Konya Bağırsak Boğazı'ndaki arkeolojik alana maden ruhsatı verildi!

Miryokefalon Savaşı'nın gerçekleştiği Bağırsak Boğazı’nda Konya Çimento Fabrikası’na maden ruhsatı verilmesi kamuoyunda şaşkınlıkla karşılandı.
Konya Bağırsak Boğazı'ndaki arkeolojik alana maden ruhsatı verildi!

Miryokefalon Savaşı'nın gerçekleştiği Bağırsak Boğazı’nda Konya Çimento Fabrikası’na maden ruhsatı verilmesi kamuoyunda şaşkınlıkla karşılandı. Kökeni Demir Çağı’na kadar dayanan kaleye çok yakın bir alanda olan ve Miryokefalon Savaşı’nın yapıldığı meydana rastgelen ruhsat sahasının, Selçuklu ve Konya tarihinin göz göre göre yok olmasına sebep olacağı öğrenildi. Bölgede araştırma yapan akademisyenler ve kamuoyu, ruhsatın iptal edilmesini ve bölgenin tamamen sit alanı ilan edilmesini istiyor.

b4.jpg

Anadolu'nun Türk yurdu olarak perçinlendiği Miryokefalon Zaferi'nin kazanıldığı Bağırsak Boğazı’nda tarihi araştırmalar devam ediyor. 1071 Malazgirt savaşı ve 1919 Kurtuluş Savaşı ile birlikte bin yıllık Anadolu tarihinin üç önemli savaşından biri olan 1176 Miryokefalon Savaşı’nın, Konya-Beyşehir Yolu üzerinde yer alan Bağırsak Boğazı’nda yapıldığı biliniyor. Konuyla ilgili olarak 2014 yılından bu yana Bağırsak Boğazı’nda araştırma yapan akademisyenler, bölgede çok önemli tarihi kalıntılara ulaştı. Fakat ortaya çıkan son bilgiler, Konya tarihinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ortaya çıkardı. Alınan bilgiye göre, Miryokefalon Savaşı’nın yapıldığı ve çok önemli tarihi kalıntıların bulunduğu bölgede, Konya Çimento Fabrikası adına maden sahası ruhsatı verildi.

b8.jpg

“ANADOLU TARİHİNİN EN ÖNEMLİ 3 SAVAŞINDAN BİRİ”

Bölgenin Türk tarihi açısından önemine dikkat çeken Marmara Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Ceylan, “Daha önce Denizli ve Isparta çevresinde araştırmalar yaptık. Bağırsak Boğazı, Konya’yı Batı Anadolu’ya bağlayan önemli bir yol üzerinde bulunuyor. Daha önce arazi çalışmaları yapmıştık ve tarihi kaynakların tamamını inceleyip savaşın o boğazda olduğu konusunda kesin kanaate ulaştık. Elimizde gerçekten tarihi anlamda da çok güçlü veriler var. Bu savaş Türk tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. 1071 Malazgirt savaşı, 1176 Miryokefalon ve 1919 Kurtuluş Savaşı bin yıllık Anadolu tarihinin üç önemli savaşıdır. Üç önemli savaştan bir tanesi Konya Bağırsak Boğazında gerçekleşiyor. Bu savaşla Anadolu’nun tapusu alındı deniliyor. Malazgirt savaşıyla Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı, bu savaşla birlikte de Anadolu’nu tapusu alındı. Artık Bizans’ın Türkleri Anadolu’dan çıkarma umudu tamamen bu savaşla beraber ortadan kalktı” şeklinde konuştu.

merhmet-akif-ceylan-2.jpg
Marmara Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Ceylan
 

“BOĞAZIN TAMAMI SAVAŞ SAHASI”

Son zamanlarda yapılan çalışmalarla birlikte Miryokefalon Savaşı’nın Türkiye’nin gündemine gelmeye başladığını söyleyen Ceylan, “Bu savaşın önümüzdeki yıllarda daha çok gündeme geleceğini düşünüyoruz. Konya’da bu konuyla alakalı saha çalışmalarımızı da yaptık. Yalnızca bu boğazda değil, Derbent tarafında da güneydeki alanlarda da yani geniş bir sahada hem tarihi hem coğrafi anlamda çalışmalar yapmıştık. Ondan sonra da bu savaşın burada olduğuna kanaat getirdik. Savaşın burada olduğuna dair çok açık lokasyon bilgileri de var. Kilikya Krallığı’nda Simbat denilen bir başkomutan var, bu kişi kralın da kardeşidir. Bu savaşın tam olarak o boğazda olduğunu söylüyor. Meldinis ya da Melidis Kalesi olarak bilinen bir kale var o dönemde bölgede. Savaştan sonra acaba bir kalıntı kalmış mıdır? diye de çalışıyoruz bölgede. O dönemden herhangi bir ok ucu, savaş kalıntısı veya toplu mezar olup olmadığına dair bir araştırma yapıyoruz. Araştırmalarımızda Temmuz ve Ağustos aylarında önemli sonuçlara ulaştık. Bu uzun vadeli bir projedir. Bu sahada çalışmalarımıza devam ediyoruz” diye aktardı.

b3-001.jpg

“DEMİR ÇAĞINDAN KALMA KALE TEHLİKEDE!”

Konya çimentonun savaş sahasının oradan malzeme almak istemesine anlam veremediklerini belirten Ceylan, “Selçuklu ve Bizans orduları boğaz boyunca karşılaşıyorlar. Boğaz 12 kilometre uzunluktadır, boğazın tamamı savaş sahasıdır. Konya çimento fabrikasının malzeme alacağı yer yaklaşık 25 bin metre karedir. Şuan sit alanı olarak belirlenen kalenin hemen yanı başındaki bir bölgeden bahsediyoruz. Konya çimentonun çalışma yapacağı yer kaleye zarar veriyor. Balkaya denilen bu kale aslında Hitit döneminin yerleşmesidir. Roma’yı, Bizans’ı, Selçuklu’yu ve Osmanlı’yı görüyor. Bu kale, Hitit döneminden başlıyor, daha sonra Roma dönemi, Bizans dönemi, Selçuklu ve Osmanlı dönemi yerleşim alanına kadar gidiyor. Bu zamana kadar kale kazılmamıştır. Orada önemli bir potansiyel var. Yüzey araştırmalarımız bittiği zaman Konya Bağırsak Boğazı’nı, tarihi ve arkeolojik alan olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tescil ettirmek istiyoruz. Aslında biz bu sahanın tamamını sit alanı ilan ettirmek istiyoruz. Alanda hem gayri Müslimlere ait hem de Müslümanlara bazı mezar ve mezarlıklar belirledik.. Boğazın bazı bölgelerinde jeoradar araştırmaları da yaptırdık. Bazı kanıtlara ulaştık. Bir kez daha hatırlatıyorum, Konya çimento malzeme almak için savaş sahasını kazacak. Konya çimentonun neden başka bir yerden malzeme almadığını anlamlandıramadık” ifadelerine yer verdi.

b7.jpg

“MADEN SAHASI, BOĞAZI TAHRİP EDECEK”

Bölgede açılacak maden sahasının boğazı tamamen tahrip edeceğine dikkat çeken Ceylan, “Boğazın farklı yerlerinde mezarlıklar var. Bunların önümüzdeki yıllarda tahlillerini yaptırmak istiyoruz. Bu bölge savaş sahasının içerisinde kalıyor. Burada büyük bir hafriyatın yapılması boğazı da tamamen değiştirecek. Böyle tarihi bir öneme sahip mekanı değiştiriyoruz, yok ediyoruz. Ayrıca boğazda çok fazla kuş türü yaşıyor. Yani boğazda yaban hayatı var. O yüzden hem tarih açısından hem de doğa açısından maden ruhsatının iptal edilmesi lazım. Biz aslında ön raporumuzu hazırladık. Raporumuzu Konya Valiliği’ne, Konya Büyükşehir Belediyesi’ne ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na da ilettik. Bu, Konya için çok önemli bir konudur. Miryokefalon gibi önemli savaş yerlerini gelecek nesillere taşımamız gerekmektedir.  Bu hem ülkemiz hem de tarihimiz açısından çok önemlidir. Konya, Selçuklu devletinin payitahtıdır. 1146 yılında Birinci Mesut’un yaptığı savaşlar da Bağırsak Boğazı’nda gerçekleşiyor. Aslında bu boğaz iki önemli savaşın yapıldığı bir boğaz konumundadır. Biz burada öğrencilerimizle birlikte 5 yıllık bir proje yapacağız. Bu projenin sponsorluğunu Konya Büyükşehir Belediyesi yapmaktadır” diye konuştu.

b6.jpg

“SAVAŞA DAİR 17 KAYNAK TESPİT ETTİK”

Bağırsak Boğazı’nın, Miryokefalon savaş alanı olduğunu 2014 yılında başlayan çalışmayla tespit ettiklerini söyleyen Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Eskikurt, şöyle konuştu; “Bizim bu konudaki çalışmamız çok daha eskilere dayanıyor. Denizli’den Konya’ya kadar olan sahanın tamamını zaten incelemiştik. 2014’te burası üzerinde karar kıldık çünkü saha çok uygundu ve kaynaklarla örtüşüyordu. Bu savaşa dair 17 kaynak tespit ettik. Bunlardan 7 tanesi savaşın Konya’da olduğunu söylüyor. Bir tanesi özellikle de lokasyon veriyor. Kilikya Ermeni Kralı’nın yeğeni baş komutan olan sparet diye de bilinen Simbad, savaşın Melidis kalesinin önünde olduğunu söylüyor. Bu verdiği lokasyon verisi çok enteresan çünkü bu kelimenin kökeni balla ilgilidir. Bir Macar alimi, Hrozny bunu tespit etmiştir. Kuruluşu Hitit dönemine kadar inen Malatya’nın atası yerleşmenin adının kökeninde de bal kökünün olduğunu söylüyor. Bunu getirip boğaza koyduğumuzda bugün bizim Miryokefalon kalesi dediğimiz yerin bulunduğu kayaya köylüler Balkayalar diyorlar. Yani ismi Türkçeleşerek devam etmiş. Akif hocanın da buna benzer güzel tespitleri oldu. Yine kaynaklarıyla örtüşen coğrafi özellikler var.”

adnan-eskikurt-1.jpg
Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Eskikurt
 

“TARİHİ KALINTILAR BULDUK”

Savaş sahasında tarihi kalıntılar bulduklarını söyleyen Eskikurt, “Biz bunları gördüğümüz için 2015’ten itibaren rahmetli Seyit Küçükbezirci’nin de destekleriyle yüzey araştırması yapmaya çalıştık. Tabi biz bilhassa bu çalışmalar sırasında Balkayalar Kalesi üzerinde çalıştık. Toprak üzerinde gözle görülebilecek malzemeleri aradık. Ok ucu, nal gibi birçok kanıt ve kalıntı bulduk. Bunları değerlendirmek belki uzun yıllar sürebilir. Konya’da incelenmesi gereken birçok tarihi mekan var. Savaşa ait izlerin olabileceği, her yeri dolaştık. Tabi bizim çalışmamız kısa sürede gerçekleştiği için daha bize zaman lazım. Birtakım güzel çalışmalarımız olacak” dedi.

b1-002.jpg

“KÖYLERDE ÇALIŞMALAR YAPILACAK”

Savaşa dair bilgiler toplamak için köyler ve köylerin yakın çevresinde çalışmalar yapılacağının bilgisini veren Eskikurt, “Bir muhtarımızın haber vermesiyle öğrendik ki Konya Çimento bölgeden malzeme almak için girişimde bulunmuş. Herhalde bu işi yapabilmek için de birtakım noktaya da varmış. Bunu şu an durdurmak lazım çünkü çalışma yapacakları alan Balkayalar Kalesine çok yakın ve Balkayalar Kalesi sit alanıdır ve turistik bir değeri vardır. Vaktinde demir çağından beri kullanıldığına dair tespitler yapılmış. Biz de aynı görüşlerdeyiz. Kaldı ki çok güzel bir bölge ve turistik anlamda Beyşehir Konya arasındaki o güzellikleri hala barındırıyor” şeklinde altını çizdi. Yüzey çalışmalarını devam ettirebilmeleri için bölgenin korunması gerektiğini ifade eden Eskikurt, “Doğal anlamda da değerli bir yer orası, çeşitli yaban hayvanları burada üreme gösteriyor” diye anlattı.

b2-003.jpg

“BU ŞANS KONYA’NIN ELİNDEN ALINMAMALI”

Savaşın yapıldığı yerin tespit edilmesinin Konya için büyük bir şans olacağına dikkat çeken Eskikurt, şöyle aktardı: “Biz savaş alanın orada henüz arkeolojik kazı çalışması yapmadık. 2020 yazında gerçekleşen yüzey araştırması sırasında arazi yüzeyinde bulunan gözle görülen objeleri toplayıp Kültür Bakanlığı’nın tayin ettiği müze temsilcisine verdik. Bu şans bence Konya’nın elinden alınmamalıdır. Miryokefalon, Malazgirt kadar önemli bir savaştır. Miryokefalon Anadolu’nun kapılarını Türklere açmıştır ama Miryokefalon savaşı kazanılmasaydı Bizans, Türkleri Anadolu’dan çıkarıp atabilecekti. Çünkü büyük bir kuşatma hedefiyle gelmişlerdi. Dolayısıyla savaş Türk tarihi açısından çok büyük bir savaştır. Bu savaşın yerinin net olarak ortaya çıkması için çalışma yapabilmek lazım.”

