TRT World Forum 2019

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı:- " 'PYD/YPG, DEAŞ'la savaşıyor' demeyin. PYD/YPG, DEAŞ üyelerini serbest bırakmaya başladı. Eğer onlarla mücadele ediyorlarsa neden serbest bırakıyorlar?"- "(FETÖ'nün darbe girişimi) Avrupa'daki baz
TRT World Forum 2019

İSTANBUL (AA) - Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı, "PYD/YPG, DEAŞ'la savaşıyor' demeyin. PYD/YPG, DEAŞ üyelerini serbest bırakmaya başladı. Eğer onlarla mücadele ediyorlarsa neden serbest bırakıyorlar?" dedi.

Kaymakcı, TRT World Forum'da düzenlenen "Avrupa Birliği için sonun başlangıcı mı?" başlıklı oturumda Avrupa'nın geleceği hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin göçmenler konusunda alamadığı desteğe dikkati çeken Kaymakcı, şunları söyledi:

"Göçle alakalı 3 boyut var. Birebir anlaşmamız var. Bu gayet iyi çalışıyor. Türkiye bütün kaçak göçmenleri geri alıyor. İkincisi ise mali destek. Bu destek Türkiye'ye değil, Türkiye'deki Suriyelilere verilecek olan destek bu. Avrupa Birliği 3+3 milyar avro vaat etti. İlk 3 milyar avronun işlemleri yapıldı. Ancak para akışı biraz yavaş. AB standartlarına göre hızlı sayılır. Uygulama söz konusu olunca biraz yavaş geliyor. Vaat edilen 6 milyar avronun 2,1 milyar avrosu Suriyelilere ulaştı. Bu bir hayal kırıklığı. Göç krizinin Türkiye'ye maliyeti 40 milyar dolardan fazla. 80 milyon Türk var 40 milyar dolarlık bir katkı yapan, 510 milyon Avrupa vatandaşı sadece 2,1 milyar avroluk katkı yaptı."

Türk vatandaşlarının hukukun üstünlüğü, kadın hakları, ticaret ve vize gibi nedenlerle AB üyeliğini istediğini belirten Kaymakcı, "Biz bir yandan NATO ve Avrupa Konseyi'nin kurucu üyesiyiz. Biz AB'ye üye olmadan Avrupalılığımızın tamamlandığını hissetmiyoruz. AB'nin de projesi tamamlanmış olmuyor." dedi.

Kaymakcı, FETÖ'nün 2016'daki darbe girişimi esnasında Avrupa'nın tutumunu eleştirerek, şunları kaydetti:

"15 Temmuz bir fay gibiydi Türkiye AB ilişkilerinde. Çünkü o gece ciddi güven sarsılması yaşadık. Avrupa'daki bazı liderler kimi aramaları gerektiğine karar vermek için sabahı beklediler. Acaba darbeci Fetullah Gülen'i mi arasınlar yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı mı arayacaklar diye sabaha kadar düşündüler. Çok ciddi bir güven sarsıntısı yaşandı. Türkiye'deki hükumeti ve siyasetçileri sevmeyebilirsiniz ama o gece Türk demokrasisine saldırıda bulunuldu. Biz orada destek bekledik ama bu destek gelmedi."

Türkiye'nin Barış Pınarı Operasyonu'na Avrupa'nın destek vermesi gerektiğini de dile getiren Kaymakcı, bu sayede Kuzey Suriye'nin terör örgütlerinden arındırılacağını kaydetti.

Kaymakcı Türkiye'nin güvenli bölge talebini 2011'den beri güçlü şekilde dile getirdiğini anımsatarak, Türkiye'nin desteklenmesini gerektiğini anlattı.

Eski Avrupa Parlamentosu Milletvekili Anna Maria Corazza Bildt'in Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin eleştirilerine yanıt veren Kaymakcı, "Ülkemizde milyonlarca Kürt var. En azından 300 bin Suriyeli Kürt var. Bu kişiler zorla PYD/YPG tarafından yerlerinden çıkarıldı. Bizim bu harekatı yürüttüğümüz bu alana geri dönecekler. Dolayısıyla biz istikrardan bahsediyoruz. Suriye, yıkılmış durumda. Suriye bütün olarak kalsın istiyoruz. 'PYD/YPG, DEAŞ'la savaşıyor.' demeyin. PYD/YPG, DEAŞ üyelerini serbest bırakmaya başladı. Eğer onlarla mücadele ediyorlarsa neden serbest bırakıyorlar?" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin AB koşulları konusunda bir sorunu olmadığını anlatan Kaymakcı, çok kısa sürede fasılların açılıp kapatılabileceğini söyledi.

