Vali Toprak bence de haklıydı…

Seyfullah Koyuncu
Geçtiğimiz gün Konya'da düzenlenen Beyaz Bayrak ve Beslenme Dostu Okul Sertifika Töreni’nde ilginç bir gelişme oldu.
 
Törene katılan Vali Cüneyit Orhan Toprak, program sonrası ödülleri müdürlere takdim etmek üzere sahneye geldi. Okul müdürlerine sertifika teslimi sonrası eleştiride bulunan Vali Toprak, "Böylesine önemli bir programa gündelik kıyafetlerle gelmeniz hoş olmadı. Biraz özen göstermeniz gerekirdi" diyerek uyarıda bulundu.
 
Mesai arkadaşımız Hüseyin Koyuncuoğlu da bu önemli gelişmeye seyirci kalmayarak, gazetecilik refleksiyle konuyu haberleştirdi.
 
Haberimizle ilgili çeşitli olumlu ve olumsuz geri dönüşler aldık. Kahir ekseriyet Vali Toprak’ı haklı bulmuş tıpkı benim gibi.
 
Vali Toprak o uyarısında sonuna kadar haklıydı bence de…
 
Elbette her insanın kendine özgü bir giyinme tarzı olduğu gibi her mesleğin de kendine özgü bir giyinme şekli vardır… Örneğin çiftçi çizme, oto tamircisi tulum, sporcu şort, forma, tayt gibi şeyler giyer. Bir insanın giyim şekline ve dış görünüşüne bakarak hangi meslekle meşgul olduğunu aşağı yukarı kestirebilirsiniz…
 
Mesela ben çocukken; bond çanta taşıyan, güzel bir takım elbisesi olan, kravatı ve hatta kravat tokası olan bir adam gördüğümde, ya da saçları düzgünce bağlanmış, eteği kıyafeti tertipli, üzerinde ceketiyle bir kadın gördüğümde öğretmen profilini hemen zihnimde oturtuyordum. Benim eğitim hayatımın tümündeki öğretmen profili bu şekildeydi…
 
Her halde öğretmenlik kadar saygın bir mesleği yapmaktan fazla gurur veren bir şey yoktur. O kadar önemli, bir o kadar da hassasiyet isteyen bir meslek… Ağzınızdan çıkan her kelime, yaptığınız her hareket, giydiğiniz her elbise, saçınız, sakalınız, duruşunuz, hepsi önemli eğilmeyi bekleyen yaş ağaçlar için…
 
İşte o yüzden önemliydi Vali Toprak’ın uyarısı…
 
Elbette dayatmalara karşıyız ama bir ölçümüzün de olması gerekmez mi? Herkes kafasına eseni giyecekse bu işin sonu gelmez ki.
 
Milli Eğitim Müdürü Seyit Ali Büyük için haksızlık yaptıklarını düşünmüyor mu acaba o günkü uyarıya muhatap olan öğretmenlerimiz…
 
Aslında etrafımda çok görüyorum. Sanki okula ders anlatmaya değil de düğüne gidermişçesine; parlak çantalı, ağır makyajlı, yüksek topuklu, dar paça pantolon ve diz üstü etekli öğretmen… Ya da yırtık kot, değişik değişik ayakkabı, kulakta küpe, saç sakal birbirine girmiş öğretmen…
 
Kamu kurumlarında kılık kıyafet serbestliği konusu değil tartıştığımız. Serbestliğin ölçüsünü konuşuyoruz… Ne yazık ki “Bu da benim tarzım” modası devam ediyor… “Bu da benim tarzım” modası; bugün mutluyum, gökkuşağı gibi giyineyim ya da bugün moralim bozuk, kendimi nasıl iyi hissediyorsam öyle giyineyim akımı…
 
Kişilerin ruh hali sık sık değişiklik gösterdiği için giyinme tarzları da o ruh haline göre şekil alıyor… İşte bu değişimlerden dolayı giyinme tarzı da günden güne farklılık gösterebiliyor…
Bunun bir sınırı olmalı diye düşünüyorum…
 
Konya’da yaşanan bu olayda belki burada bahsettiğimiz kadar uç örnekler yoktu ama Valinin karşısına tişörtle çıkmak elbette eleştirilecek bir durumdu. Vali bey de haklı olarak uyarısını yaptı.
 
İnsan ödül alıp sahneye çıkacağı bir programa özensiz bir şekilde gelir mi hiç?