GÜNAHTAN SAKININ TÖVBE VE İSTİĞFAR EDİN
Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz, kendisine karşı gelmekten sakınan kulları hakkında şöyle buyurur: “Onlar, bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tövbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler.” (Âl-i İmrân, 3/135).
Yüce Allah, bağışlanacak müminlerin vasıflarını sıralarken şöyle buyurmaktadır: “Ve onlar bir kötülük yaptıkları, ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları da Allah’tan başka kim bağışlayabilir? Ve onlar, yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.” (Âl-i İmrân, 3/135). Günahlardan dolayı tövbe etmek farzdır. Tövbe, kulluğun Hz. Âdem’le başlayan bir göstergesidir. Günahkâr kimse vakit geçirmeden tövbeye yönelmelidir. Bu hususta Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyrulmaktadır: “Allah katında (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra hemen tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Yoksa (makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, ‘İşte ben şimdi tövbe ettim’ diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır.” (en-Nisâ, 4/17-18). Hz. Peygamber (s.a.s.) de; “Günahlarından samimi olarak tövbe eden kimse hiç günah işlememiş gibidir.” (İbn Mâce, Zühd, 30 [4250]) buyurmuştur.
RAMAZAN MESAJI
Konya İl Müftüsü Ali Öge'den ramazana özel mesajlar...
KAZAYI GEREKTİREN DURUMLAR NELERDİR?
Oruç, ibadet niyetiyle tan yerinin ağarmasından (fecr-i sâdık), güneş batıncaya kadar, yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir. Söz konusu yasak fiillerin işlenmesiyle oruç bozulur.
Orucu bozup sadece gününe gün kaza gerektiren fiiller şunlardır: a) Yolculuk ve hastalık gibi meşru bir mazerete dayalı olarak yemek ve içmek. b) Kasıt olmaksızın hata ile bir şey yemek ve içmek. Oruçlu olduğu hatırında olan bir kimsenin abdest alırken boğazına su kaçırması böyledir. c) Taş, kâğıt ve pamuk gibi beslenme amacı ve anlamı taşımayan şeyleri yutmak. d) Dişler arasında kalan nohut tanesi büyüklüğündeki kırıntıyı yutmak. e) Yenilip içilmesi mutat olmayan çiğ pirinç, buğday ve darı gibi küçük bir şeyi alıp yutmak. f) Henüz vakit var zannı ile fecrin/tan yerinin ağarmasından sonra yeme ve içmeye devam etmek veya güneş battı zannı ile henüz güneş batmadan iftar etmek. g) Orucu bozan şeyleri bir başkasının zorlaması ile yapmak. h) İsteyerek ağız dolusu kusmak. i) Cinsel ilişki dışında başka bir fiille cünüp olmak. j) Ağza giren yağmur, kar veya doluyu elinde olmadan yutmak. k) Yıkanırken veya yüzerken elinde olmadan su yutmak. l) Unutarak yiyip içtikten sonra orucunun bozulmuş olduğu zannıyla günün geri kalan kısmında yeme-içmeye devam etmek. m) Niyeti imsaktan sonraya bırakıp sonrasında yaptığı bu niyetin geçersiz olduğunu düşünerek günün geri kalan kısmında bilerek yemek-içmek. n) Ramazan orucunu vaktinde tutmamak. Dinen meşru bir mazeret bulunmaksızın Ramazan’da oruç tutmamak büyük günahtır (Merğinânî, el-Hidâye, 1/120-127; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/409-411).
FELAK
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
De ki: “Sabahın rabbine sığınırım; Yarattığı şeylerden gelebilecek kötülüklerden; Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden; Düğümlere üfürenlerin şerrinden; Bir de kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden!”
DUA
Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu bol olan yalnız sensin. (Âl-i İmrân/8)
HADİS
"Güneşin doğduğu her gün insanın bütün eklemleri için sadaka vermesi gerekir. İki kişinin arasını düzeltmen sadakadır. Bir kimseyi kaldırarak hayvanına binmesine yardımcı olman ve eşyasını ona yüklemen sadakadır. Güzel söz de sadakadır. Namaza giderken attığın her adım sadakadır. Yoldaki rahatsızlık veren şeyi kaldırman sadakadır." (Müslim, Zekât, 56)