Teknik takip tartışması

Çin, Güney Kore ve İsrail gibi ülkelerin kullandığı ‘koronavirüs şüphelilerini cep telefonundan izleme' yöntemi Avrupa ve ABD'nin de gündeminde.
Teknik takip tartışması

Koronavirüs pozitif çıkan kişiler ve çevresindeki risk grubundakilerin cep telefonlarının ‘geçmişe dönük’ konum bilgilerini edinmek, virüsün bulaşma ve yayılma haritasını çıkarmak için çok değerli olabilir. Aynı şekilde, iyileşmiş veya enfeksiyonu ayakta atlatmış kişilerin salgın tehdidi geçene kadar tüm hareketlerinin izlenip kaydedilmesi de... Ya da, virüs bulaşmayan kişilerin, olası bir virüs bulaşmasına karşı erkenden takibe alınması ve virüs riski taşıyan kişi veya bölgelere yaklaştığında uyarılması... Bunlar hayat kurtarabilir, salgının önlenmesinde yararlı olabilir. Ancak bu verilerin depolanması ve kullanılmasında yasal güvencelerin uygulanmaması veya ‘süre sınırı’ ve ‘imha garantisi’ verilmemesi durumunda ortaya çıkacak ‘kişisel verilerin mahremiyeti’ sorunu da önemli.

BATI ‘YENİ YÖNTEM’ ARIYOR

Çin, Hong Kong, Tayvan, Singapur, Güney Kore ve İsrail gibi ‘kendine özgü’ yönetim biçimleri bulunan ülkeler, koronavirüse karşı vatandaşlarını cep telefonlarından izleme yöntemini kullandılar. Başarılı da oldular.

Ancak bu yöntemler Avrupa ve ABD demokrasilerinde hem ilgi hem de endişe yarattı. ABD, İngiltere, Avusturya, Belçika ve Almanya’nın sınırlı ölçüde ‘mobil verilerden yararlandığı’ belirtiliyor. Avrupa ve ABD’li teknoloji şirketleri ise takip uygulaması geliştirmeye çalışıyor. Parlamentolar ise, hayatları ve kişisel verileri koruma arasında seçim yapmak yerine, ‘veri koruma’ya uyumlu bir yöntem geliştirme çabasında.

İNGİLİZ HÜKÜMETİ TAVSİYE ALDI

İngiliz gazetelerine göre, İngiltere’de Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulan kişisel verilerin korunması konusunda yetkili Bilgi Komiserliği Ofisi (ICO), koronavirüsle mücadelede anonimleştirilmiş cep telefonu verilerinin kullanılabileceği konusunda hükümete öneride bulundu. Haberlere göre, Komiser Yardımcısı Steve Wood, “Konum verilerinin uygun şekilde genelleştirilmesi, kişilerin özel olarak tanımlanmaması halinde, bu veri koruma yasasına girmez. Hayatları ve verileri koruma konusunda esnek olunabilir. Halkın güvenliği birincil kaygımızdır” dedi. Gazetelere göre, İngiltere hükümeti salgını izlemek için telefon konum verilerini kullanmak üzere GSM şirketleri ve Google dahil teknoloji firmaları ile görüşmelerde bulunuyor.

WSJ: AVRUPA DA KULLANIYOR

Ancak WSJ’ye göre, Avrupa ülkeleri de salgın sırasında vatandaşların hareketlerini izlemek için cep telefonu verilerini kullandılar. Avrupa Birliği’ndeki mobil operatörler bazı verileri İtalya, Almanya ve Avusturya’daki sağlık yetkilileriyle paylaştı.

ALMANYA TARTIŞIYOR

Almanya’da geçen hafta başında hükümete ‘cep telefonlarından konum izleme’ izni veren bir yasa tasarısı Parlamento’ya geldi; ancak tepkiler üzerine bu madde çıkarıldı. Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, Die Zeit’e verdiği demeçte, “Demokratik bir ülke olan Güney Kore’nin cep telefonu verilerini kullanarak virüsle nasıl savaşabildiğini gördük” diyerek ‘teknik takip’e karşı mesafeli olmadığını gösterdi. Ancak Federal Parlamento’nun Veri Koruma Dairesi sözcüsü Christof Stein, DW’ye yaptığı açıklamada, bu görüşe karşı çıkarak, “Korkunun bizi veri korumasının önemine karşı kör etmesine izin vermemeliyiz” dedi.

Heinrich Böll Vakfı’nın eski başkanı Yeşiller Partili Ralf Fücks de ‘esnek’ bir görüş belirtti ve “Veri gizliliği ile sağlığın korunması birbirinin yerine geçmemeli. Sağlık nedeniyle veri koruma güvenliği ihmal edilirse bunun bedeli daha ağır olur” dedi.

Ancak DW’nin görüş aldığı Alman-Koreli filozof Byung-Chul Han, başka bir noktaya dikkat çekti: “Asya’da salgınla mücadelede yazılım uzmanları da ekibin bir parçası.”

TAKİP UYGULAMALARI ÜRETİLİYOR

Aslında, bütün demokratik kaygılara rağmen Almanya’da yapılan da bu. Heinrich Hertz Enstitüsü (HHI), cep telefonlarında, iki haftaya kadar kişilerarası temasların yakınlığı ve süresi hakkında bilgi depolamayı mümkün kılacak bir uygulama üzerinde çalışıyor. HHI İnovasyon Müdürü Monique M. Kuglitsch, “Bu veriler ile sağlık görevlileri enfeksiyon zincirini dijital olarak haritalandırabilir. Uygulama gönüllü olarak kullanılabilir ve veri koruma yasalarına uygun olur” dedi.

teknik-takip-tartismasi-2.jpg

İTALYA’DA G.KORE ÖRNEĞİ

İtalya’da da gündemde. Corriere Della Sera gazetesi muhabiri Milena Gabanelli, Güney Kore örneğini İtalya’ya örnek gösterdi. Gabanelli, sağlık ve güvenlik birimlerine ‘vatandaşları cep telefonlarıyla takip imkanı’ sağlandığını, böylece her hastanın son iki haftada nerede olduğu, kimlerle temas ettiğinin ortaya çıkarıldığını; temas ettiği kişilerin de tek tek bulunup test yapıldığını anlattı.

Takiplerin 11 Şubat’ta telefon uygulamasıyla güçlendirildiğini anlatan Gabanelli, Güney Kore’nin iz sürmeye başladıktan iki hafta sonra sonuç aldığını ve virüs bulaşan kişi sayısının günde 800’den 80’e indiğini hatırlattı.

İRLANDA GÖNÜLLÜ OLARAK YAPACAK 

İrlanda hükümeti, test sonucu pozitif çıkanların, en son kimlerle temas ettiğinin izleneceğini açıkladı. Reuters’a göre, hükümet bunun için İrlanda Veri Koruma Ajansı ile birlikte bir telefon izleme uygulaması da hazırladı. Uygulama, kullanıcıların yakın temasta bulunduğu kişileri takip edecek ve herhangi biri pozitif çıkarsa uyaracak. İrlanda Sağlık Bakanlığı (HSE) İletişim Müdürü Paul Connors, bunun koronavirüsle mücadelenin ‘önemli bir parçası’ olduğunu açıkladı. Halen 1400 kişi bu uygulamayı test amaçlı kullanıyor.

POLONYA ‘EVDEN SELFİ’ İSTİYOR 

Polonya, koronavirüs hastalarından düzenli, coğrafi konumlu ‘selfie’ler isteyen Home Quarantine adlı bir uygulamayı indirmelerini istiyor. Bu isteği yerine getirmeyenler polis tarafından ziyaret ediliyor. 

ABD KONUM VERİLERİNİ KULLANIYOR 

ABD hükümeti Amerikalıların cep telefonu konum verilerini kullanmaya başladı bile. GSM şirketleri verileri paylaşmadıklarını öne sürüyor; ancak Washington Post gazetesi, 17 Mart’ta hükümetin ‘başka bir yol bulduğunu’ yazdı. Buna göre ABD hükümeti, konum verilerini kullanan Facebook, Google ve diğer teknoloji şirketleriyle görüştü. Wall Street Journal da, hastalık kontrol ve önleme merkezlerinin, eyalet ve yerel yönetimlerle birlikte, hastalığın yayılma haritasını çıkarmak için cep telefonu verileri aldığını yazdı. ABD’de ayrıca, çok sayıda kişinin bir arada bulunduğu cep telefonu şirketlerinin baz istasyonlarından belirleniyor ve bu bölgeye polis gönderiliyor. 

AVUSTRALYA: ‘İKİSİ BİR ARADA’ 

Avustralya ABC kanalında konuyla ilgili bir makalede, salgının yayılma tehdidinin ‘daha büyük’ olduğunu, temasların izlenmesinin ‘halk sağlığı’ açısından önemli olduğunu vurgulandı ve “güvenlik ve gizlilik sorunları yönetilebilir” denildi.

HALK SAĞLIĞI DAHA ÖNEMLİ 

Kişisel verilerin toplanması ve saklanması Türkiye dahil birçok ülkede sıkı yasalarla güvence altına alınıyor. Ancak salgın durumlarında ‘halk sağlığı’nı korumaya yönelik yasalar daha öncelikli ve bu durumda kişisel veriler ‘anonimleştirilme’ kaydıyla toplanıp kullanılabiliyor. Ancak bu durumda kişisel veriler için bazı ‘garantiler’ verilmeli: Konum dışında veri toplanmaması; toplanan verilerin genelleştirilmesi; paylaşılan veriler içinde kişisel bilgi olmaması; veri toplanmasının sadece salgın süresiyle sınırlı olması; Verilerin süre sonunda imha edilmesi.

TAYVANLI GAZETECİ ÖRNEĞİ

Hastaların cep telefonundan izlendiği Tayvan’da gazeteci Milo Hsieh, Twitter’da şunları yazdı: “Hükümet tarafından karantinaya zorlamak için uydudan takip edilen telefonumun 7:30’da pili bitti; 8:15’e kadar dört farklı birim beni aradı. 8:20’de polis kapımdaydı.” 

SİNGAPUR YAYILMAYI NASIL DURDURDU? 

BBC, 20 Mart’ta Singapur örneğini haberleştirdi. Ülkede dış ülke teması bulunmayan kişilerde de virüs görülmesi üzerine, ‘konum takibi’ başlatıldı ve ilk vakanın 20 kişilik Çinli turist kafilesi ile geldiği; bu kafilenin alışveriş yaptığı bir dükkanda 9 kişiye daha bulaştığı; onlardan da hiç yurtdışı teması olmayanlara yayıldığı anlaşıldı. ‘Temas takip programı’ ile virüs tespit edilenlerin temas kurduğu kişiler tek tek bulundu, test yapıldı ve virüs görülenler karantinaya alındı. Harvard Üniversitesi, Singapur yöntemini inceledi ve “vaka tespiti konusunda mükemmele yakın en üst düzey standart” diye niteledi. Dünya Sağlık Örgütü de Singapur’un bu yöntemle yayılımı kısıtlamayı başardığını düşünüyor. 

‘KISA SÜRELİ YAPILMALI‘

Corriere Della Sera gazetesi muhabiri Milena Gabanelli, Güney Kore’yi örnek gösterirken, kişisel bilgilerin güvenliğine ilişkin kaygılar dikkate alınarak Güney Kore örneğinin uygulanabileceğini söyledi. Gabanelli, “Anonimlik ve kabus bitince verilerin imha edileceği garantisi verilebilir. Bu küresel salgın karşısında demokratik ülkeler için ilk sınav. Bunu başarabiliriz. Tabii ki özel yaşam diyerek zaman kaybetmezsek” dedi. 

HANGİ ÜLKE, NASIL TAKİP EDİYOR 

Çin: Telekom operatörleri insanların hareketlerini izlerken, sokakta ve işyerlerinde yüz tanıma kullanılıyor. Sistem polise anlık bilgi gönderiyor.

Tayvan: Karantinaya alınan bir kişi evinden çok uzaklaşırsa sistem yetkilileri uyarıyor.

Güney Kore: Hastaların trafiği ve temas ettiği kişilerin verilerinden harita çıkarıyor. Ancak hastaların yaşı, cinsiyeti ve son yerini de yayınlıyor.

Singapur: Konum verilerinin paylaşımı gönüllü.

İsrail: İç istihbarat kurumu Şin Bet, arama emri olmadan herkesin cep telefonuna girme yetkisi aldı. 10’dan fazla kişinin bir araya geldiği her yer tespit ediliyor. 

Akşam