Yeni Bakan Lütfi Elvan başarılı olur mu?

Seyfullah Koyuncu
Kimilerine göre “af talebi kabul edildi”, kimilerine göre de istifa etti. Sonuç olarak Berat Albayrak görevi bıraktı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla, Maliye ve Hazine Bakanlığına Konyalı hemşehrimiz, Karaman eski milletvekili ve şimdi de Mersin Milletvekili olan Lütfi Elvan atandı.
 
Lütfi Elvan, Karaman Ermenek doğumlu olsa da ilkokulu, ortaokulu Konya’da okumuş, Konya’da büyümüş bir isim. O sebeple kendisini hemşehrimiz olarak sahipleniyoruz.
 
Atama yapılmadan önceki 24 saat boyunca ortaya pek çok isim atıldı. Lütfi Elvan belki de kulislerde en az konuşulan isimdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan kısmen ters köşe yaptı diyebilirim. Dolayısıyla bu atama sosyal medyada da ses getirdi.
 
Lütfi Elvan madencilik mezunu olduğu için burun kıvıranlar olsa da ekonomi alanında master yapmış bir isim. Daha da önemlisi, Lütfi Elvan’ın geçmişte Devlet Planlama Teşkilatı’nda yaptığı başarılı işler. O sebeple Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinde başarılı olma ihtimali yüksek.
 
Ayrıca Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal ile de uyumlu çalışacağını düşünüyorum. Ha ekonomide bugünden yarına keskin kırılmalar olur mu derseniz; pek sanmıyorum. Dış kaynaklı kur saldırıları hızını bir müddet yavaşlatacaktır. Berat Albayrak üzerinden yapılan algılar son bulduğu için iç siyasette de kısmen durulmalar olacaktır.
 
Tabi burada bir parantez açmak istiyorum. Berat Albayrak’ın görevi bırakmasından sonra sadece İngiltere borsasında bile TL yüzde 8.4 değer kazandı. Bu aslında Berat Albayrak üzerinden Türk ekonomisine nasıl bir algı yapıldığını bir kez daha ortaya koyuyor. Yani batılı lobiler, ‘Berat Albayrak gitti döviz düştü’ algısı oluşturmak istediler.
 
Yani Türkiye’ye karşı aşağılık bir organizasyon var batıda ve körfezde!
 
Bakan Elvan’ın işi o sebeple hiç kolay değil. Allah yardımcısı olsun.
 
BAKAN ELVAN’A BİR ÇAĞRI!
 
Bakan Elvan’ın işinin zor olmadığını söylemiştik zaten. Elbette ilk işi kur dengesizliğini ve kur saldırılarını durdurmak olacaktır ama benim bununla bağlantılı olarak kendisine bir çağrım var.
 
Şuanda iş adamlarının ve sanayicilerin en hayati konusu döviz meselesi olsa da sokaktaki vatandaşın başka bir sıkıntısı daha var. O da pazarda, markette, mağazada, en önemlisi de gıdada yaşanan artışlar ve dengesizlikler. Nereye gitsek fiyat artışlarına doları bahane gösteriyorlar. Buna bir çözüm bulmamız gerekiyor artık.
 
Ekonomide sadece sanayi üretimine, ihracata, büyümeye odaklanmak sokaktaki sıkıntıyı çözemez.
 
Yumurtanın, peynirin, sebzenin, yağın fiyatı sokaktaki vatandaşı daha çok ilgilendiriyor. Hem sokaktaki vatandaş aslında AK Parti’nin en fazla oy aldığı kesim. Amiyane tabirle kodamanların derdini çözeyim derken, sokaktaki vatandaşı ihmal etmeyin Sayın Bakanım.
 
Bu çağrının asıl muhatabı Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan olsa da Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’nın bu konuya ortak çözüm bulması gerekir.
 
KONYA’YA KRİTİK GÖREV
 
Öte yandan Bakan Elvan’ın yeni göreviyle birlikte Konya’nın kabinedeki gücü de artmış oldu aslında. En kritik görevleri Konya üstlenmiş durumda.
 
Şuanda Koronavirüs belasıyla mücadele ediyoruz, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Konyalı.
 
Depremlerle ve doğal afetlerle imtihan oluyoruz, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Konyalı.
 
Ekonomimize saldırılar var, Maliye ve Ekonomi Bakanı Lütfi Elvan Konyalı.
 
Konya hep kritik görevlerde yükü çeken şehir. Konyalılar bundan çok mutlu.
 
