“Tayyip Erdoğan’ın izinde, şuurlu nesil peşindeyiz”

Erdoğan’ın Belarus ziyaretine katılan Selman Özboyacı, Cumhurbaşkanı ile gidilen bu seyahatte o atmosferi solumanın paha biçilemez bir tecrübe anlamı taşıdığını belirterek “O ziyarette devletimizin varlığını ve gücünü hissettik” dedi.
“Tayyip Erdoğan’ın izinde, şuurlu nesil peşindeyiz”

Cumhurbaşkanımız tarafından ülkemize, özellikle de gençler için belirlenmiş olan 2023, 2053 ve 2071 hedefleriyle daha sürdürülebilir bir vizyon amaçlandığını söyleyen AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı, MYK Üyesi ve Ekonomi ve Mali İşler Başkanı, Selman Özboyacı,“Bu amaçlaTürkiye genelinde 5600 mensubumuza “AK Parti Vizyonu, Dış Politika Vizyonu, Tarih Şuuru ve Siyasi Bilinç” adlı 4 ana başlıkta eğitimler verdik. Bu dört ana konuda arkadaşlarımız 2,5 ay boyunca Cumhurbaşkanımızın bütün konuşmalarını, kuruluştan bu güne AK Parti’nin bütün seçim beyannamelerini ve resmi kanallardan yayınlanan tüm dökümanları inceledi. Yetkin hocalarla yapılan istişareler sonucu hazırlanan sunumlar, asil ve yedek 75 MKYK üyemizin ve 81 il başkanımızın eğitmenliğinde 5600 kardeşimize aktarıldı. Daha önce babalarımızın abilerimizin, imam hatip neslinin çok sınırlı imkânlarla oluşturdukları şuuru biz bugün maalesef elimizdeki geniş imkânlarla oluşturmakta sıkıntı çekiyoruz. Tekdüze ve sıradan eğitimlerden ziyade genç arkadaşlarımıza bir şuur ve bilinç kazandırmak bizim temel hedeflerimiz arasındadır. Bu nedenle gençliğin siyaset erki olarak, sadece teşkilat mensuplarımızı değil, genç arkadaşları, vakıflar ve gençlik meclisleri marifetiyle sivil toplum ile buluşturmaya çalışıyoruz ve bu koordinasyonu önemsiyoruz. Gençlik Kolları olarak bizler aynı zamanda AB ülkelerindeki siyasi yapılanmaların gençlik teşkilatları ile sürekli irtibat halinde bulunuyoruz. Bu kapsamda Almanya, Belçika, İsviçre, Hollanda gibi ülkelere arkadaşlarımız tarafından çeşitli ziyaretler gerçekleştirildi. Oradaki siyasi partilerin gençlik oluşumlarıyla görüşüldü, ilgili kişilerle bilgi paylaşımı yapıldı. 15 Temmuz ile ilgili Avrupa’nın bazen bilgi sahibi olmadan bazen de bilgi sahibi olduğu halde yanlı yorumlar yaptığını gördük.”dedi.

ozboyaci--(1).jpg

“15 TEMMUZ’DA GEREKENİ YAPTIK, BUNDAN SONRA DA TEYAKKUZDAYIZ”

15 Temmuz’da gençliğin çok önemli bir sınav verdiğini ancak sadece o geceye takılıp kalmamak gerektiğinin altını çizen Özboyacı,“Görüyoruz ki şer güçler rahat durmuyorlar. Bizler 15 Temmuz’dan sonraki süreci de çok önemsiyoruz. Bu saatten sonra boşa harcayacak bir dakikamızın bile olmadığının farkındayız. Gençlerin Kur’an ve Sünnet merkezli bir yürüyüşe sahip olmaları gerekiyor. Herhangi bir cemaat ve tarikata karşı değiliz. Bu noktada cemaat ve tarikatlar ehil kişiler tarafından doğru bir şekilde, ehli sünnet çizgisinde ilerleyebiliyorsa başımızın tacıdır.  Efendimizin bize veda hutbesinde bıraktığı ve sımsıkı sarılmamız gereken iki tane sarsılmaz değerimiz var. Bunlar Kur’an ve Sünnet. Kur’an ve Sünnet çizgisi dışında bir oluşuma, özellikle de 15 Temmuz’dan sonra göz yummamız mümkün değildir. O çizgiyi çok net bir şekilde belirlememiz lazım.”şeklinde konuştu.