“KONYA’NIN BİRÇOK İLÇESİNDE DE ARAŞTIRMA YAPILACAK”

Konya Bağırsak Boğazının olduğu yerin savaş alanı olmasının kaynaklarla örtüştüğünü vurgulayan Eskikurt, “Diğer savaş alanı iddia edilen yer Denizli olsun, Isparta civarında olsun coğrafi ortam kaynakların anlatımlarıyla örtüşmemektedir. Biz bunları tespitini yaptık. Hem kaynakların Konya’yı işaret etmesi hem topografyanın kaynaktaki verilerle örtüşmesi sebebiyle burada çalışma yapmamız gerekmektedir. Bu çalışmayı yapamazsak bir sonuca ulaşamayız. ‘Ortaçağdan Günümüze Konya’ diye bir projenin içerisinde bu çalışmayı yapıyoruz. Bu çalışmanın içerisinde Konya’nın birçok ilçesi var. Onlara da el atılacak. Geniş kapsamlı bir proje ve dolayısıyla bizim için saha darlığı gibi bir durum söz konusu değil. Dilediğimiz miktarda alanı dolaşabiliyoruz” ifadelerine yer verdi.

“KONYA TARİHİNE IŞIK TUTACAK”

Düşman askerlerine ait bir toplu mezar bulunduğu takdirde karbon 14 metoduyla kemikler üzerinde yapılacak araştırmayla net tarihleme yapılabileceğini söyleyen Eskikurt: “O nedenle burayı sit alanına döndürmekte fayda var. Sit alanı olabilmesi öngörülen alan şu anda çimento fabrikasına verilmiş, şu anda sit alanı değil ama ilerleyen zamanda sit alanı olma ihtimali yüksek. Konya’nın bu değere önem vermesi gerek, aksi takdirde yitip giden değerler arasında yer alabilir. Bu çalışmayla birlikte Konya’nın çok bilinmeyen birçok olayı ortaya çıkabilir. Mesela o boğazın içinden Via Sebasta adını verdiğimiz bir Roma yolu geçmektedir. Bu yolun izleri tarlalar içinde hala duruyor. Zamanında Gertrude Bell gelmiş fotoğraflamış. Kısmen Apa Barajı’nın içinde kalmış görünüyor çünkü orada bir kervansaray da var. O yolu kullanırsanız çok muhtemel söz konusu yolu da aşıyorsunuz. Bunlar açığa çıkarıldıkça bir şeyler daha netleşecek diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

b5.jpg

“BÖLGEDE JEDORADAR ÇALIŞMALARI YAPILIYOR”

Bölgenin birinci derece sit alanı olması için gerekli başvuruları yaptıklarını ifade eden Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Merkezi (SÜSAM) Müdürü Prof. Dr. Mehmet Ali Hacıgökmen, ”SÜSAM olarak biz bu araştırmacı iddia sahibi hocalarımızı Selçuk Üniversitesi olarak destekledik. Yüzey araştırmalarının yapılması için gerekli müracaatları yaptık, her zaman yanlarında olduk. Yaklaşık 3 seneden beri 3 müracaat yaptık. Son seneden beri yaptığımız bu müracaatla birlikte bir yüzey araştırması yaptık. Arkadaşlarımızın önünü açtık. Büyükşehir Belediyesi de bu çalışmaya maddi olarak destek verdi. İlk yüzey araştırmasını kendi öğrencilerimizle beraber yaptık. Hem yüzey araştırmasında haritalarla bilgilendirme hem de jeoradar yapılması sonucunda bu bölgede ilk adımımızı atmış olduk. Jeoradar sonuçlarından sonra bir yüzey araştırması ve bir kazıyla hocalarımızın yaptığı iddiayı artık tamamen akademik olarak ispat edeceğiz” şeklinde konuştu.

mehmet-ali-hacigokmen-001.jpg
Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Merkezi (SÜSAM) Müdürü Prof. Dr. Mehmet Ali Hacıgökmen
 

“BÖLGE TAMAMEN SİT ALANI İLAN EDİLMELİ”

Miryokefalon savaşının Konya ve Anadolu Türk tarihi için çok önemli olduğuna vurgu yapan Hacıgökmen, “Haçlılara karşı kazanılan önemli başarılardan bir tanesidir. Türkiye Selçuklu Devletinin savunması bittikten sonra ikinci büyük savaşın yapıldığı yer ve Konya’mız için çok önemli bir yer olması bakımından biz bu alanın tamamen korunmasını, sit alanı ilan edilmesini istiyoruz. Daha sonraki çalışmalarımızla da bu bölgenin artık tamamen bir savaş alanı olarak tescil edilmesini sağlayacağız. Bu hocalarımızın iddiası çok önemli bir iddiadır. Bizler Selçuk Üniversitesi olarak hocalarımızın bu iddialarını ispat etmekte zorunluyuz. Bugüne kadar, Rektörümüz Metin Aksoy Bey ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay Bey de desteklediler. Gelen misafirleri ağırladılar. İnşallah bu süreçte tarihimizi kurtarmak için elimizden geleni yapacağız” diyerek sözlerini noktaladı.

SEYFULLAH KOYUNCU / YENİ HABER GAZETESİ