Öyle ki dün ana sayfamın tamamında herkes Lütfi Elvan’la birlikte çektirdiği bir fotoğrafı paylaşmış durumdaydı…
 
BAKANLIK YAPILARI DEĞİŞECEK!
 
Lütfi Elvan atanmadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kabine değişikliği yapacağı beklentisi oluşmuştu hepimizde. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdilik böyle bir değişikliğe gitmedi.
 
AK Parti’nin ilk baharda gerçekleştireceği olağan kongreden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kabine değişikliğine gitmesini bekliyorum.
 
Bu kabine değişikliğinde de bakanlık yapılarının değişeceğini tahmin ediyorum.
 
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere pek çok bakanlık ayrıştırılacak.
 
DPT TEKRAR KURULMALI!
 
Bu arada yeri gelmişken ifade etmeliyim ki DPT bence tekrar kurulmalı.
 
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kalkınmasını hızlandırmak için kurulan ve 1960-2011 yılları arasında faaliyet göstermiş olan kurum. Bence şuanda DPT’nin yokluğunu çok hissediyoruz.
 
SİZCE BU ANLAŞMA KAZANÇ MI, KAYIP MI?
 
Azerbaycan’ın zafer mücadelesi sona erdi. Ermenistan Başbakanı Paşinyan, Şuşa’yı kaybetmelerinden saatler sonra bir açıklama yaparak yenilgiyi kabul etti ve teslim oldu.
 
Yaşanan son dakika gelişmeleri üzerine Erivan karıştı, göstericiler hükümet binasını bastı. Rus barış gücü alelacele Karabağ'a gitmek için yola çıktı.
 
Azerbaycan gümbür gümbür ilerlerken böyle bir anlaşma metnine imza atmak doğru muydu bilemedim. Kendi kendime, “Bu anlaşma kazanç mı yoksa kayıp mı?” diye sorduğumda çok net cevaplar veremiyorum.
 
Bence bu anlaşma hem kazanç hem de kayıp.
 
Ama kesin bir şey var ki; bu mücadelede en karlı taraf Rusya oldu. Rusya yine istediğini aldı. Hem Ermenistan'da halkın seçtiği batı yanlısı Paşinyan'dan kurtuldu hem de Ermenistan'ı eskisinden daha sıkı şekilde kendine bağladı. Üstüne bir de Karabağ’da askeri üssüne yerleşti. Taş atmadan, kolu yorulmadan bir sürü avantaj sağladı.
 
Şuşa'nın alınmasının akabinde Ermenistan’ın beli kırıldı, çözüldüler. 15- 20 günde tüm Karabağ kurtarılacak durumdaydı. Bu anlaşma olmasaydı Azerbaycan en fazla 1 ay sonra tüm Karabağ’da zafer ilan ederdi zaten kanaatimce.
 
Bu süreç itibarıyla Dağlık Karabağ’da verilecek özerklik ve benzeri tavizler zaferi gölgeler.
 
Her şeyi zaman gösterecek ama bu anlaşmanın bir zafer mi yoksa bir hezimet mi olduğu konusunda şüpheliyim…
 
Aliyev; “Anlaşmanın 5. maddesinde, tarafların ateşkese uyması denetiminin verimliliğinin artırılması amacıyla barış gücü merkezi oluşturulacağı yazılıyor. Bu merkezde Rus ve Türk askerleri faaliyet gösterecek. Türkiye resmen bu çatışmanın gelecek çözümünde ve ateşkese uyulma işinde rol alacaktır. Kardeşim Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in çabalarını takdir ediyorum” dese de Rusya ve Ermenistan’dan yapılan açıklamalar kafa karıştırıcı.
 
Anlaşma metninde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden bahsedilmiyor. Türkiye olmadan yürütülecek süreç Azerbaycan’ın aleyhine olur!
 
Tabi henüz her şey netleşmiş de değil. Bir seçeneğe göre Aliyev Cebrayil ya da yakındaki bir şehre Türk Silahlı Kuvvetleri’ni davet edebilir. Sonuçta Azerbaycan’a bırakılmış bölgelerde, tasarruf Azerbaycan’a aittir.
 
Mevcut anlaşmanın bence en iyi yanı Nahçivan’a açılan koridor. Türkiye’nin de Türk dünyası ile bağlantısı olacak bu koridora çok olumlu bakabilirim.
 
Ama nihayetinde Ermenistan’a diz çöktürmek, bugüne kadar işgal edilen toprakları geri almak tabi ki zaferdir.
 
Eşq olsun Azerbaycan ordusuna.