cezasız kalmamıştır.

***

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Selçuk Üniversitesi rektörlüğüne ataması yapılan  Prof. Dr. Mustafa Şahin görevi devraldı. Bu zamana kadar ki başarılarının devam edeceğine Konya’yı ve üniversiteyi en iyi yerlere getirmeye çalışacağına inancımız tam. Kendisine bu zorlu yolda başarılar diliyorum. Allah yar ve yardımcısı olsun…