Kaymakcı Türk halkının AB'ye girme konusundaki desteğine dikkati çekerek, yüzde 80 civarında olan desteğin AB'ye giriş beklentisi hususunda yüzde 30'lara düştüğünü belirtti.

- "Türkiye'nin de eklenmesiyle AB ailesi tamamlanmış olacak"

Eski Hırvatistan Devlet Başkanı Ivo Josipovic, konuşmasında AB'nin zaman zaman göçmen sorununda eleştirildiğini fakat olumlu çalışmaların görmezden gelindiğini söyledi.

Josipovic, "Göçmenlerden bahsettik ama onlara niye buraya geliyorsunuz diye sorarsanız Avrupa’nın onlara belirli standartlar sunduğunu göreceksiniz. Evet belirli standartlar sunuyoruz. Şunu da eklemek gerekiyor. AB projesi tamamlandı ve hedeflerine ulaştı diyemeyiz. AB projesi Avrupa’daki tüm devletleri aldığı zaman tamamlanacak. AB çok fazla vaatte bulunduğu doğru. Veremeyecekleri şeylerin vaadinde bulunuyorlar. Avrupa projesi henüz tamamlanmış değil. Umarım Türkiye’nin de eklenmesiyle aile tamamlanmış olacak. Böylece ekonomik alanda ABD ile rekabet edebilecek hale gelebilecek." diye konuştu.

Eski İngiltere Devlet Bakanı Sayeeda Warsi de "AB'nin esnekliği yok, değişime çok açık değil ve reform talepleri istendiğinde çok yavaş ilerleyebiliyor." dedi.

"Avrupa'ya Türkiye'ye katılımıyla ilgili İngiltere hep destek oldu ama AB'nin genelinde bu böyle olmadı. Zaman içerisinde biz bir ortağı kaybettik." diyen Warsi, AB'nin tutucu tavrı yüzünden zaman zaman dost ve düşman ayrımını yapamadığını ifade etti.

Warsi, "Türkiye ile ilgili olarak da böyle oldu. Birden bire dostlarımızın AB'deki reformların olmamasından dolayı sıkılıyorlar, yoruluyorlar ve popülizm daha ön plana çıkıyor. AB daha esnek olsaydı, daha farklılıkları kucaklasaydı, her ülkenin kendi yolculuğunu yapması gerektiğini kabul etseydi, yani 'Tek bir çözüm herkes için uygundur' demek yerine böyle bir yol takip etseydi çok daha iyi olurdu." diye konuştu.

Warsi, şöyle devam etti:

"Suriye'deki durum çok önemli. Bizim Türkiye'nin yapmasını istediğimiz şey şu, 'Bizim mülteci sorunumuz, onların da mülteci sorunu', bizim yanımızda durdular. 'Bizim terörizm konusu, onların da terörizm konusu' dedik. Türkiye de şimdi diyor ki bireysel olarak farklarımız olabilir bu harekatla ilgili olarak ama Türkiye açıkça şunu söylüyor sizin 'sizin sorununuz bizim sorunumuzsa', 'bizim sorunumuz da sizin sorununuz' diyor ve 'biz sizden biraz destek bekliyoruz, bizim yanımızda olun bu zor süreçte' diyor Türkiye."

Eski Finlandiya Başbakanı Esko Aho da konuşmasında AB'nin sorunlarının iş birliğiyle çözülebileceğini belirterek, "AB'nin reform yapacak kadar cesur olmadığı yorumları doğru. Ama şimdi AB’nin geleceğine odaklanmak zorundayız. "dedi.

Aho, "AB’nin reform yapacak kadar cesur olmadığı fikrine katılıyorum veya yapay reformlar yapıldı. Anayasal konulardan bahsetmek büyük bir yanlıştı. O zaman günlük hayatla ilgili başka meseleler vardı. Şu anda bizim yapmamız gereken temel meselelere odaklanmak. "dedi.

Kaynak: