"Televizyon bağımlısı ebeveynlerin ceremesini çocuk çekiyor"

Yeşilay 2. Genel Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Dinç, yeni neslin akıllı telefon ve ekran bağımlılığının nedenlerinin başında anne ile babasını sürekli televizyon başında görmesinin olduğunu bildirdi - Dr. Dinç: -"Akıllı telefona bu kadar bağımlı olmamızın
"Televizyon bağımlısı ebeveynlerin ceremesini çocuk çekiyor"

İSTANBUL (AA) - İZZET TAŞKIRAN - Yeşilay 2. Genel Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Dinç, yeni neslin akıllı telefon ve ekran bağımlılığının anne ve babasını sürekli televizyon başında görmesinden kaynaklandığını, böylece çocukların hayatlarına "Sabah işe gidilir, akşam eve gelinir ve ekranının başına geçilir. Yatana kadar ekran seyredilir" anlayışının model olarak yerleştiğini bildirdi.

Dinç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teknoloji bağımlılığının son yıllarda hızla yaygınlaşan bağımlılık türlerinden biri olduğunu söyledi.

Konunun davranışsal bağımlılık içinde ele alındığını dile getiren Dinç, yeni kuşağın doğdukları andan itibaren cep telefonu, televizyon, internet ve bilgisayar gibi elektronik eşyalarla tanıştıklarını belirtti.

Dr. Mehmet Dinç, bu kuşağın böyle bir çevrede hayat yaşadığını bildiklerine dikkati çekerek, "Bizim üzerinde durmak istediğimiz önemli bir şey var. Teknoloji diğer bütün araç ve aletler gibi hayatımızı kolaylaştırmak için var, hayatımızı daha güzel, dengeli ve mutlu yaşamamız için var. Ancak teknolojik kullanımı sorunlu bir şekilde gerçekleşirse hayatımızı daraltmaya, renksizleştirmeye, zorlaştırmaya başlarsa, hayatın diğer alanlarını ve işlerimizi ihmal etmemize sebep olursa orayı dikkatli bir şekilde kontrol etmemiz gerekir." diye konuştu.

Yakın zamanda teknolojinin hayatını daralttığı, ilişkilerini kötüleştirdiği insanların arttığını, bu amaçla Yeşilay 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi düzenlediklerini ifade eden Dinç, dünyanın farklı ülkelerinden uzmanların bu tür problemlerin çözümü konusunda kamuoyuna bilgi verdiğini bildirdi.

Dinç, aralık ayında Dünya Sağlık Örgütü ile beraber yaptıkları üç gün süren toplantılara 35 ayrı ülkeden uzmanların katıldığını, "Ruh Sağlığı Kriterleri" kitabında internet ve teknoloji bağımlılığına hastalık demek için hangi kriterlerin söz konusu olması gerektiği üzerine bazı çalışmalar yaptıklarını kaydetti.


- "Teknoloji bağımlılığı diye bir problemimiz var"

"Dünya Sağlık Örgütü, teknoloji bağımlılığının basit bir problem olmadığını gördü." diyen Dinç, şöyle devam etti:

"Bunun hastalık adı altına alınabilmesi ve tedavi sürecinin yaygınlaştırılması için neler yapılabileceği konusunda İstanbul'da bir toplantı yaptık. Özellikle online oyun ile kumar konusunda tanı kriterlerini geliştirmeyle ilgili çalıştık. Şunu söylemek çok önemli: Teknoloji bağımlılığı diye bir problemimiz var ve bir bağımlılıktır. Üzerinde ısrarla, dikkatli bir şekilde durulması, bu konudaki ilginin, farkındalık ve uygulamaların artması gerekiyor. En ciddi olarak sorumluluk anne ve babada ama onların sorumluluğu yetmez. Çünkü çocuklarımız bir toplumda yaşıyor, hepimiz bir toplumda yaşıyoruz. Toplumsal yapının teknolojiden bağımsız olabilecek şekilde genişletilmesi lazım. O yüzden anne ve babaya destek olunması lazım. Bu noktada büyük sıkıntımız var. Çünkü çocuklar teknoloji bağımlısı oluyor. Hayatları daraldığı için kimi zaman buna mahkum oluyorlar. Çünkü hareket etme imkanları ve ilişki kurma zeminleri bulamıyorlar. Bu yüzden mutlaka toplumsal açıdan teknoloji bağımlılığının önleme anlamında düzenlemeler yapmak gerekiyor."

Dinç, Türkiye Yeşilay Cemiyeti'nin 2012'den bu yana yaptığı teknoloji bağımlığı çalışmalarının meyvesini vermeye başladığını, "Uyuşturucu Bağımlılığı Üst Kurulunun artık "Bağımlılık Üst Kurulu" haline geldiğini belirtti.

TBMM'deki Uyuşturucu ve Diğer Bağımlılıklar Araştırma Komisyonuna internetle ilgili bir rapor hazırlayacağını dile getiren Dinç, bu raporla beraber uzmanların görüşlerini de içine alan çalışmaların kamuoyunun dikkatine sunulacağını aktardı.

