Unutmayalım, unutturmayalım

Macit Uluçamlıbel

15 Temmuz’un 3. Yılı.

Demokrasi ve milli birlik günü meydanlar doldu taştı.

15 Temmuz ruhu yaşatılmaya devam etti.

15 Temmuz neydi?

1960’da, 1971’de, 1980’de, 1997’de ve 2007’de bazen fiilen arada bir de muhtıralar vererek gerçekleştirdikleri egemenlik gaspını bir kez daha gerçekleştirmeye çalışmalarıydı. Bu kez baş aktör generaller, albaylar değil karargahı Amerika’da olan terör örgütü lideri Gülen’di.

12 Eylül darbesini bir dönem CIA Türkiye şefi olarak çalışan Paul Henze ‘‘bizim çocuklar başardı’’ diye haber vermişti ABD Başkanı Jimmy Carter’a. 15 Temmuz’da ise dizlerinin dibinden ayırmadıkları çocukları ‘‘bu sefer başaramadı’’.

Türk Silahlı kuvvetleri içine sızmış makam ve mevkileri türlü haksızlıklarla işgal etmiş istihbari bir örgütlenmeyle ülke yönetimini ele geçirmeyi hedeflemişlerdi.

Milleti hesaba katmadılar.

Batı özentisi, kukla, FETÖ üyesi hainlerin millete çevirdikleri namlular milleti korkutmadı, yıldırmadı.

15 Temmuz kutlamalarda meydanlara gelmeyenlerin çoğunun da sokaklarda olduğu, parti, düşünce, din, dil, ırk ayrımlarının düşünülmeden. Egemenliği elinde tutan halkın egemenlik hakkını silaha teslim etmeyeceğini ilanıydı.

Can kaygısı duymadan tankın önüne dikilmek, helikopterlerden ateş açıldığında elbet aşağı ineceksin cümleleriyle yoluna devam etmek, şehit olanları görünce tekbir getirerek inşallah sıra bizde demek…

15 Temmuz vatana ve millete canı siper etmekti.

15 Temmuz’un 3. Yılında Şehitlerimizi rahmetle gazilerimizi minnetle anıyorum.

15 Temmuz dik duran bir lider Recep Tayyip ERDOĞAN ve dik duran Milletin zaferidir.

Türkiye Cumhuriyeti’nde seçimle başa gelenler yine milletin taktiriyle verdikleri oylarla kalırlar ya da giderler.

Kahramanlıklarıyla ünlü Türk Ordusu’nun yegane görevi düşmanlarına korku, milletine güven vermektir.

Türk askeri kendi kanına, kendi canına, kendi milletine silah doğrultmayacak kadar şerefli, batının, batı destekçilerinin, ne idüğü belirsiz örgütlerin maşası olmayacak kadar asildir.

Allah milletimize, devletimize ve ordumuza zeval vermesin. 

…..

Sözün özü: ‘‘Devletimizin halini düzeltmek ve istikbalini temin etmek için birlik ve beraberliğe muhtacız. Bana göre birlik ve beraberlik her kuvvetten üstündür. Birlik hükümet üyeleriyle başlayıp tabaka tabaka herkesin zihnine yerleşmelidir. İcraatlar da daima bu noktaya yönelmelidir.’’ Sultan Abdülhamit Han