YENİ HABERLE, EĞİTİMDE YENİ DÖNEM

Sıtkı Yonca

                Kendimden bahsetmek zorunda kalsam bile gerçekten çok sıkıldığım için konudan çabucak uzaklaşmak  isteyişim galiba en iyi tanıdığım yönlerimden biridir. Bu cümle nerden çıktı şimdi? Biraz kendimizden bahsedeceğiz de ondan. Kendimizden ama benimle asla ilgili değil. Sadece sıradan bir yazarı olmakla gurur duyduğum Yeni Haber Gazetesinin, Eğitim Dergisini tanıtmak amacındayım.

                Dergi, Yeni Haber Eğitim olarak sunuluyor ama eğitimin yeni patronu Ziya Selçuk’un sol tarafına Eğitimde Yeni Dönem kapağıyla verilmiş.

                 Mesaj ve bağlantı? Eeee!...gazeteci zekası. Sadece bu bağlantı üzerinden yürüsem bile sütunum kafi gelmez. Şu kadarını söyleyip geçeyim. Başlıkla hem umut, hem güven (tabiki özellikle bakanın şahsında)hem diriliş, hem gelecek  vaadi, hem eski hatalara yer yok, hem de bize biraz zaman tanıyın mesajları aynı anda verilmiş.

                Bir eserin dış görünüşü bana göre çok önemli değil ama dergi görsel olarak kusur arasanız bulamayacağınız değerde.

                Madem dergiyi tanıtacağız; öyleyse bir latife ile kapaktan başlayayım. Şimdiye kadar yüzlerinden tebessümün hiç eksik olmadığı yönleriyle tanıdığım  değerli kardeşlerim Lokman Koyuncuoğlu ve Ahmet Ergan’la, bakan Ziya Selçuk’un tercih edilen resmi arasında bir çelişki gördüm. Niye kendileri gibi tebessüm eden bir Ziya Selçuk resmi koymadılar ki diye gülümsedim.

                Geçtim

                Şunu samimiyetle itiraf etmeliyim ki; bu çap ve kalitede bir dergiyi bir köşe yazısı ile anlatabilmek zor değil imkansız. Çünkü her sayfası ayrı bir analizi gerektiriyor. Reklam amaçlı hazırlanmış bir sayfada, reklam veren kurum yetkilisinin vermiş olduğu beyanat veya kaleme aldığı yazıda bile didaktik bir koku alıyorsunuz. Önyargınız yoksa tabii

                Evet bu bir yerel gazetenin verdiği ek. Ancak derginin bizdeki çağrışımıyla bu emeğe yazık olur. Kitap desem, haydi canım 95 sayfalık reklam dergisi kitap mı olurmuş diye itiraz edecekler için söyleyeyim. 1957 Nobel Edebiyat ödülü alan Albert Camus’nun Yabancı romanı sadece 110 sayfa. Onun ebadıyla kıyaslanınca bizim dergi 200 sayfalık kitap olur. Kaldı ki bizim dergi anne ölümüyle duygularını iptal eden Camus gibi cehennem satmıyor geleceğin eğitimine ışık tutuyor.      

                Lokman Koyuncuoğlu’nun liyakatinin , hayatı pozitif yorumlayan çelebiliğinin ve iş ciddiyetinin, Ahmet Ergan’ın bilge, sakin ve kibar karakterinin, Seyfullah  Koyuncu’nun o ağırbaşlı, yaşından olgun mütevazi kişiliğinin, Betül Erdil Hanım’ın edep, zarafet ve incelik dolu nezaketinin dergi sayfalarına bire bir yansıdığını  inanıyorum ki siz de benim kadar hissedeceksiniz. Derginin kimliğinde ismi geçen Hüseyin Koyuncuoğlu, Yiğit Berkay Çopur, Büşra iyikan ve Mehmet Küçük kardeşlerimi sadece isim olarak tanıyorum ama emekleri geçtiği muhakkak. Böyle bir eserde gösterdikleri performans için kendilerine ayrı ayrı teşekkür ediyor ve kutluyorum.

                Ben size söylemiştim bu dergi bir yazıya sığmaz diye. Şimdi 4 tam sayfa ayrılan Ziya Selçuk’un değişik zamanlarda vermiş olduğu beyanatlardan oluşan (katıldığım kadar olmasa da katılmadığım da olan)eğitim görüşlerini ele alacaktım ama yerim bitmek üzere. Bari şu görüşünün çok değerli olduğunu belirteyim.’’ Matematik işlem temelli değil anlam temelli olacak’’ Bakanın bu düşüncesinin, adını yeni duyduğum Mis Koleji Müdüresi Nesrin Özbedel Hanımda ‘’Çocuklarımız  X’e X demesin ona bir anlam katsın’’ şeklinde karşılık bulması bana çok ilginç geldi.

                Bakanın verdiği enerji mi ,düşünen eğitimci  kalitesi mi? Bir işin felsefesini öğreniyoruz galiba. Selamlar.