Tarihin en büyük gezgini Evliya Çelebi

1611 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Evliya Çelebi iyi bir eğitim almıştır. Medresede 7 yıl eğitim aldıktan sonra Enderun mektebinde eğitimine devam etmiştir. Kısa sürede Kuran-ı Kerim'i ezberleyerek hafız olmuştur. 51 yıllık gezi hayatı boyunca devamlı not tutan Evliya Çelebi, Türk ve dünya tarihinin en büyük gezginidir.
Tarihin en büyük gezgini Evliya Çelebi

Türk ve dünya tarihinin en büyük gezgini ve en büyük seyahat kitabının yazarı olan Evliya Çelebi 25 Mart 1611 tarihinde İstanbul’da doğdu. Ataları Kütahyalı olan yazarın babası, Saray-ı Âmire’nin kuyumcubaşısı Derviş Mehmed Zıllî Efendi’dir. Annesi Abaza’dır ve yakın dostluğunu kazanacağı Sadrazam Melek Ahmed Paşa’nın akrabasıdır. Evliya Çelebi, babasının Sarayda nüfuzlu kişilerden ve zamanın tanınmış şahsiyetlerinden olması dolayısıyla önemli hocalarından eğitim almıştır. Şeyhülislam Hamid Efendi Medresesi’nde 7 yıl okumuş, Müderris Ahfeş Efendi’den ders almış, musıkî eğitimini Derviş Ömer Efendi’den alarak iyi bir musiki bilgisine sahip olmuştur. Sa’dîzade Dârülkurrası’nda okuyarak hafız olmuştur. Sultan IV. Murad’ın emriyle alındığı Saray’da 2 yıl kalmış ve burada da eğitimine devam ederek hat ve musiki dersleri almıştır. Evliya Çelebi, iyi bir eğitim almanın yanı sıra zamanının geçerli yabancı dilleri olan Arapça ve Farsçayı öğrendikten sonra babasının komşusu kuyumcu Simyon’dan Rumca öğrenmiş, bir miktar da Latince dersi görmüştür.

EVLİYA ÇELEBİ, HİÇ EVLENMEMİŞTİR

Evliya Çelebi, hiç evlenmemiştir. Ömrünü bekâr olarak geçirmiştir. Kendi ifadesiyle sakalı ve bıyığı olmayan, devamlı tıraş olan bir çelebidir. Gezmeye düşkünlüğü dolayısıyla, gezmek için her sebepten yararlanmış ve bütün ömrü boyunca gezmiştir. Seyahatname boyunca defalarca ifade ettiği üzere, Rum, Arap ve Acem’de, İsveç, Leh ve Çek’te, 7 iklim ve 18 padişahlık yeri 51 yıl boyunca gezip dolaşmıştır. Bütün bu gezdiği coğrafyada 147 dilden kelimeler toplamıştır.

51 YILLIK GEZİ HAYATI BOYUNCA DEVAMLI NOT TUTMUŞ

Evliya Çelebi’nin bugün Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan ve özgün metni 4 bin sayfa tutan 10 ciltlik seyahatnamesinden başka Şakaname diye bir eserinin olduğunu da bize haber vermektedir. Ancak bugüne kadar izine rastlanmamıştır. 51 yıllık gezi hayatı boyunca devamlı not tutmuş, nerelere gittiğini, ne yaptığım, kimlerle görüştüğünü uzun uzun yazmıştır. Hangi tarihte ve nerede öldüğü kesin olarak tespit edilememiştir. Ancak, yalnızlık köşesine çekildiği Mısır’da 1685 tarihinden sonra öldüğü tahmin edilmektedir.

EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİ

Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan 1-8. ciltleri yazarın el yazısı olduğu kabul edilmektedir. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Bağdad Köşkü Bölümü 304 numarada bulunan 1 ve 2. ciltler 374 yaprak, 305 numarada bulunan 3 ve 4. ciltler 408 yaprak, 307 numarada bulunan 5. cilt 187 yaprak, 308 numarada bulunan 7 ve 8. ciltler 383 yaprak ve Revan Köşkü bin 457 numarada bulunan 6. cilt 188 yapraktır. Bu serinin ne yazık ki 9 ve 10. ciltleri elimizde yoktur. Evliya Çelebi’nin ölümünden sonra Mısır’ dan İstanbul’a intikal eden bu değerli eserin 9 ve 10. ciltlerinin çok yıpranmış olduğu bilinmektedir. Zamanın hattatları tarafından 3 nüsha çoğaltılmıştır. Bu çoğaltma nüshalarından biri tam metin olarak Süleymaniye Kütüphanesi Pertev Paşa Bölümü’nde, diğeri Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Beşir Ağa Bölümü’nde, bir diğeri ise yine Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Bağdad ve Revan Köşkü bölümlerinde bulunmaktadır. Bir cilt de İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde vardır.

HER CİLDİN SAYFALARI ÇOK ÖLÇÜLÜ VE DÜZGÜNDÜR

Seyahatname’nin özgün nüshası rik’a hatla aharlı kağıda yazılmıştır. Her cildin sayfaları çok ölçülü ve düzgündür. Sayfalar genelde 36 satır olarak düzenlenmiştir. Bazı ciltlerde satır sayısı 40’a kadar çıkmaktadır. Seyahatname 5. cilde kadar çok dikkatle yazılmış, noktalar konulmuş ve keşideler düzgün olarak çekilmiştir. Evliya Çelebi, hassas olduğu veya doğru okunmasını istediği kelimelerde hareke koymuştur. Bölge ağzını ve söylenişini belirtmek için nokta ve harekelere dikkat etmiştir. Ancak 5. ciltten itibaren harflerin keşideleri ve kulakları çoğu zaman eksiktir. Hele bazı keşide ve noktadan eser yoktur. 9 ve 10. ciltlerin, Evliya’nın el yazısı nüshası olmadığından yıpranmış olan nüshadan çoğaltılmıştır. Hattatlar, eksik ve yıpranmış olan yerdeki bazı kelimeleri kendilerine göre yorumlamışlar, bazen de cümlenin gelişine göre kendiliklerinden eklemeler yapmışlardır. Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Beşir Ağa Bölümü’nde 449 ve 450 numarada kayıtlı ciltlerin başında Hacı Beşir Ağa’nın mührü üstünde 1158 (1745) tarihi yazılıdır. Bu çoğaltılan nüshalardan biri Evliya Çelebi’nin vefatından yaklaşık 60 yıl sonra Hacı Beşir Ağa Kütüphanesi’ne intikal etmiştir. Pertev Paşa ve diğer nüshaların da aynı zamanda çoğaltıldığı tahmin edilmektedir.

SEYAHATNAME 100 YIL SONRA İLK CİDDİ YAYININA KAVUŞMUŞTUR

Seyahatname, ünlü tarihçi Joseph v. Hammer tarafından ilim dünyasına tanıtılıncaya kadar kütüphanelerde saklı kalmıştır. 1843 yılında Müntehabat-ı Evliya Çelebi adıyla ilk seçme yayınlanmıştır. Tam metin olarak 1896 yılında tarihçi ve İkdam Gazetesi sahibi Ahmed Cevdet tarafından yayınına başlanmış ve 1900 yılına kadar ilk 6 cildi yayınlanmıştır. Kilisli Rifat [Kardam] tarafından hazırlanan 7 ve 8. ciltleri 1928 yılında Türk Tarih Encümeni tarafından, 9 ve 10. ciltleri ise 1935 ve 1938 yıllarında Maarif Vekâleti tarafından yayınlanmıştır. Bu seride yayınlanan ciltlere Pertev Paşa Bölümü’ndeki nüsha esas alınmıştır. Bu tam metin olarak ilk yayını ne yazık ki sansüre uğramış, olur olmaz kısımlar çıkarılmış, atlanmış, kelimeler değiştirilmiş ve bazı kelimeler de yanlış okunmuştur. Hem ülkemizde, hem de yabancı ülkelerde yapılan yayınlar bu sansürlü ve eksik yayın esas alınarak yapıldığından pek çok yeni yanlışı da beraberinde getirmiştir. Seyahatname ilk baskısına başlandığı 1896 yılından tam 100 yıl sonra ilk ciddi yayınına kavuşmuştur.