Zikzaklar sürece zarar verir

Ömer Kocabaş

Terörsüz Türkiye yolunda önemli adımlar atılıyor, açıklamalar yapılıyor. Ekonomi, Filistin meselesi, ana muhalefet partisi çevresindeki bitmeyen yolsuzluk iddiaları derken bu mesele hep geri plânda kalıyor. Su fazla bulanmadan hızlı ilerleme sağlanması için terörün sessiz sedasız, sakin bir şekilde bitirilmesi sağlıklı olandır. Örneğin PKK ülkemizdeki teröristleri tamamen geri çekti. Sembolik olmasına rağmen aslında önemli bir adım olan bu gelişme yoğun gündem de araya kaynadı. Fakat Devlet Bahçeli’nin Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi ile ilgili yapmış olduğu açıklama bir anda ortalığı karıştırdı.

MHP lideri Devlet Bahçeli geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama da Selahattin Demirtaş’ın tahliye edilmesinin Türkiye için hayırlı olacağını söyledi. AİHM’in son kararı da buna yönelikti. Şimdi, Selahattin Demirtaş birden fazla davadan yargılanıyor. Hüküm giydiği dava var, devam eden davaları var, üst mahkemeden karar beklenenler vb. karışık bir süreç işliyor. Demirtaş, yaklaşık dokuz yıldır tutuklu. Mahkemeler kesin bir karar verir, tutuklu kaldığı süre aldığı cezayı karşılarsa serbest kalabilir. Yargı da olan bir süreç için Devlet Bahçeli’nin açıklama yapması bana göre doğru değil. Bu açıklama yargının üzerinde bir baskı oluşturacaktır.

Öte yandan AİHM’nin aldığı kararın ülkemiz açısından ciddiye alınacak bir tarafı yok. AİHM’de bugüne kadar Türkiye lehine alınan çok az karar vardır. Yıllardır, Öcalan başta olmak üzere hep aleyhimize kararlar alındı. Bizim mahkemelerimiz ise kendi aldığı kararlara sadık kaldı. Yani durduk yere icat çıkarmaya gerek yok(!) Selahattin Demirtaş’ın yargı süreci de kendi doğal akışında devam etmeli, işin sonunda alınan karara saygı duymalıyız. Bunun için Devlet Bahçeli ya da farklı bir siyasetçinin fazladan açıklama yapmasına gerek yok.

Biz siyasetçi olmadığımız için lafımızı dümdüz edebiliriz. Yargıdan nasıl bir karar çıkarsa çıksın Selahattin Demirtaş vatandaşın vicdanında ömür boyu mahkûmdur. PKK’yı destekleyen, terörü öven soyut açıklamaları bir yana Demirtaş, 6,8 Ekim olaylarının mimarıdır. Yasin Börü ve arkadaşları başta olmak üzere onlarca insanın öldürülmesine neden olmuştur. Katil olmasa da azmettiricidir. Tamam, terörün bitmesini, ülkemizin feraha ermesini elbette istiyoruz. Fakat bunun yolu Demirtaş gibileri aklamaktan geçemez. Tam tersi bu tarz açıklamalar insanları süreçten soğutur. Bir anda öyle bir rüzgâr estirilmeye başlandı ki gören de Demirtaş’ı siyasi bir tutuklu zannedecek. Hendek olayları, Suriye’nin kuzeyindeki olaylar bahane edilerek ülkemizde huzurun kaçırılması için organize edilen eylemler vb. birçok olayda bizzat Demirtaş’ın parmağı var.

Bütün bunlar unutulup yeniden bağlama çalan, kitap yazan Demirtaş imajı çizilmeye çalışılması komik. Vatandaş bu parlatma çabasını yemez. Bu tarz çelişkiler sürece olan güveni sarsmaktan öteye geçmez. Selahattin Demirtaş hapisten çıkacaksa hüküm giyip, cezasını çekmiş bir terör suçlusu olarak çıkmalı. Ondan bir kahraman yaratma peşinde koşanlara izin verilmemeli. Terörsüz Türkiye süreci hassas dengelerle ince bir ipin üzerinde ilerliyor. Bazıları ise yıllar önce başarısız olan çözüm sürecinde olduğu gibi romantik takılıp fantezi yapma peşine düşüyor. Sürecin dallanıp budaklanmasına izin verilmeden en kısa sürede nihayete erdirilmesi şart. Daha önce de söylemiştik, bu süreçte ağzı olanın konuşmasına izin verilmemeli. İnsanların yıllardır çektiği acılara saygı gösterilip, geleceğe bakalım derken geçmişe saygısızlık yapılmamalıdır.

Devlet Bahçeli’nin Selahattin Demirtaş ile ilgili yapmış olduğu bize göre gereksiz açıklama özellikle şehit aileleri tarafından hoş karşılanmadı. Süreci baltalama çalışan sözde milliyetçilere durduk yere fırsat verildi. Hassas dengeler üzerinde düz bir yolda ilerleyen süreçte zikzak yapmaya gerek yok. Bu yolda siyasetçisi de yargı organları da kendi üzerlerine düşeni yapmalı, birbirinin alanına müdahil olmamalı. Üstelik Selahattin Demirtaş ülkenin büyük bir kesiminin vicdanında mahkûm olmuş bir isimdir.

Yeni bir sürece girdiysek özellikle HDP kanadında bu süreç yeni isimlerle devam etmeli. Demirtaş gibi isimleri yeniden parlatıp anlam yükleme çabalarına gerek yok. Demirtaş, hapisten çıkacaksa da bir kenara oturup bağlamasını çalsın. Onun siyaset yapıp parmak sallaması sürece sadece zarar verecektir. İşin sonunda romantizm bir kenara bırakılıp gerçeklerle hareket edilmeli…