TCMB Başkanı Murat Uysal soruları yanıtladı: (2)

"Makul reel faiz konusunda bir bant telaffuz etmek istemiyoruz"- "Haziran 2019'dan itibaren finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte kredilerde canlanma sürecinin başladığını görüyoruz. Kur etkisinden arındırılmış kredi büyümesi yaklaşık yüzde 5, TL kre
TCMB Başkanı Murat Uysal soruları yanıtladı: (2)

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, "Makul reel faiz konusunda bir bant telaffuz etmek istemiyoruz." dedi.

Uysal, TCMB İstanbul Şubesi'nde "Enflasyon Raporu 2019-IV Bilgilendirme Toplantısı"nda ekonomistlerin ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

TCMB'nin bankacılık sistemine yaptığı fonlama kanallarında swapın payının artıp artmadığına ilişkin sorusu üzerine Uysal, TCMB'nin ana fonlama kanalının haftalık repo faizi olduğunu, şu anda politika faizinin bunun üzerinden uygulandığını belirterek, TCMB'nin farklı kanalları da zaman zaman kullanabildiğini, son dönemde swap kanalıyla bankalara fonlama imkanı sağladığını, bankacılık sektörünün bilanço yapısının da buna ihtiyacı olduğunu söyledi.

Uysal, halihazırda yurt dışı piyasalarla da swap işlemleri gerçekleştirmekle birlikte tamamen oraya bağımlı olmayacak şekilde belli limitler dahilinde işlemlerin gerçekleştirildiğini ifade ederek, bunların para politikasıyla ve enflasyon hedefleriyle uyumlu bir yaklaşım içerisinde götürüldüğünü kaydetti.

Merkez Bankasının rezervlerinin sık sık gündeme geldiğini anlatan Uysal, "Bizim ana politika olarak rezervleri artırma stratejimizde herhangi bir değişiklik yok. Son dönemde rezervlerde toparlanma görüyoruz." dedi.

Uysal, kamu bankalarının son dönemde zaman zaman piyasada aktif olduğunu aktararak, kamu bankalarının kendi pozisyon yönetimi çerçevesinde döviz piyasasında çift yönlü yaptığı işlemler olarak değerlendirilebileceğini dile getirdi.

Fed toplantısına ilişkin soru üzerine Uysal, büyük ölçüde beklentiler doğrultusunda adım atıldığını, piyasa beklentilerinin şekillendiğini, küresel merkez bankalarının adımlarını kendi politikalarını belirlerken takip etme durumunda olduklarını, çünkü bunların doğrudan finansal koşulları etkilediğini, gelecek dönemde aldıkları kararlardaki girdilerin bir kısmında bunlar olacağını kaydetti.

Uysal, çıktı açığının enflasyon üzerindeki etkisinin sınırlı düzeyde olduğunu belirterek, "Çıktı açığı son dönemde çok fazla oynak da değil, hızlı değişimler görmüyoruz. Önümüzdeki yıl içinde eksi bölgede devam edecek ve enflasyonadaki düşüş sürecine katkı sağlayacak şekilde ilerleyeceğini düşünüyoruz. YEP tahminleri doğrultusunda büyümede toparlanma, bizim de enflasyon tahminlerimizle uyumlu olmakla birlikte halen çıktı açığının enflasyondaki düşüş sürecini destekleyici noktada olmaya devam edeceğini söyleyebiliriz. Bu alandaki her türlü veri ve gelişmeye karşı Merkez Bankasının parasal duruşunu değiştirme durumu olabilir." şeklinde konuştu.


- "Belirsizliklerin azalması kredi arzını olumlu etkiliyor"


Murat Uysal, Haziran 2019'dan itibaren finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte kredilerde canlanma sürecinin başladığının görüldüğünü dile getirdi.

Kur etkisinden arındırılmış kredi büyümesinin yaklaşık yüzde 5, TL kredi büyümesinin ise yüzde 7,5'ler seviyesine yükseldiğini ifade eden Uysal, "Burada belirsizliklerin azalması, likidite koşullarının iyileşmesi kredi arzını olumlu etkiliyor." dedi.

Uysal, enflasyondaki düşüş eğiliminin ve hızla gerileyen faizlerin kredi talebini canlandırdığını kaydederek, şunları ifade etti:

"TL kredilerinin ekonomik büyümeyi destekleyecek makul düzeylerde artacağını öngörüyoruz. Attığımız adımların burada etkisi nasıl oldu? 1000 baz puanlık indirimin hem TL kredileri hem de mevduat faizlerine belirgin şekilde yansıdığını görüyoruz. Burada bizim attığımız adımlar boyutunda hatta daha da ötesinde faiz düşüşü var."

Uysal, kredilerdeki artışın bireysel kredilerde başladığını, hanehalkı borçluluğunun düşük düzeyde olduğunu, ertelenmiş talebin bir miktar etki ettiğini anlattı.

Aynı şekilde firmaların TL kredilerinde de hareketlenmenin belirginleştiğini belirten Uysal, ancak yabancı para cinsinden kredilerin halen düşük seviyelerde hatta eksilerde olduğunu bildirdi.

Firmaların kur riski konusundaki hassasiyetinin bu taraftaki kullanımı sınırlandırdığını dile getiren Uysal, "Genel olarak baktığımızda şu andaki kredi gelişiminin bizim attığımız adımların yansımasının burada belirgin etki olduğunu ve piyasadaki hareketliliği desteklediğini söyleyebilirim." diye konuştu.


- "Kararlarımızı enflasyondaki gelişime göre şekillendireceğiz"


TCMB Başkanı Murat Uysal, son dönemde organizasyon şemalarında bazı değişiklikler olduğunu, bazı pozisyonlarla ilgili görev değişikliklerinin yapıldığını, bu değişikliğin rutin olduğunu ve ekstra bir durumun olmadığını söyledi.

Makul reel faiz konusunda bir bant telaffuz etmek istemediklerini dile getiren Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Genelde de zaten birçok merkez bankası da bunu çok tercih etmiyor. Biz makul reel faize bakarken hangi göstergeleri dikkate aldığımızı daha önce bahsetmiştik. Özellikle enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak bir duruş, benzer ülkelerin reel politika faizleri, göreli risk primleri, bununla birlikte kredilerdeki iç ve dış dengeyi sağlayacak ve aynı zamanda yine yurt içi yerleşiklerin portföy tercihlerini ve bizim reel faizleri belirleme noktasında dikkate aldığımız unsurlar.

Son attığımız adımda sadece baz etkisi değil, enflasyonun ana eğilimindeki aşağıya geliş, TL'deki istikrarın desteklediği durum, beklentilerdeki ve fiyatlama davranışlarındaki iyileşme de kararlarımızı almada etkili oldu. Yani enflasyondaki son dönemde yaşanan iyileşme sadece baz etkisinden kaynaklandığını söylemek bence eksik olur....Önümüzdeki dönemde enflasyondaki gelişime göre kararlarımızı şekillendireceğiz. Yani olası enflasyonda her iki yönde de değişebilecek duruma göre para politikası da veri odaklı ve ortak akla dayanan bir yaklaşımla kararlarını şekillendirecek. Bu konuda herhangi bir tereddüt yok."


- "Enflasyondaki gelişmeyle büyümedeki beklenti birbiri ile örtüşüyor"


Murat Uysal, Yeni Ekonomi Programı'nın (YEP) hedeflerinin ulaşılabilirliğine ilişkin soru üzerine, "Özellikle 2020'de büyüme hedefi, enflasyon ve fiyat istikrarı hedeflerimizle çelişmiyor. Bunlar aslında birbirini tamamlayan unsurlar. Enflasyondaki düşüş, finansal koşullardaki iyileşme önümüzdeki dönemde aslında büyümeyi destekleyecek bir unsur. Aslında şu andaki enflasyondaki gelişmeyle büyümedeki beklenti birbiri ile örtüşüyor." değerlendirmesinde bulundu.

Gelecek dönemde bu büyümenin enflasyona risk etkisinin sınırlı düzeyde kalacağını dile getiren Uysal, ana eğilimdeki iyileşmeyi gördüklerini, bunun hükümetin büyüme hedefiyle çelişmediğini, bu durumun cari dengede de geçerli olduğunu, net ihracatın büyümeye katkısının azalarak da olsa süreceğini anlattı.

Uysal, faiz indirimlerinin kura neden olumsuz etki yapmadığına ilişkin bir soru üzerine, kur üzerindeki baskıların farklı kanallardan azaldığını, cari dengenin pozitife geçtiğini, küresel para politikalarının destekleyici olduğunu, jeopolitik risklerin son dönemde TL'yi destekleyecek şekilde geliştiğini, atılan adımların enflasyon gelişimiyle uyumlu olduğunu belirterek, "Buradaki beklenti kanalını dikkate alırsak kur üzerine herhangi bir baskı yaratmamasını şu anda normal görüyoruz." diye konuştu.

Son dönemdeki kredi büyümesinin kamu bankaları üzerinden sağlandığına dair bir yorum üzerine Uysal, ilk etapta kamu bankalarının kredi kullanımında bir miktar pozitif ayrıştığını, bunun son dönemde ekonomide yaşanılan kur ve faiz etkisini yumuşattığını söyledi.


- "Altın rezervimiz konusunda rahatız"


Murat Uysal, "Öncü kamu bankaları olmakla birlikte özel bankalar da yine önceleri temkinli de olsa şu anda yavaş yavaş bir miktar daha rekabetçi olmaya başladılar. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde daha homojen bir kredi büyümesi bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Swap verilerinin açıklanmaması gibi bir durum olmadığını dile getiren Uysal, Borsa İstanbul üzerinde yapılan işlemlerin de aylık bazda paylaşıldığını bildirdi.

Uysal, altın rezervlerinin artışına ilişkin bir soruya karşılık, son dönemde altın rezervlerinin kademeli bir şekilde arttığını, bunun sadece Türkiye'ye özgü olmadığını, diğer merkez bankalarının da altın rezervlerini artırdığını kaydederek, "Burada bir miktar çeşitlendirme amacı var. Şu an itibarıyla altın rezervlerimizin toplam rezervler açısından baktığımızda kendimizi rahat hissettiğimizi söyleyebilirim. Burada bunun dışında farklı bir durum yok burada." dedi.

(Sürecek)

Kaynak: