TCMB Başkanı Murat Uysal soruları yanıtladı: (1)

“Mart ayının ikinci haftasından itibaren olağanüstü koşullar nedeniyle rezervlerimizde bir dalgalanma söz konusu ama bunun geçici olduğunu ifade etmek isterim”- “(Swap) Hem ticaret bağımızın güçlü olduğu ülkelerle ve merkez bankalarıyla bu görüşmeleri sür
TCMB Başkanı Murat Uysal soruları yanıtladı: (1)

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, “Mart ayının ikinci haftasından itibaren olağanüstü koşullar nedeniyle rezervlerimizde bir dalgalanma söz konusu ama bunun geçici olduğunu ifade etmek isterim.” dedi.

Uysal, video konferans ile gerçekleştirilen Enflasyon Raporu 2020-II Bilgilendirme Toplantısı'nda ekonomistlerin ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Merkez bankalarıyla swap görüşmelerine devam ettiklerini anımsatan Uysal, birkaç merkez bankasıyla swap ilişkilerinin olduğunu, bu dönemde mevcut limit ve iş birliğini geliştirme yönündeki görüşmelerin devam ettiğini söyledi.

Bunların dışında da diğer muhtelif daha fazla sayıdaki merkez bankasıyla swap hattı kurulması yönünde de görüşmelerin devam ettiğini ifade eden Uysal, şunları kaydetti:

“Daha önceki swap anlaşmalarını yerel paralarla ticaretin geliştirilmesi tabanı üzerine oturtmuştuk. Bununla birlikte finansal istikrarın desteklenmesi ve bir güvenlik kalkanı oluşturması açısından swap anlaşmalarının öne çıktığını görüyoruz. G20 toplantılarında, katıldığımız platformlarda da birçok ülkenin swap anlaşmalarını genişletme yönündeki görüşleri desteklediğini belirtmek isterim. Ticaret bağımızın güçlü olduğu ülkelerle ve merkez bankalarıyla bu görüşmeleri sürdürüyoruz. Somut neticeler ortaya çıktıkça kamuoyuyla hızlı şekilde paylaşacağız.”


- “Cari dengede ılımlı seyir izlenmesini bekliyoruz”


Kur politikası ve rezervlerdeki azalışa ilişkin soru üzerine Murat Uysal, olağanüstü bir dönemden geçildiğini belirterek, bu dönemde küresel bazda risk iştahında ciddi azalma ve gelişmekte olan ülkelerden ciddi oranda sermaye çıkışı olduğunu kaydetti.

Böyle bir dönemde diğer gelişmekte olan ülke merkez bankalarında olduğu gibi döviz kurlarında ve rezerv seviyelerinde dalgalanmaların olabildiğini ifade eden Uysal, böyle dönemlerde bu tip dalgalanmaların olmasının normal olduğunu dile getirdi.

Uysal, geçen sene belli dönemlerde bu stresi yaşadıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sermaye çıkışlarının arttığı dönemler olmuştu. Ama daha sonra rezervlerimizi güçlendirme yönünde bir trend izlemiştik. Mart ayının ikinci haftasından itibaren olağanüstü koşullar nedeniyle rezervlerimizde bir dalgalanma söz konusu ama bunun geçici olduğunu ifade etmek isterim. Döviz sistemimizde herhangi bir değişiklik yok. Dalgalı kur sistemi devam ediyor, ancak böyle dönemlerde finansal istikrarın korunması açısından farklı kanallarda döviz rezervlerinde birçok farklı kanaldan değişimler yaşanabiliyor. Bizim döviz rezervlerindeki değişim daha çok ödemeler dengesindeki değişikliklerden de etkilenebiliyor.”

Uysal, ödemeler dengesinde gelecek döneme bakıldığında cari denge tarafına değinmek istediğini anlatarak, “İhracat ve turizmde yavaşlama söz konusu ama bununla birlikte ithalatta belirgin bir düşüş, petrol fiyatlarındaki azalmayla birlikte biz önümüzde cari dengede ılımlı seyir izlenmesini bekliyoruz. Dolayısıyla kısa vadede bir miktar baskı oluşsa da zaman içerisinde dengeli bir seyir oluşmasını ve bu kanaldan büyük bir baskı gelmemesini düşünüyoruz, rezervler üzerine.” diye konuştu.

Diğer taraftan finansman kanalına bakıldığında özellikle portföy yatırımlarında yurt dışı yerleşiklerin TL’deki pozisyon almalarının son dönemde ciddi oranda azaldığını ve çok düşük seviyelere geldiğini gördüklerini ifade eden Uysal, bu kanaldan da gelecek ek bir sermaye çıkışı baskısının giderek azaldığını ve sınırlı kalacağını değerlendirdiklerini kaydetti.


- “Zaman içerisinde kademeli bir şekilde kurlar üzerindeki baskı azalacaktır”


Uysal, diğer bir kanalın ise finansman kanalında, reel sektörün ve bankacılık sektörünün borç çevirme oranları olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

“Bu olağanüstü dönemde, mart ve nisan ayında dahi borç çevirme oranlarında bankalarımızın ve reel sektörün oldukça yüksek seviyede borçlarını çevirebildiğini ve yüzde 80’ler civarında rollover rasyolarının devam ettiğini görüyoruz. Küresel merkez bankalarının bu kadar genişletici adımlar attığı dönemde rollover rasyolarında çok ciddi sıkıntı yaşanmasını beklemiyoruz. Dolayısıyla yurt içi yerleşiklerin davranışlarında da ciddi bozulma olmadığı takdirde önümüzdeki dönemde ödemeler dengesi kanalıyla rezervler üzerinde kalıcı bir baskı olmasını beklemiyoruz. Zaman içeresinde kademeli bir şekilde kurlar üzerindeki baskının da azalacağını ifade etmek isterim.”

İçinden geçilen koşulları yönetirken finansal istikrara önem verdiklerini her zaman ifade ettiklerini anımsatan Uysal, “Sadece faiz politikasıyla sınırlı bir çerçeveye bağlı kalırsak istediğimiz sonuçları alamayabiliriz. Ekonominin içinden geçtiği süreci dikkate alarak tüm yönleriyle etkin bir şekilde elimizdeki araçları kullanmaya devam ediyoruz.” dedi.

Uysal, enflasyondaki orta vadeli görünüm ile ilgili beklentilerin farklılaşabildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim değerlendirmemiz yıl sonu enflasyon tahminimizi yüzde 8,2’den yüzde 7,4’e çektik. Bunu ilk etapta döviz kurundaki değer kaybına rağmen özellikle petrol ve emtia fiyatları başta olmak üzere aşağı yönlü hareket var. Bununla birlikte hem küresel tarafta hem yurt içi tarafında toplam talep koşullarının enflasyonu önümüzdeki dönemde baskılayacağını görüyoruz. Tüm bu enflasyonda kısa vadede yukarı yönlü, bununla birlikte aşağı yönlü etkileri dikkate aldığımızda, aşağı yönlü etkilerin ağır basacağını ve temmuz ayından itibaren daha hızlı olmak üzere enflasyondaki aşağı gelişin belirginleşeceğini düşünüyoruz. 2019 yılında piyasa beklentileri bizim enflasyon tahminlerimizin bir miktar yukarısındaydı ama enflasyon verileri gerçekleştikçe beklentilerin bizim tahminlerimize doğru yakınsadığını gördük. Bu dönemde de benzer bir seyrin yaşanacağını tahmin ediyoruz.”

İşsizlik oranlarının takibine ilişkin soru üzerine Uysal, bu süreçte tahmin belirsizliğinin yüksek düzeyde olduğunu belirterek, “Tahmin yapmak giderek güçleşiyor. İşsizlik oranları konusunda belirgin bir rakam belirtmem doğru olmaz. Yüksek frekanslı verileri takip etmeye devam ediyoruz.” dedi.

Uysal, son dönemde ekonomi yönetiminin aldığı tedbirlere işaret ederek, “Özellikle istihdam tarafında kısa çalışma ödeneği gibi alınan tedbirlerin, işsizliğin çok hızlı düzeyde artmasını önleyici katkılar yapacağını düşünüyoruz. Bununla birlikte ücretsiz izne çıkanlara yapılacak ödemeler söz konusu. Bu noktada çok hızlı artış gözükmese bile özellikle kayıt dışı tarafta çalışanların bu dönemde ne yönde evrileceği çok önemli. Yakından takip edilmesi gereken bir konu. Bu kesime de doğrudan destek güçlü şekilde sağlanıyor.” şeklinde konuştu.

Bu sürece girmeden önce işsizlik oranlarında iktisadi faaliyetteki güçlenme ile birlikte aşağı yönlü seyri güçlü şekilde görmeye başladıklarını anımsatan Uysal, “Ancak mart ortalarından itibaren bu seyrin bir miktar daha tersine dönebileceği ama alınan önlemlerle mümkün olduğu kadar sınırlı kalacağını öngörüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.


(Sürecek)


Kaynak: