Yerköprü Şelalesinde Gülibrişim Ağacı

Ömer Tokgöz

Bu “endemik vatan” kimindir? Orhan Şaik Gökyay ‘a ait bu vatan kimindir başlıklı şiirinde vatanın kara bağrında dimdik duranlarındır diye sorunun cevabıyla bilinir.Endemik Vatan kavramını 2022 de ilk kez Konya kent ormanında yaptığım tespitler ve fotoğraflar üzerinden çalıştım. Acizane endemik ve vatan kelimelerini birlikte isimlendirmeyi ilk ben kullanmıştım. Bu bağlamda her biri 80 kare olmak üzere Konya'mıza ait 15 ayrı paylaşım yaptım. Toplamda yakın plan ve makro çekimler olmak üzere hepsi birbirinden güzel 1200 kareye fotoğraf yayınladım. Endemik vatana özgü flora fauna dokusu ve endemik bitkileri araştırdım

Bu seride amacım Türkiye'nin biyolojik hazinesi olan ve benim de "endemik vatan" olarak isimlendirdiğim yerli, özgün ve milli varlıklarımızın gerekli kıymeti görmesi ve farkındalık bilincine katkı vermektir. 2022 yılından beri Meram’a bağlı Gödene yaylasında devam ettiğim fotoğraflama çalışmaları esnasında gözlemlediğim çiçek, böcek, arı ve kelebek çeşitleri adeta bir bağımlılık oluşturdu. Gödene yaylasından Meram ilçesine oradan Konya içinde gezdiğim dolaştığım her toprak karesinde endemik çiçek, arı kelebek ve böcekler çektim. Endemik vatana özgü bitkilerden yayılan eşsiz aromatik kokuların farkına vardım.(https://www.yenihaberden.com/endemik-vatan-kavrami-uzerine-14237yy.htm)

Bu bağlamda hadim Yerköprü şelalesine bir teneffüs almak üzere gittiğimde kırmızı tül gibi çiçekler içinde bir ağaç dikkatimi çekti. Harikulade güzel ve hoş bir görüntüsü vardı. Galat-ı meşhur oldu ya hemen Google hazretlerine göz attım. Sadece düz internet arama motoruna yazmak bir işe yaramıyor. Bu noktada cep telefonumda yüklü iki uygulamayı meraklısına tavsiye ederim. Doğal bitki örtülerini ve çiçek böcek çeşitlerini araştırdığım iki uygulamaya göz attım. Biri Google Lens diğeri ise Planet uygulaması gayet basit ve kullanımı kolay. Yeni fotoğrafı çekip sorgulamak veya galeriden çekip ne olduğuna bakmak ve incelemek yeterli oluyor. Ayrıca ne tür bir bitkidir ne işe yarar, halk sağlığındaki yeri gibi ilave konularda veri madenciliği yapıyorum.

Gözüme çarpan narin ve güzel çiçekler araştırınca gördüm ki “İstanbul Akasyası” da denilen “Gül ve İbrişim”kelimelerinin birleşiminden isim almış bir ağaç türü idi. Konya'da ilk kez karşılaştığım İstanbul akasyası ya da gülibrişim ağacı beni olduğu kadar geçmişten bugüne gören herkesi hayran bırakan bir görünüme sahip. İşin hoş tarafı gülibrişim ağacınaise Hadim Yerköprü şelalesinde rastladım.Ne muhteşem bir zarafet, hayran kaldım. Gül ibrişim ağacı tür olarak İstanbul'da yetişen bir türdür. İstanbul’da keşfedilen ve 1749 yılındayurtdışına çıkarılan gül ibrişim ağacı hakkında bazı bilgiler aktarayım. (https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Gülibrişim?fbclid=)

İstanbul Akasyası anavatanı Çin ve orta Asya olmakla birlikte atalarımızın göç yoluyla getirdiği bir tür olmalıdır. 5ila 15 metre büyüyebilir. Kemerli dallar geniş bir taç oluşturur. Gövde yeşilimsi gri renklidir ve yaşlandıkça dikey çizgiler belirir. Yapraklar iki teleksi, 20 ila 45 cm uzunluğunda ve 12 ila 25 cm genişliğindedir. Yapraklar 6 ila 12 arası teleğe ayrılır, Birkaç tohum taşır. Tohumlar eylül ve ekim aylarında olgunlaşır. Çiçekler erseliktir.Gıda olarak genç yapraklar ve çiçekler pişirilerek tüketilebilir. Kurutulmuş yapraklarından çay yapılır. Halk sağlığı anlamında çiçek başları gaz giderici, sindirim kolaylaştırıcı, yatıştırıcı ve toniktir. Yara ve şişlere lapa halinde uygulanır.

Gülibrişim ağacı cins olarakağacı İstanbul’dan Avrupa’ya taşıyan İtalyan doğa bilimci Filippo DegliAlbizzi’ye adanmıştır. Tür adı Farsça ipek çiçeği anlamına gelir. Tür ilk defa İstanbul’dan alınarak Avrupa’ya taşınmış ve bilimsel adı da İstanbul’da bilinen adı olan gülibrişim olmuştur.Bitki doğal olarak doğu Asya’da yayılış gösterir ancak peyzaj bitkisi değeri nedeniyle dünyanın büyük bölümüne dağılmıştır. Ormanlık alanlar, yol kenarı ve parklarda görülür. Deniz kenarlarında ve bol rüzgâr alan yerlerde yaygın olarak dikilirler. Temmuz ve ağustos ayları arasında çiçek açar. Deniz seviyesinden 600 metreye kadar olan rakımlarda gözlemlenebilir.(https://www.hurriyet.com.tr/mahmure/gulibrisim-agaci-nedir-nerede-ve-nasil-yetisir-gulibrisim-agaci-ozellikleri-bakimi-ve-faydalari-hakkinda-bilgi-41772657)

Dilimizde gülibrişim, ipek ağacı ve ipek gülü adları ile bilinmektedir. Çinliler mutluluk ağacı demektedir.Pers Çiçeği veya Floş Çiçeği olarak da denilmektedir. İbrişim denilince edebiyatımıza yansıyan türküler, kadın el sanatlarına yansıyan ibrişim oyalardan bahsetmeden olmaz.Farsça bir kelime olan ebrîşem kelimesinden gelen ibrişim sözcüğü, ipek, ipek tel ve bükülmüş ipekten iplik anlamlarına gelmektedir.İpeği işleyen, ipek büken ve ibrişim yapan kimselere ise kazzaz ya da gazzaz/gazez denilmektedir. Konya’da eski garaj civarında Selçuklu ve Osmanlı devleti döneminde bu sanat ve meslek yapıldığı için Gazezler camisi, Gazezler konağı ve Gazezlerçeşmesi bulunmaktadır.

Osmanlı sarayında saray terzileri arasında ipekçilerin oluşturduğu gazzaz bölükleri yer almaktadır. Osmanlı Devleti'nde saray sanatını icra eden ve eğitimli üretim teşkilatını oluşturan ehl-i hiref imalathaneleri Ağa kapısında ve hariçte olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Gazzaz (ibrişim bükücü ve ipekçi), Ağa kapısında olan bir meslek grubu olmakla birlikte çizmeci, çadırcı, saraç, ekmekçi, aşçı, doğramacı, kuyumcu ve berber gibi meslek grupları arasında bulunmaktadır. Bu meslek gruplarının kendi içinde ayrı olarak usta ve kalfaları bulunmaktadır.

İbrişim deyince işin bir de ekonomik boyutu var. 16.yüzyılda İran ve Osmanlı devleti arasında bir ekonomik rekabet unsuru olarak tekstil sektöründe kullanılan ipek, iplik çeşidi ve hammadde olarak dışa bağımlılığın azaltılması açısından “İbrişim yasağı” ise ekonomik anlamda ilginç bir uygulama olarak dikkat çekicidir.10 yıl kadar uygulanmıştır. (XVI. Yüzyılın İlk Çeyreğinde Osmanlı Devleti Tarafından Safevîlere Karşı Alınan Bir Tedbir: İbrişim Yasağı Zeynep Dede, Studıes Of TheOttomanDomaın, Cilt:9,sayı:16, Şubat 2019)

Evet Hadim ilçesindeki Yerköprü şelalesinde gözümüze çarpan gül ibrişim ağacından yola çıktık ibrişim yasağına ve ibrişim oyaya doğru kulaç attık. Şelalede yeni peyzaj yapılırken bu tür bir amaç gözetilip gözetilmediğini bilmiyorum. Ama rüzgâr alan bir bölge olduğu için isabetli bir seçim olmuş İbrişim bir iplik türü olduğu kadar “ibrişim örmüyorlar” isimli folklorik bir Adana türküsüne de hayat vermiştir.Gülibrişim ağacına şehir merkezinde sadece bir yerde rast geldim. Meram yeni yol lastik durağı civarında bir evin bahçesinde yetişkin olarak bulunuyor.

Endemik vatan derken bize özgü ve bu topraklara ait bir ağaç olan İstanbul akasyasından ekonomik faaliyetlere, Türk kadınlarına özgün "oya" sanatına ve müzik dünyamıza farklı pencereler açıldığı görülmektedir.Yerel yönetimler tarafından Konya merkezdeki parklarda uygunluk araştırmaları yaparak güzel kokulu gül ibrişim ağacını yaygınlaştırmaları estetik bir adım olacaktır.

Mustafa Sağyaşar -İbrişim Örmüyorlar