ozboyaci--(2).jpg

“CUMHURBAŞKANIMIZ GENÇLİĞE BÜYÜK ÖNEM VERİYOR”

Cumhurbaşkanımızın gençlere çok önem verdiğini belirten Özboyacı ,Cumhurbaşkanımızın daveti üzere katıldığımız Belarus ziyaretimizde devletimizin varlığını ve gücünü hissettik. Cumhurbaşkanımız ile birlikte bir yurt dışı seyahatinde bulunmak, o kafilede yer alıp o atmosferi teneffüs etmek, bizler için pahabiçilemez bir tecrübe oldu.Cumhurbaşkanımızın ne kadar etkili ve muteber bir siyasi şahsiyet olduğuna Belarus’ta bir kez daha canlı bir şekilde şahit olduk. Özellikle Belarus Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko’nun Cumhurbaşkanımız ile olan şahsi diyaloğu çok üst düzeydeydi.Ziyaret çok verimli oldu ve 9 farklı alanda protokoller imzalandı. Seyahatin dönüşünde Cumhurbaşkanımızla sohbet edebilme fırsatını yakaladık. Kendisinin gençliğe verdiği önem çok büyük. Bu ziyaretin bizler için verimli olup olmadığını detaylı bir şekilde sordu, Biz de bundan şeref duyduk.Böyle bir liderin arkasında görev alabildiğimiz için Rabbimize hamd ediyoruz. Kendisinin bizlere olan ilgisi ve gençliğin çalışmalarını takibatı gerçekten çok önemli.” ifadelerini kullandı.

ozboyaci--(3).jpg

MEVCUT ANAYASA IHTIYAÇLARI KARŞILAYAMIYOR

Darbe anayasasının artık mevcut ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını ifade eden Özboyacı, “1982 yılından beri tam 34 yıldır aynı anayasa ile idare edilmeye çalışılıyoruz. Maalesef 1982 darbe anayasası ile alakalı yolun sonuna gelmiş durumda bulunuyoruz. Bu manada sadece anayasa değil parlamenter sitemin de sonuna geldiğimizi görüyoruz. Yeni yönetim sisteminin en büyük getirisi doğrudan temsil imkânı olacaktır. Parlamenter sistemde istikrarsızlık gibi sonuçlar ortaya çıkıyordu. Her seçimden sonra bizleri, acaba koalisyon mu olacak, hükümet kurulamayacak mı, hükümet kurma yetkisi kime verilecek gibi çeşitli krizler ve açmazlara sokuyordu.Geriye dönüp baktığımızda 1961’den 2002’ye kadar 32 farklı hükümet görev almış. Ortalama görev süreleri de bir buçuk yıl olmuş. Bu manada, bir buçuk yıllık hükümetlerin ne kadar kapsamlı ve büyük yatırımlar yapabileceği ve ne kadar verimli olabileceği de bir soru işareti olarak karşımıza çıkıyor.”dedi.

tbmm--(3).jpg

“KOALİSYON DEMEK KRİZ DEMEK”