Dr. Mehmet Dinç, Yeşilay Danışmanlık Merkezi'ne (YEDAM) teknoloji bağımlığıyla ilgili şikayetlerin geldiğini ancak bireylerin had safhaya ulaşmadan problemleri pek ciddiye almadığını söyledi.

Problemlerin boşanma, aldatma veya maddi kayıplara sebep olduğunda ailede konuşulmaya başlandığına dikkati çeken Dinç, "Yıllardan bu yana kötü bir şekilde teknoloji kullanımı söz konusu olmuş. Hanımefendi kocasının cinsellik sitelerine girdiğini görünce boşanmak için geliyor ama geliş sebebini sorduğunuzda çok aşırı teknoloji kullanımını gerekçe gösteriyor. Zaten olay patlamış ve bitmiş. Örneğin liseli bir genç, ailesinden habersiz uzun zaman online kumar oynuyor. En sonunda anne ve babası 30-40 bin lira para kaybedince 'Bu çocukların ergenlik problemi var' diye buraya getiriyor. Bir bakıyorsunuz, bu çocuk online kumar bağımlısı olmuş. Anne ve babası da daha da para kaybedecek gibi gözüküyor." değerlendirmesini yaptı.


- "Aileler, çok ciddi zarar görmeden gelmiyor"

Dinç, bağımlılıkta farkındalığın çok düşük olduğunun altını çizerek, şunları söyledi:

"Bizim çocuk yoğun olarak teknolojik cihazları kullanıyor, bizim hanım internete çok bakıyor, bizim bey akıllı telefondan kafasını kaldırmıyor.' diyorlar ama yardım arama davranışına geçmeleri, problem başka bir hale dönüşmesinden ve içinden çıkılmaz noktalara gelmesinden sonra oluyor. Aile bireyleri çok ciddi zarar görmeden gelmiyorlar. Akıllı telefon bağımlılığının da tespiti çok zor oluyor. Çünkü getirdikleri zaman problem başka bir şeye dönüşmüş oluyor. Kumar ya da cinsel bağımlılığa, aldatmaya veya boşanmaya dönüşmüş oluyor. En son noktada, o da 100 kişiden 90'unda böyle olmuyor, 10 kişide ancak oluyor. Bu şekilde bize geliyorlar. Sonucu görüyorlar ama o süreci görmüyorlar. Evlilik ilişkisi giderek, yıpranmış, paylaşım azalmış. İlişki bozulunca aldatma olmuş ve boşanılmış. Halbuki bunu hazırlayan bir süreç var. O süreçte de akıllı telefonun ve teknolojinin yanlış kullanılması ana etkenlerden bir tanesi."

İnsanların akıllı telefonun yanlış kullanılması sonucu ortaya çıkan problemi daha çok gördüğünü vurgulayan Dinç, "Problemi patlatan temel sebep akıllı telefonların sağlıksız ve yanlış kullanılması. Bu süreci görmek lazım." dedi.

Dinç, akıllı telefon ve bilgisayarların yaygınlaşmasıyla günümüzde ekran bağımlılığı sorununun ortaya çıktığını belirtti.

Problemlerin çözümünün ileri safhalarında çok zorlaştığını ve izinin bir şekilde ailede kaldığını aktaran Dinç, "Şu anda akıllı telefona bu kadar bağımlı olmamızın en büyük sebeplerinden birisi de bu neslin anne ve babasını televizyon bağımlısı olarak görmesinden kaynaklanıyor. Çocuk hayat kurgusunu, 'Sabah işe gidilir, akşam eve gelinir ve ekranının başına geçilir. Yatana kadar ekran seyredilir.' olarak biliyor. Anne ve babasından bunu görmüş. Dolayısıyla çocuk akşam eve geldiğinde 'Ben o ekrana yani televizyona bakmıyorum ama öteki ekrana bakıyorum. 'Maksat ekrana bakmak değil midir? Babam başka ekrana bakıyordu. Artık teknoloji de gelişti. Ben de şimdi akıllı telefon ekranına bakıyorum' diye düşünüyor. Hayatı zengin ve farklı boyutlarda yaşamayı maalesef bir önceki kuşak ihmal ettiği için bu kuşak onun ceremesini çekiyor." diye konuştu.

Dinç, bu kuşağın yönünün televizyona dönük olmasının olumsuz etkisinin gelecek kuşaklarda görüleceğine dikkati çekerek, "Televizyon bağımlılığı, hayatın bunun etrafında dönmesi, evin merkezinde herkesin yönünü ona çevirecek şekilde televizyonun yer alması bugünkü neslin akıllı telefon ve diğer bağımlılıklara ulaşmasına sebep oldu." dedi.

Bu problemlerin çözümü için artık ailelerin yetmeyeceğini, kamunun da bir şeyler yapması gerektiğini vurgulayan Dinç, insanların nefes alabilecekleri, rahat hareket edebilecekleri ve sosyalleşebilecekleri mekanların eskiye göre kaybolduğunu söyledi.

Dinç, komşuluk ve mahalle kültürünün bitmesinin, nine ve dedelerin ailelerden uzak kalmasının da bunda etkili olduğunun altını çizerek, bu tür mekanların yeniden oluşturulmaması halinde her semtte internet bağımlılığı tedavi merkezlerine ihtiyaç duyulabileceğini sözlerine ekledi.

Kaynak: