Uzun yıllardır Konya’da PTT’nin bir çok kademesinde görev yapan Doğan Arısoy, hâlen Otogar PTT Müdürlüğünü şef olarak göreci devam ediyor, yakın zaman babasını kaybeden ve baba hasreti çeken Doğan Arısoy babasını anlatmış olduğu kitabı çıkarken, yazar Arısoy kitaplarını imzalıyor.
Yazar Arısoy, ilk kitabında babasını anlattı. Kitapta şu başlıklar öne çıkmaşta; 13 Temmuz 1934’te Niğde’nin Sofular köyünde dünyaya gelen Zeki Arısoy, ilk dini terbiyesini ailesinden aldı. Hem imamlık hem de hatiplik görevlerini büyük bir sorumlulukla yerine getiren Arısoy, vaazlarındaki derinliği ve üslubundaki zarafetiyle tanındı. Bu sebeple kendisine “Sultanü’l-Vaizin” unvanı verildi.
GÖSTERİŞTEN UZAK, SAMİMİ BİR HAYAT
Hayatı boyunca sade bir yaşam süren Zeki Arısoy, şöhret ve gösterişten uzak durdu. İbadetlerinde ve hizmetlerinde tek gayesi Allah’ın rızasıydı. Vaazlarında ilmi ve irfanı en güzel şekilde sunarken, çevresine nezaketi ve adabıyla örnek oldu.
EĞİTİM GÖNÜLLÜSÜ BİR ALİM
Arısoy, sadece kendi çocuklarının değil, imkânı olmayan beş öğrencinin de eğitimini üstlendi. Onların tüm ihtiyaçlarını karşılayarak geleceğe hazırladı. Bugün o öğrencilerin evlatları arasında doktor, mühendis, akademisyen, hukukçu, imam ve öğretmenler bulunuyor. Bu yönüyle yalnız birey değil, bir vicdan inşa eden bir eğitim gönüllüsü olarak anılıyor.
DUALARLA ÖRÜLEN ESERLER
Niğde’nin Ovacık köyünde kiliseden çevrilen caminin minaresi, onun duası, azmi ve inancıyla yükseldi. Bu eser, yalnızca taşla değil, gönül ve imanla örülmüş bir emanet olarak nesilden nesle aktarılıyor.
SON MAAŞ VE HAYAT FELSEFESİ
Zeki Arısoy’un hayat felsefesi, vefatından kısa süre önce yaptığı bir davranışla hafızalara kazındı. Son maaşını bozdurup mahalledeki çocuklara dağıttığında çevresindekiler şaşkınlıkla baksa da, o şu sözlerle hayat düsturunu dile getirdi:“Ben kafayı bozmadım. Beden almakla, ruh vermekle doyar. İnsanoğlu vermenin lezzetini tatmalı. Vermeden almak, Allah’a mahsustur. Bu dağıttığım paranın hepsi benim amelimdir.
Yazar Doğan Arısoy, ilk kitabının ardından iki kitap daha yazmak üzere çalışmalarına sitart verdi.”