TBMM kadınların iş ve aile yaşamlarının uyumlaştırılması alt komisyonu toplandı

ILO Temsilcisi Ebru Özberk Anlı:- "İş yaşam dengesi açısından 'Aile Sorumlulukları olan İşçiler Sözleşmesi' öncelikli ve kritik bir sözleşme"- UNDP Temsilcisi Aslı Çoban:- "UNDP'nin son dönemde yaptığı çalışmaların önemli bir kısmı şuna yoğunlaşıyor; 'Bak
TBMM kadınların iş ve aile yaşamlarının uyumlaştırılması alt komisyonu toplandı

TBMM (AA) - Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Temsilcisi Ebru Özberk Anlı, kadınların insana yakışır işlerde çalışması hakkında ILO sözleşmelerine dikkati çekerek, bu kapsamda Aile Sorumlulukları olan İşçiler Sözleşmesi'nin öncelikli ve kritik bir sözleşme olduğunu söyledi.

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu bünyesinde kurulan "Kadınların iş ve aile yaşamlarının uyumlaştırılmasında karşılaşılan sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi" konulu alt komisyonu toplandı.

Komisyon, AK Parti Balıkesir Milletvekili Belgin Uygur başkanlığında bir araya geldi.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Temsilcileri Ayşe Emel Akalın ve Ebru Özberk Anlı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Temsilcisi Aslı Çoban, komisyon üyelerine sunum yaptı.

Ebru Özberk Anlı, kadınların insana yakışır işlerde çalışması hakkında ILO sözleşmelerine işaret ederek, Türkiye'nin "Eşit Ücret Sözleşmesi" ile "Ayrımcılık (İstihdamda ve Mesleklerde) Sözleşmesi"ni imzaladığını ancak "Aile Sorumlulukları olan İşçiler Sözleşmesi", "Anneliğin Korunması Sözleşmesi", "Ev İşçileri Sözleşmesi", "Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi"nin henüz Türkiye tarafından imzalanmadığını söyledi.

Bu sözleşmelerin Türkiye tarafından onaylanması ve yürürlüğe konmasının çalışma hayatında eşitliğin sağlanması anlamında büyük katkı sağlayacağını ifade eden Anlı, "İş yaşam dengesi açısından 'Aile Sorumlulukları olan İşçiler Sözleşmesi' öncelikli ve kritik bir sözleşme." dedi.

- "Ücret açığı konusunda o alana spesifik düzenlemelere de ihtiyacımız var"

Türkiye'nin onayladığı sözleşmeler açısından durum ne diye bakıldığında ILO Uzmanlar Komitesine ücret açığı ve ayrımcılık konusunda başvurular olduğunu dile getiren Anlı, buna ilişkin raporların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile paylaşıldığını açıkladı.

İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun çalışma hayatında karşılaşılan ayrımcılık konusunda yeni bir mekanizma olarak devreye girmesinin takdirle karşılandığını anlatan Anlı, şöyle konuştu:

"Fakat ücret açığı var. Ücret açığının giderilmesi için bir yasal düzenlememiz var ama ücret açığı konusunda o alana spesifik düzenlemelere de ihtiyacımız var. 'Cinsiyetinden dolayı farklı muamele yapılmaz' bir ilke olarak yerinde ve önemli bir ilke ama bunun nasıl daha somutlanacağı konusunda düzenlemelere ihtiyacımız var. Örneğin birçok ülkede özel sektöre, büyük işletmelerde yıllık ya da 2 yıllık ücret açığını ilan etme zorunluluğu getiriliyor. 2 yılda bir şirketler ücret açığını açıklıyorlar. Çalışma Bakanlığı, bu konuda hangi tedbirleri alacağını soruyor ve bir sonraki rapor döneminde 'Hangilerini aldınız? Ücret açığını ne kadar azalttınız?' şeklinde izleme yapıyor. Bu yasal olarak düzenleniyor. Özel sektörün bundan kaçma şansı yok."

Türkiye'de özel sektörde ücret açığının, kamu sektöründen çok daha yüksek olduğunu vurgulayan Anlı, "Bunun en önemli sebebi; kadınlar arasında kayıtsız çalışmanın çok fazla olması. Bu alanda yapılacak çalışmalar, kayıtsızlığın da önlenmesi anlamında katkı sağlayacaktır." ifadelerini kullandı.

- "Sübvansiyonlu gündüz bakımı, kadın istihdamını olumlu etkiliyor"

ILO ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından cinsiyete dayalı ücret farkının hesaplanmasını hedef alan "Cinsiyete Dayalı Ücret Farkının Ölçümü: Türkiye Uygulaması" başlıklı rapor hazırlandığını anlatan Anlı, çocuğu olan ve olmayan kadınlar arasındaki ücret farkı çocuğu olan anneler aleyhine yüzde 11, annelerin ücret düzeyinin babalar ile kıyaslandığında ücret farkının ise annelerin aleyhine yüzde 19 olduğunu söyledi.

Evlerde bakımı öngören bir uygulama olan "Sübvansiyonlu gündüz bakım" uygulamasının hem ebeveyn hem de bakım işçisini destekleyen bir uygulama olduğunu dile getiren Anlı, düşük gelirli ülkelerde sübvansiyonlu gündüz bakımının kadın istihdamını olumlu etkilediğini belirtti.

- "Bakım ekonomisi ortaya çıkardığımız zaman durumu tersine çevirebiliriz"

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Temsilcisi Aslı Çoban, UNDP'nin kadının güçlenmesi çalışmalarına yaklaşımını anlatarak, "Göçmen Ev İşçileri araştırması, "Kilis Aktif Yaşam Merkezi, "Belediyeler için yaşlılara yönelik evde bakım hizmet standartları", "Belediyelerce yaşlı bakım hizmet sunumunun geliştirilmesi: Bakım ihtiyaç analizi araştırması", "Özel sektör, iyi örnekler taraması", "Ebeveyn izni ve uzun dönemli bakım sigortası fizibilite çalışmaları" gibi proje temelli çalışmaları olduğunu söyledi.

İş yaşam dengesinin sağlanmasının bir bakım emeği ve ekonomisi meselesi olduğunu vurgulayan Çoban, "Kadınların işgücü piyasasına girmesi ve kalmasını kolaylaştırıyor. Çünkü ücretsiz alanda bakım işçisi, kadınlar. Bu yükümlülükleri onlara ücretli çalışma alanında zaman bırakmayabiliyor. Dolayısıyla bu yükümlülükleri hafiflettiğimiz zaman, etkin bir bakım ekonomisi ortaya çıkardığımız zaman bu durumu tersine çevirebiliriz." dedi.

Sürdürülebilir, kapsayıcı bir büyüme ve krizden çıkış stratejisi konusuna da değinen Çoban, "UNDP'nin son dönemde yaptığı çalışmaların önemli bir kısmı şuna yoğunlaşıyor; 'Bakım hizmetlerine yatırım yaparsak ekonomik büyüme açısından bu bizi nereye taşır?'" diye konuştu.

Kaynak: