Unutma!

Lokman Koyuncuoğlu

Ateş düştüğü yeri yakar. Acı haberin belirtileri gece yarısı gelmeye başlamıştı. Beytüşşebap’ta ağır silahlarla çatışma yaşandığı, şehrin tüm elektriklerinin kesik olduğu, terör örgütü mensuplarının farklı yönlerden güvenlik noktalarına saldırdığı bilgileri gelmişti.

Ne yazık ki haber sabah doğrulandı. Gece boyu devam eden çatışmalarda 10 askerimiz şehit olmuştu. Bunu Türkiye’nin alıştığı bir durum olarak görmemek gerek.

Böyle bir günde ne yazılır ki, ne yazılabilir ki..
10 can yanmış, 10 aile için acının zirvesi yaşanmışken ne diyebiliriz ki biz.

En iyisi bu işin nasıl çözüleceğini işaret eden şehit yakınlarına kulak vermek. Şehitlerden biri de Konyalı. Zaten böyle büyük kayıpların verildiği çatışmalarda bir asker mutlaka Konyalı oluyor.  Piyade Çavuş Ramazan Emre Ala. Terhisine 3 ay kala şehit oldu Ramazan.

Bu günlerde siyasetin çokça tartıştığı konu O’nun da gündemindeymiş. Ramazan bir paylaşım sitesinde “Bu vatan çok evladını şehit verdi ama yılmadı, yıkılmadı. Ama bizler ülkemizi bayrağımızı bu kadar çok severken, mecliste benim vergimle maaşını alan, PKK yandaşı vekillerin olması çok zorumuza gidiyor çok” bu cümlelerle aslında halkın genel kanaatine de tercüman olmuş.

Başka bir şehit ise İlyas Sönmez’in oğlu Erdoğan Sönmez. Uzman Çavuş Erdoğan Sönmez, okumak için Van Erciş'ten Antalya'ya gelir. Burada hukuk okur, ekonomik sıkıntılardan dolayı uzman çavuşluk yapar. Kendisinin Kürt olduğunu söyleyen acılı babanın söyledikleri de Konyalı şehit Ramazan’ınkilerle aynı. Baba Sönmez, "Benim vergimle benim paramla Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM)'nde PKK para alıyor. Dağda da gidip PKK'yla kucaklaşıyorlar. Mermimiz yoksa Türkiye Cumhuriyeti için canımızı verelim. Ben Kürt'üm. Ben Vanlıyım. Erciş'tenim."

Diğer şehit ailelerinin söyleyecekleri de bunlara yakın cümlelerdir. Terör örgütü ile siyaset çizgisinin netleşmesini bu ülke halkı kesin bir dille bekliyor. Artık tahammül sınırları aşılıyor.

Türkiye’nin içinden geçtiği bu süreci başka halklar böyle sükunetle atlatamazdı. Açıkçası mutedil davranışlar, azgınlaşan taşeron terör örgütünü ve onları kullanan güçleri daha büyük eylemler yapmaya sevk edebilir.

Bu bölgenin etkin gücü konumundaki Türkiye’nin sakinliğini koruması, etnik ve mezhepsel provokasyonların önemli bir tesirinin olmaması gerçekten takdir edilmesi gereken bir duruştur. Öte yandan bu organizasyonları sürdürmek isteyen güçlerin, hayallerini boşa çıkarmak, sadece milletin mutedil duruşuna bağlanmamalı.

Sürekli acı çeken bu milletin dayanma noktası da bir yere kadardır. Bunu etnik bir kavgaya dönüştürmek isteyenlerin de amacı son kozlarında bunu oynamaktır.Bu koz için şuan ellerindeki her şeyi kullanıyorlar. Ama amaçlarına ulaşamadıkça daha da saldırganlaşıyorlar. Çok dikkat edilmesi gereken günlerin içindeyiz.

İşte Türkiye’nin başaracağı asıl iş budur. Çok acı çekilse de sona yaklaşıldığı görüntüsü tek teselli olarak kalıyor. Ancak şunu hatırlatmak gerekir ki, böyle bir duruş sergileyen, etnik ve mezhepsel bir kargaşaya mahal vermeyen Türk halkı herkesi rahatsız etmektedir.

Terör, bu ülkenin geleceğini almak için yapıyor tüm bunları. Meselenin artık bir Kürt meselesi olmadığı anlaşıldı. Unutmayalım ki Türkiye bu sorunu bir şekilde çözecek inşallah.

Terör meselesi çözüldüğünde Türkiye öyle rahatlayacak ki…Kavga,bu rahatlamayı istemeyen, Türkiye’nin bu büyük gücünü görenlerin çabaları…  Bunu hiç unutmayalım.