SURİYE'DE İŞKENCE MAĞDURLARI REJİMİN ZİNDANLARINI ANLATIYOR - "Kadınların sesi inanılmazdı, erkeklere yaptıklarının aynılarını yaparlardı"

Esed rejiminin sebepsiz alıkoyduğu mozaik ustası Abdülrezzak Tavil, 6 sene boyunca rejimin sorgu merkezlerinde işkence gördü- Tavil:- Kadınların sesi inanılmazdı, erkeklere yaptıklarının aynılarını yaparlardı. Çıplak asıp döverlerdi, gözümle gördüm, hayat
SURİYE'DE İŞKENCE MAĞDURLARI REJİMİN ZİNDANLARINI ANLATIYOR - "Kadınların sesi inanılmazdı, erkeklere yaptıklarının aynılarını yaparlardı"

İDLİB (AA) - BURAK KARACAOĞLU/EŞREF MUSA - Beşşar Esed rejiminin cezaevlerinde 6 yıl boyunca işkence gören mozaik ustası Abdülrezzak Tavil, erkeklere yapılan işkencelerin aynılarının kadınlara da uygulandığını belirterek gördüklerinden çok etkilendiğini söyledi.

Mozaik ustası Tavil, 9 Şubat 2012'de Şam'daki mağazasından müşterileriyle alıkonularak Mezze Askeri Havaalanı'na götürüldü.

Yaklaşık bir yıl nedenini bilmeden orada kalan Tavil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Tutuklu kaldığım sürede insanın aklına gelmeyen işkencelere maruz kaldım." dedi.

Tavil, tutuklu kaldığı ilk gününü şöyle anlattı:

"Girdiğimde ellerim prangalı ve gözlerim kapalıydı. Uzun bir koridorda gelen giden beni dövüyordu. O kadar dövüldüm ki bilincimi kaybettim. Beni yaklaşık 40 metrekarelik bir odaya kapattılar. Tam 270 kişiydik. Ne kadar anlatsam da kelimeler kifayetsiz kalır. Anlatmak imkansız, imkansız...İnsanların çoğu çıplak ve birbirlerinin üstündeydi."

- "Halen tırnaklarım çıkmıyor"

"Odadan sorgu için her çıkardıklarında işkencelere maruz kaldım. Tırnaklarımı çektiler ve parmaklarımı kırdılar. Halen tırnaklarım çıkmıyor." diyen Tavil, şöyle devam etti:

"Allah'tan ölmeyi dilerdim. 5 Ocak 2013'te çıktım. Askeri polis merkezinde bir gece kaldım. Oradan da Adra Cezaevi'ne sevk ettiler, burada 5 yıl 2 ay kaldım. Bu sürede tam 45 kez mahkemeye çıkarıldım ve 15 yıl hüküm aldım, ondan sonra 6 yıl 8 aya indirildi. Ben zaten o kadar yatmıştım."

Tavil, unutamadığı anlarına da değinerek "Yanımızda 12-14 yaşlarında 45 çocuk vardı, en fazla yüreğimi yakan onlardı. Çocuklardan biri ne zaman yanıma gelse ağlayarak yaklaşırdı. 'Amca açım' derdi, parçalanırdım. Her 24 saatte bir, bir kaşık pilav verilirdi. Biri dokunsa yere düşerdik, güç kalmamıştı. Diğer unutamadığım ise kadınlar. O kadınların sesi inanılmazdı. Erkeklere yaptıklarının aynılarını yaparlardı, çıplak asıp döverlerdi, gözümle gördüm, hayatımda unutmamam." ifadelerini kullandı.

- "Annemi gördüm. Gülsem mi, haykırsam mı? Bilemedim"

Gördüğü işkenceler nedeniyle çocuk sahibi olamadığını vurgulayan Tavil, "Üzerime su döküp, cinsel bölgelerime elektrikli copla vururlardı. Doktorlar bunlar nedeniyle çocuk sahibi olamayacağımı söyledi. Evliyim ancak çocuğum olmuyor." diye konuştu.

Tavil, cezaevindeki son gününe ilişkin ise "Önümde odada kelepçeli bir kişi vardı, kafasına sopayla vurdular, adam yere yıkıldı ve öldü." dedi.

Mozaik ustası Tavil, içeriden çıktığında yıllar sonra ilk defa annesini gördüğü anı, "21 Nisan 2017 saat 13.00. Annemi gördüm. Ağlasam mı, gülsem mi, haykırsam mı? Bilemedim." sözleriyle anlattı.

İki yıldır serbest olsa da kendini hala cezaevinde gibi hissettiğini belirten Tavil, "İçeride her gün, her dakika kimsenin hayal edemeyeceği vahşice şekilde bir insan ölüyor." ifadesini kullandı.

Tavil, Şam'dan tehcir edilerek İdlib'e, Türkiye sınır hattına yerleştiğini söyleyerek "Çadır kamplarında yeni bir hayat ve iş fırsatı bulmaya çalışıyorum." diye konuştu.

Kaynak: