Sezona bomba gibi giren Konyaspor, ligin başında hepimize farklı hayaller kurdurdu. “Ligi ilk 5’in kaçıncı sırasında bitiririz acaba ya da Avrupa Ligi’ne mi yoksa Konferans Ligi’ne mi gideriz?” diye sorarken geldiğimiz noktaya bak.
Ligin boyu kısaldıkça bu hayallerimizin yerini umutsuzluklar almaya başladı. Takımın performansı sürekli geriye doğru gitmeye başladı.
Alanya maçı ile başlayan geri gidiş, Galatasaray, Kocaelispor ve Beşiktaş ile devam etti. Göztepe ve Kasımpaşa maçlarında alınan 1 puanlık sonuçları da eklersek takımın bu gidişatı ile sezon başında biz boş hayallere kapılmışız diyebilirim.
Kocaelispor maçındaki rezalet ötesi oyunun korkutuculuğunu henüz üzerimizden atamamışken, Beşiktaş maçındaki bireysel hatalardan sonra ortaya çıkan tablo ile de tamamen umutsuzluğa kapılmış bir haleti ruhiyedeyiz.
Oysa biz Konyaspor’un bu sene Avrupa hedefi koyması gerektiğine inanıyorduk. Hatta bu inancımızı taraftarlara da aşılayarak şehirde tokyekün bir Avrupa hayali kurulması için gündem oluşturmaya çalışıyorduk.
Şimdi bu konuda diyecek pek bir şeyimiz kalmadı…
Yarın Gençlerbirliği deplasmanında yaşanacak bir puan kaybından sonra ise farklı türküler söylemeye başlayacağımız aşikar.
Bu maç, Recep Uçar hocanın da Konyaspor’daki geleceğini belirleyecek bir maç olacak. Recep Uçar hoca bu maçta puan alamadığı takdirde belki Konyaspor’dan ayrılmayacak ama bundan sonraki süreçte de hep diken üstünde olacak. Yani malumun ilanı bu hafta olmazsa sonraki haftalarda illa ki olacak. Bu ayrı bir konu.
Ama benim düşünceme göre Recep Uçar ile yolları ayırmak doğru bir karar olmaz. Bunu da söylememiz lazım.
Çünkü ligde belli bir sistem oyunu oynatmaya çalışan, kafasında bir mantalite olan hoca sayısı çok az. Recep hoca da bu teknik direktörler arasında yer alıyor. Bugün belki kafasındaki başaramadığı maçlar oluyor ama eninde sonunda istikrarın meyvesini yemesi de olası.
Recep Uçar da Konyaspor taraftarı da umut arıyor. Umarım bu maç Umut Nayir’in maçı olur.