Yetişebiliyor muyuz?

Gökhan Kırlangıç
Bir ömür gibi bitiveriyor Ramazan. Dün birinci gün bugün iki derken... Ramazan bitiyor tıpkı yaşamdan düşen takvim gibi ...Hazan bırakıyor geride...
 
Ömrümüz gibi. Ürperiyor insan , daha çaresiz bir yolculuğun ilk adımları gibi ... Bu ne hızlı bir yolculuk! Her sene, biraz daha yalnızlaşan insan 
 
Teknolojinin  herşeyi varsa- hepsi çaresiz. Ne milyonların içinde yalnızlığa ne de hastalıklara bir çare var. ne ölümler bitiyor ne yeniden hayata merhaba deyişler.Bizi avutsun diye bazen oyuncakları çoğaltıyoruz. Note 3 ler giriyor kalbimize ....radyasyonun bitirici gücüne  çare olamayan .....
Bitişe çare var mı? Yok oluşa Ayrılığa, hasrete, bir vara bir ölüme... Kocaman binalar hangi odasında avutur bizi;hangi marka mobilyalar iç çekişlerimize derman olur.Gönlün  hangi diyara götürür de: “İşte  bu diyebilir?  
 
Gözyaşlarımı silebilir mi bu teknoloji ..bu twetter seni nereye kadar mutlu edebilir. ..Evet sanki  Ramazan   daha hızlı gidiyor.Onu anlamadan dağıttığı huzuru anlayamadan bırakıp gidiyor. Ne zaman geldi, ne zaman yarıyı geçtik; anlayamıyor insan 
 
 
Seher vaktine uyanamıyor insan akşamlar oluyor . Her şeyde bir elveda nasıl bir dram , insan alışıp duruyor.
 
Yetişebiliyor musun? 
 
 
 Her günbatımı alır götürüyor mu sizi  beni. Alabiliyor musunuz  kendinizi kimi zaman. Dalıp dalıp gidiyor musunuz ?  
 
Nereden nereye..
 
İşte gidiyor insan . İşini bitiren gidiyor hem de 
İşte ramazan.
İşte insan ömrü 
İşte günlerin art arda gidişi... buruk vedalar 
Gelmemiş  gibi bunca zaman Yaşanmamış gibi doğumlar düğünler, ölümler... 
 
Yaşanmamış gibi hayat! 
 
Bir emanetken hayat elini çabuk tut Gelmek ve gitmek çok yakındır.
 
 Ümit ve korku arasında 
Ramazan çarçabuk bitiyor. Tıpkı ömrümüz gibi...
Var mı 
Sözümüz 
İzimiz
Aynalarda “yüzleşebileceğimiz” yüzümüz buna bakacağız 
 
Kalın efendim sağlıcakla