Suriyeli Anis'in Türkiye'de otizm ile mücadelesi

Suriye'deki iç savaş nedeniyle ailesiyle Türkiye'ye sığınan 9 yaşındaki otizmli Abdülgani Anis, gördüğü tedavi sayesinde ilerleme kaydetti- Anne Mirfet Sabah:- "Eskiden göz teması kurmuyordu. Gözümün içine bakarak konuşmuyordu. Şimdi göz teması kurabiliyo
Suriyeli Anis'in Türkiye'de otizm ile mücadelesi

ANKARA (AA) - AYBÜKE İNAL - Suriye'deki iç savaş nedeniyle ailesiyle Türkiye'ye sığınan 9 yaşındaki otizmli Abdülgani Anis, gördüğü tedavi sayesinde ilerleme sağladı.

Suriyeli Anis'e henüz 2 yaşındayken otizm tanısı konuldu. Ülkesinde yaşanan iç savaşın ardından ailesiyle 2014'te Türkiye'ye yerleşen çocuğun tedavisine burada devam edildi.

Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneğinin (SGDD) UNICEF ortaklığı ile 2016'da açtığı Al Farah (Mutluluğum) Çocuk Aile Destek Merkezinde psikolog, sağlık eğitmeni ve engelli uzmanları, Anis için seferber oldu.

Otizmli oğlu için verdiği mücadeleyi anlatan anne Mirfet Sabah, Türkiye'ye geldikleri ilk günlerde dil problemi nedeniyle hastanelere erişim konusunda sıkıntılar yaşadıklarını söyledi.

Sabah, "Çocuğum sürekli hareket halindeydi, çok asabiydi. Çok yoruyordu bizi. Sürekli hastanelere gidip geliyordum, çok yoruluyordum hiçbir şey anlamıyordum, bir sonuç alamıyordum ama ASAM'la (SGDD) tanıştıktan sonra buradakiler bana çok yardımcı oldular. Onların belirlediği yolu izledim. Hastanelere erişebildim ve çocuğum için engelli raporu aldım." dedi.

- "Eskisine göre çok daha iyi"

SGDD yardımıyla Anis'in terapi gördüğünü ve şu an özel bir okulda okuduğunu aktaran Sabah, bunun çocuğunun yaşamında olumlu gelişmeler sağladığını belirtti.

Anne Sabah, gelinen aşamayı şöyle anlattı:

"Eskiden zorlanıyordum. Nasıl davranacağımı, çocuğumun ne istediğimi bilemiyordum ama şimdi kendini çok iyi hissediyor. Artık okula gidiyor. Okula gitmediği sürelerde agresif davranıyor. Onunla nasıl konuşacağımızı, ona nasıl davranacağımızı biliyoruz. Eskisine göre daha iyi çok şükür. Mesela eskiden göz teması kurmuyordu. Gözümün içine bakarak konuşmuyordu. Şimdi göz teması kurabiliyoruz. İsmiyle seslendiğimde hiç dönüp bakmıyordu ama artık dönüp bakıyor, dediklerimi anlayabiliyor."

- "Daha fazla ilgi ve eğitimle çok daha iyi olabilir"

Otizmli bir çocuğun annesi olmanın zorlukları olduğunu vurgulayan Sabah, "Kötü günler yaşadım. Çocuğum ağlıyordu ama neden ağladığını anlamıyordum. Neden ağladığını, neden bu sinir, bu öfke bilmiyordum. Aç olduğunda ne yemek istediğini söyleyemiyordu. Daha sonra ASAM'la (SGDD) tanıştım, bana otizm hastası olduğunu söylediler. Tanı hem Suriye'de hem de Türkiye'de konuldu." bilgisini verdi.

Toplumdaki diğer insanları otizmli çocuklara ve ailelerine karşı daha duyarlı olmaya davet eden Sabah, "Toplumda otizmli çocuklara biraz daha iyi bakabilir. İnsanların bakışları bazen çok kötü oluyor. Mesela çocuğum sokakta yürürken bir şey yapıyor. Ona çok kötü bakıyorlar. İnsanlar, otizmli çocukları oldukları gibi kabul edebilirler. Daha fazla ilgi ve eğitimle çocuklar çok daha iyi olabilir." şeklinde konuştu.

SGDD'de engelli uzmanı olarak görev yapan Pırıl Kurtdere ise hastaneye erişim ve psikiyatrdan alacakları ilaçlar ve bunları nasıl kullanacakları konusunda aileye psikolog ve engelli uzmanının destek sağladığını söyledi.

Hacettepe Üniversitesi Ergoterapi bölümünde Anis'in iki ay boyunca haftada bir gün 45 dakikalık seanslar aldığını ve bunun çocuğun sağlığında gözle görülür olumlu gelişmeler sağladığını aktaran Kurtdere, şu bilgileri verdi:

"Abdülgani, otizmli olduğu için zaten insanlarla göz teması kurmama ya da seslenildiğinde adına bakmama durumu çok yoğun şekilde. Hiçbir şekilde yerinde 10-5 dakika kadar kısa süre bile duramıyor. Sürekli televizyon karşısında, anneyle iletişimi hiç yok. Bütün bu terapi süreci sonrasında Abdülgani'nin adına tepki verdiği, hafif göz temaslarının olduğu gibi geri dönüşler aldık. Önceden üstünü her ortamda tamamen çıplak kalacak şekilde çıkarıyordu. Bu, otizmli çocuklarımızda çok sık gördüğümüz bir durum. Fakat bu terapi sürecinden sonra bu durumların azaldığını, anne sözünü daha fazla dinlediğini, bir şeye tepki olarak hoşnutsuz ise ağlamak yerine daha farklı şekilde belirttiğini anne bize iletti."

Kaynak: