Zalimliğiyle sınır tanımaz Kazıklı Voyvoda bile başından oldu

Dr. Dursun Gizli

Fatih’in tarihçisi Tursun Bey, Kazıklı Voyvoda’yı “Kâfirler’in Haccac’ı” diye anar. Haccac, 7. yüzyılda Emeviler’in iktidarını korumak için on binlerce insanı acımasızca öldürten ve Kâbe’yi yıkan bir zalimdi. Eflaklar’ın cellat dedikleri Drakula’ya Osmanlılar, Kazıklı Voyvoda demişlerdi.

Eflak, Kazıklı Voyvoda'nın dedesi Büyük Mircea döneminde 14. yüzyılın sonlarında Osmanlı tabiiyetine girmişti. Babası Vlad Drakul zamanında da ülkede Osmanlı hâkimiyeti devam etti. Osmanlı himayesini kabul eden prens ve emirler, çocuklarını itaatlerinin bir belirtisi olarak Türk sarayına gönderilerek Tokatta Esir Tutuldu.

Böylece hem o prensliğin isyan etmesi önlenir, hem de gelecekte tahta çıkacak hanedan mensubu Türk âdetlerine göre yetişirdi.
Bu durum aynı zamanda tabiiyet altındaki ülkelerin isyan etmemeleri için Osmanlılar'ın aldığı bir tedbirdi. Kazıklı Voyvoda'nın Fatih'le mücadelesini, Franz Babinger, Zeynep Dramalı ve Radu Florescu'nun eserlerinde bulabilirsiniz.

HERKESİN DİLİNDE OLAN KAZIKLI KATLİAM
Fatih Sultan Mehmed durumu haber alınca, Kazıklı Voyvoda'yı gizlice ele geçirmek istedi. Zeki bir adam olan Rum asıllı kâtibi Yunus Bey'i (Katabolinos), Kazıklı Voyvoda'yı gelip padişaha sadakatini ve iyi niyetlerini bildirdiği takdirde, her türlü teveccühe nail olacağına dair vaatlerle huzuruna davet etti. Osmanlı yönetimine hizmet etmek üzere 500 genç Eflak ile 50 at göndermesini, Yergöğü ve Turnu'yu (Küçük Niğbolu) iaşe tedarik bölgesi olarak teslim etmesini ve 10 bin altın duka tutarındaki vergisini de yanında getirmesini istedi. Serhat sancakbeylerinden Çakırcıbaşı Hamza Bey de bu iş için görevlendirilmişti. Kazıklı Voyvoda bir hileyle ele geçirilip yerine kardeşi Radul prens yapılacaktı.
Kazıklı Voyvoda, Katabolinos'a vergiyi hazırladığını, ama bunun yanında 500 genç göndermeyi ve bizzat padişahın huzuruna çıkmayı asla düşünmediğini bildirdi. Katabolinos'u uğurlarken, yanına askerlerini de almıştı. Tuzağın kurulduğu ırmak kenarında Kazıklı Voyvoda galip geldi. Hamza Bey, Katabolinos ve birkaç Türk yakalandı. Elleri ve ayakları kesilip kazığa geçirildiler. Kazıklı Voyvoda, benzer hareketlerde bulunmayı düşünenlere ibret olsun diye rütbesi en büyük Hamza Bey'i en yüksek kazığa geçirtmişti.
Kazıklı Voyvoda daha sonra Tuna Nehri'ni geçip Osmanlı topraklarını talan ederek köyleri kül yığınlarına çevirdi. Kadın-çocuk demeden savunmasız halkın tamamını öldürüp Eflak'a geri döndü. Binlerce esir kazıklara geçirilmişti.

