Yazacak bir şey bulamayınca…

Hayrettin Atak

Konya Numune Hastanesinin yüzde 35’inin mi yüzde 50’sinin mi bitirildiği konusunda muhtelif görüşler var… Kepçelerin inşaat temellerini nasıl kazdığını saniye saniye gözlemleyen her Türk vatandaşı gibi derin inşaat tecrübelerim ve bilgimle söylüyorum ki, yüzde 35’i de tamamlanmış olsa yüzde 50’si de bitirilmiş de olsa durum çok şüpheli görülüyor… 2016’ya yetişmeyecek olursa ısrarla söylediğiniz “2016’da bitireceğiz” iddialarınız havada kalmayacak mı?

29 Ekimde “En azından açılışını yapalım bari” deyip de birkaç servisi hazır hale getirmeniz Konya tarafından kabul edilir mi bilemem…

İşin bitim tarihi de 30 Mart 2017 imiş zaten… Niye hala risk alınıyor anlayabilmiş değilim…

Bir paylaşım; Konya’da 13. Yüzyılda 17 üniversite varmış! Sadece Selçuklu’nun değil, ilmin de başkenti Konya… 21. Yüzyılla kıyaslamakta fayda var… Ne kadar gerilediğimiz ortaya çıkar böylece…

Başka bir Konya daha var galiba… Meteoroloji kar yağışı uyarısını oraya yapıyor. Bize de ayazı kalıyor sanırım… Yoksa bu kadar uyarının boşa çıkmasının başka bir nedeni olamaz…

…  

CHP ve MHP’de değişim sesleri yükseliyor… Sadece isimleri değiştirmek neyi değiştirir ki… Fikirler, hedefler, söylemler, idealler ve kökler değişmedikten sonra…

Çok kızıyoruz bazen Bahçeli’ye… Ancak devletin dirayetli duruşu kadar, Bahçeli’nin akl-ı selim politikaları ve söylemleri de büyük çatışmaların önündeki birer ‘hendek’ gibi… Korkuyoruz o nedenle… “Bahçeli gitsin” sesleri aynı zamanda ülkeyi daha da karıştırmaya çalışan dış güçlerin iç sesi olmasın…   

Birleşmiş Milletler, 29 Ocak’ta yapılması planlanan Cenevre görüşmeleri için taraflara davetiyelerin gönderildiğini duyurdu. Türkiye’nin karşı çıktığı PYD’nin de masada yer alacağı belirtildi. Çavuşoğlu’ndan iddiaya ilişkin açıklama hemen geldi; “Boykot ederiz.”

Sanıyorum onların istediği de bu zaten. Yoksa PYD’yi çok sevdiklerinden olduğunu sanmıyorum… Görüşmelerden bir sonuç çıkmaması. Yada Türkiye’nin masada olmaması…  En azından bir süreliğine daha…

Haber; “Üç terör örgütü yöneticisi kayıplara karıştı”

Yerleri biliniyor muydu ki? 

Hayatın gibi ölümünün de şatafatlı olmasını bekliyorsan zamanında öleceksin… Çok beklemeyeceksin öyle… Ne kadar gecikirsen o kadar gözden düşüyorsun… Sonra vefasızlık nutukları atmayacaksın… Her yarım saatte bir gündemin değiştiği ülkede yıllar sonra insanlardan seni hatırlamalarını bekleyemezsin…

‘Ainesi iştir kişinin, lafa bakılmaz’ deyip ‘lafa’ bakan tek biz miyiz acaba şu ömrünü tamamlayan dünyada?

Laf bile bir tarafa “Soya” bakarız hatta karar vermek için…

Kişinin Hayim Nahum’un torunu olmasıyla ile Hacı Bayram Velinin torunu olması arasındaki tek fark isim farklılığı değil mi? Azer’den İbrahim’i (A.S.), Nuh’tan (A.S.)’tan Kenan’ı çıkaran bu inanca teşekkür ederim?

Sahi her biri göklerdeki yıldızlar gibi olan yüzbinlerce sahibinin yüzde 99’unun atası müşrik değil miydi?

“Ne gereği vardı milyarlarca dolar harcayıp kuyruklu yıldıza uzak mekiği yerleştirmenin” diyor hoca efendi… Ve ekliyor “Ben söyleyeyim neler var oralarda ve yaşanacak başka bir gezegen bulabilirler mi?”

“Kıyamet koparken bile elinizde bir fidan varsa onu ekin” hadisinin sadece yeşile duyulan özlem sanıyor” sanırım…

Oysa o sözle aynı zamanda ‘vazgeçmemeyi de’ öğretir, en büyük öğretici…   

Sosyal Medya da GIF dosyaları var. Hayatın en kısa özeti gibi o sürekli tekrar eden paylaşımlar… Hatalar, günahlar, sevaplar, iyilikler hep tekrar ediyor tıpkı hayatımız gibi… Niye bu kadar çok sevilip paylaşıldığını bu pencereden bakınca daha iyi anlıyorum…