Ya Bardak Ol Ya Da Göl

Sezai Keskin

Ustaların çıraklarına sadece edindikleri mesleği, zanaatı değil hayatı da öğrettikleri, en geniş ve gerçek anlamıyla öğretmen oldukları dönemde bir ahşap ustası yaşıyordu. Bu ustanın çırağı büyüdü, ahşap işlemeyi ve hayatı öğrendi, kendi işini kurdu. Bir müddet sonra dostlarından biri oğlunu getirdi, ustadan onu yanına çırak almasını istedi. Fakat bu çırak sürekli şikayet eden, her şeye kızan bir çocuk çıktı. Tahta getirmeye gidiyor, döndüğünde ellerine kıymık battığında uzun uzun dert yanıyordu. Bir iş teslim etmeye gidiyor, döndüğünde yolda, sıcaktan, müşteriden şikayet ediyordu. Usta çocuğa bir şeyler öğretmek için çabalıyordu ama sözlerinin hiçbir tesiri olmuyordu. Bir gün usta çırağını köye tuz almaya gönderdi. Çırak ustasının söylediği gibi, tuzu alıp döndü. Usta bir bardak su getirmesini söyledi. Çırak bir bardak suyu da getirdi. Usta, ''şimdi o tuzu suyun içine at'' dedi. Çırak ustasının emrini yerine getirdi. Sonra usta 'şimdi o suyu iç' dedi. Çırak suyu içti ve tabii ki içer içmez de tükürdü. Öfkeyle ustasına bakarken, usta 'Nasıldı tadı' diye sordu. Çırak nefretle, 'çok acı' dedi. Usta çocuğa 'Tuzu yanına al gel, gidiyoruz' dedi. Çırak ustasının peşine takıldı, bir süre sonra civardaki gölün kıyısına geldiler.
Usta çırağa 'Bütün tuzu göle dök' dedi. Çırak söyleneni yaptı.
Usta 'Şimdi gölün suyundan iç' dedi. Çırak içti.
'Suyun tadı nasıldı' diye sordu usta. Çırak, 'çok güzeldi' dedi.
'Peki tuzun acısını hissettin mi' diye sordu bu kez de.
‘’hayır’’ dedi çırak... Usta çırağı karsısına oturtup anlattı:

 '’Hayattaki bütün olumsuzluklar işte bu bir avuç tuz gibidir. Eğer sen küçük bir bardak su isen, nasıl tuzun bütün acısını tattıysan, hayatın bütün olumsuzluklarından da öyle etkilenirsin. Eğer sen kişiliğinle ve gönlünle bu önümüzdeki göl gibi isen, hayatta karşılaşabileceğin bütün olumsuzluklar seni, o bir avuç tuz, gölün suyunu nasıl etkilediyse öyle etkiler, bir bardak suda tattığın acıyı vermez sana.’’

Seçim senindir :

Ya bardak olacaksın ya da göl...

Fani bir dünyanın ürünleri olduğumuz için, hiçbirimiz mükemmel değiliz. Hepimiz hatalar yapmışızdır. Pişman olduğumuz şeyler vardır; yaptığımız yanlışları bir pişmanlık ile kabullenmek, bizi hayatta doğru yolda tutmaya yarayabilir ve imkan olduğunda hatalarımızı düzeltmek ve gelecekte doğru şeyler yapmak için bizi cesaretlendirebilir. Fakat geçmişteki hatalarımızı, sürekli olarak kendimizi suçlayarak aklımızda tutmamız amansız bir biçimde kendimize acı çektirmekten başka bir amaca hizmet etmez. Aslında dünya mutluluk yurdu değil. Şikayet etme! Levhi Mahfuz’da ne yazılmışssa onu yaşayacaksın. Hiçbir şey senin elinde değil, herşey O’nun elindedir. Sen senin değilsin çünkü. Peki imtihan bunun neresinde? Hayatta karşılaştığınız zorluklar karşısında göstereceğiniz tepkidedir. Bize düşen Sabrı Cemildir….

Çünkü; ya bardak olacaksın ya da göl…