Eflak Kralı Kazıklı Voyvoda ( Vlad )

FATİH SEFERE ÇIKIYOR
Fatih Sultan Mehmed, bu gelişmeler üzerine ordu ve donanmasıyla 1462'de bizzat Eflak seferine çıktı. Bataklıklar ve ormanlarla kaplı Eflak sahillerine ilk olarak 120 topla birlikte Veziriazam Mahmud Paşa inmişti. Ne kıyılarda ne en yakınlardaki insanlar tarafından terk edilmiş ıssız ovalarda herhangi bir direniş görülmedi. Zira Osmanlı ordusu karşısında direnemeyeceğini anlayan Kazıklı Voyvoda, Türklerin yiyecek ve içecek temin etmemeleri için her yeri tahrip ettirip vur kaç taktiğine başvurmuştu. Kendisi de ordusuyla ormanlarda pusudaydı.

Osmanlı ordusu, yedi gün boyunca hiçbir düşmanla karşılaşmadan ıssız toprakları geçti. Fatih, Eflak'ın başkenti Tırgovişte'ye varmadan, bir gece ansızın Kazıklı Voyvoda, Osmanlı ordugahına ani bir baskın düzenledi. Uykuda olan birçok asker ancak meşaleler ve mızraklarla ilerleyen Eflak saldırılarıyla aniden uyandılar. Osmanlı komutanları aldıkları tedbirlerle hiç kimsenin yerinden kıpırdamamasını ve böylece en kötüsü olan gece vakti düzensiz bir kaçışı önlemeyi başardılar.

Osmanlı ordusu Tırgovişte'ye vardığında şehrin kapılarını açık, surlarını savunmasız, terk edilmiş vaziyette buldular. Yolda bir buçuk millik kazığa geçirilen binlerce Osmanlı ve Bulgar ceset kalıntılarının görüldüğü dehşet verici ceset tarlasından geçildi. Sultan, Yalomita Vadisi'nde askerlerinin yazın güneşinden ve kışın soğuğundan kavrulmuş kemiklerini görerek dehşet içinde kalmıştı. Kazıkların üzerinde ise kuşlar yuva yapmıştı. Binlerce Türk'ü ve üzerinde hâlâ kaftanı duran Hamza Bey'i kazıklanmış halde gören Fatih, hırsından yanındaki Veziriazam Mahmud Paşa'yı kırbaçladı.

Kazıklı Voyvoda, bunun üzerine Fatih'in çadırına saldırmak istedi ama çadırı bulamayıp Veziriazam Mahmud Paşa'nın ve İshak Paşa'nın çadırlarına hücum etti. Burada her iki tarafın da kararlılıkla ama önemli kayıplar vermeden mücadele ettikleri bir çatışma meydana geldi. Kazıklı'nın adamları çatışmayı kaybederek geri çekildiler. Gün doğar doğmaz Mihaloğlu Ali Bey komutasındaki Osmanlı birlikleri, Eflaklıları takip edip birçoğunu öldürdüler.

Fatih’in Muhafaza Edilen Kılıcı

Kazıklı Voyvoda, bu gelişmeler üzerine biat ederek ülkesini ve sultanın teveccühünü geri kazanmaya çalıştı. 1462'de, "Osmanlıların büyük hükümdarı" diye yazdı Fatih Sultan Mehmed'e. "Ben, Eflak Voyvodası kulun sana ve ülkene karşı işlediğim suçlardan dolayı içten affını dilerim; Lakin bu mektup mağlup Macarların eline geçti yenilgilerinin Vlad yüzünden olduğunu kendisinin ise Fatihle barışmasını istemeyerek, Macaristan Kralı Matyas, Vlad'ı yakalatıp Vişegrad'a hapsetti.

Kazıklı Voyvoda, Macaristan'da 12 yıl süren bir tutsaklık dönemi geçirdi. 1475 yılının Ocak ayında kardeşi Radul'un ölümü, Eflak kapılarını ona bir kez daha açtı. Kazıklı Voyvoda, ertesi yıl ülkesine dönerek tahtı tekrar ele geçirdi. Fakat tahta çıkışından iki ay kadar sonra başsız vücudu Snagov Manastırı'nın çevresindeki bataklıkta bulundu. Osmanlı askerleri, Kazıklı Voyvoda'yı ele geçirip öldürmüşlerdi. Kesik kafası da muhtemelen İstanbul'a götürülmüştü.