Koalisyon hükümetlerinin bugüne kadar hep siyasi krizler olarak geri döndüğünü ifade eden Özboyacı, Bunun özellikle de ekonomik yansımaları çok problemli oldu. Örneğin 1970’de 2,3 milyar dolar olan toplam borcumuz, 1980’de 16,2 milyar dolara fırladı ve tam 8 kat arttı. 1978’de, 1994’de, 2001’de yaşanan 3 büyük ekonomik krizin hepsi koalisyon hükümetleri zamanında gerçekleşmiş ve özellikle 1994’de yaşadığımız krizde, yüzde 150 enflasyon, yüzde bin 500 gecelik faiz gibi durumlar hep koalisyonların tetiklediği, Türkiye’yi ekonomik anlamda çıkmazlara sokan durumlar oluşturmuştur. Bütün bu kaos ortamında bir de güvenlik probleminiz ortaya çıkıyor.Bugün Türkiye 5-6 farklı terörist grupla aynı anda mücadele ediyor. Elhamdülillah bu kabiliyete sahip olduğumuzdan bu işi başarılı bir şekilde yürütebiliyoruz. Bunu da tabi 14 senelik sağlam ve istikrarlı bir iktidarın neticesinde yapabiliyoruz. Koalisyon dönemlerinde oluşan güvenlik zafiyetlerinin sonuçları bugün bile karşımıza çıkabiliyor. Bunun içine FETÖ’yü de, PKK’yı da katabiliriz.”şeklinde konuştu.

erdogan

“FİİLEN YARI BAŞKANLIK SİSTEMİNE ZATEN GEÇTİK”

2007 yılında halkın Cumhurbaşkanını doğrudan seçmesiyle aslında fiilen yarı başkanlık sistemine geçilmiş olduğunu söyleyen Özboyacı, “Parlamenter sistemde maalesef yetkiler ve görevler iç içe geçmiş durumda bulunuyor. Bu sistemde eğer yöneticiler aynı siyasi kültürden geliyorsa sıkıntıları aşmak biraz daha kolay ancak uzun vadede ciddi manada kriz potansiyeli barındıran sıkıntılı bir durum olarak karşımıza çıkıyor.  Yeni sistemde başkanın seçimi ayrı parlamentonun seçimi ayrı olacağı için bir koalisyon tehlikesi de yok. Başkan kendi Bakanlar Kurulunu kurmakla yükümlü olacak. Bakanlar Kurulu da Başkan tarafından belirlenecek ve parlamento üyelerinden olmayacak. O nedenle de Meclis’in yükü ayrı Bakanlar Kurulu’nun yükü ayrı olacak ve herkes kendi işine bakmış olacak. Kısaca Başkanlık seçiminin ertesi günü seçilen Başkan icraatlara başlayabilecek .Meclis de yasama ve bütçe faaliyetlerine daha çok eğileceği için orada da çok ciddi bir verimlilik bekliyoruz. Bakanlar Kurulu yani yürütme erkinin de ciddi anlamda icraata yoğunlaşacağı için onların da yasama ve bütçe ile alakası olmayacağı için aynı zamanda çok daha verimli bir icra bekliyoruz.”ifadelerini kullandı.

“YENİ SİSTEMİN DİKTATÖRLÜKLE İLGİSİ YOK”

Önerdikleri sistemin diktatörlükle uzaktan yakından alakası olmadığını da sözlerine ekleyen Özboyacı, “Burada şunu kesinlikle belirtmek gerekiyor ki yeni sistem kesinlikle diktatörlük sistemi değildir. Recep Tayyip Erdoğan da yeni sistemi kesinlikle kendisi için istemiyor. Cumhurbaşkanımız ileri görüşlü ve vatan sevdalısı olduğu için kendisi gibi güçlü bir siyasi figürden sonra da sistemin aksamadan yürüyebilmesi adına bunun bir sistem haline gelmesini istiyor.  En çok konuşulan konulardan bir tanesi de federasyon ve eyalet siteminin gelip gelmeyeceği konusu oluyor. Bu konuda Cumhurbaşkanımızın da Başbakanımızın da görüşü tek millet, tek devlet, tek bayrak ve tek vatan doğrultusundadır. Bu çizgiden kesinlikle bir sapma yok. O nedenle de bu sistem özerklik içermiyor. Aksine dar ve daraltılmış bölge seçenekleriyle çok daha zengin bir temsil yeteneği getiriyor.” ifadelerini kullandı.

ozboyaci--(4).jpg

İSMAİL KOÇ / YENİ HABER GAZETESİ