Tüketicilerin maddi durum beklentisi 9 ayın zirvesinde

Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Demirkol:- "Türkiye'de hane halkının maddi durum beklentisinin ocakta artmasında 2019'un ikinci yarısından itibaren başlayan faiz indirimlerinin önemli etkisi oldu"- "Hane halkının maddi durum beklentisinin gü
Tüketicilerin maddi durum beklentisi 9 ayın zirvesinde

ANKARA (AA) - ERHAN CİHAN ÜNAL - Tüketicilerin gelecek 12 aya ilişkin maddi durum beklentisi 2020 yılına yükselişle başlayarak 79,50 puanla 9 ayın zirvesine çıktı.

Hükümetin geçen yıl attığı adımlarla ekonomide gerçekleşen dengelenme süreci, piyasalara olumlu yansıdı. Özellikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) Temmuz 2019'dan bu yana yaptığı faiz indirimleri, enflasyonda görülen iyileşme ve döviz kurlarındaki oynaklığın önemli ölçüde azalması tüketicilerin gelecek dönem beklentilerinde iyileşmeleri beraberinde getirdi.

AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden derlediği bilgiye göre, ocakta tüketici güven endeksi geçen yılın aynı ayına göre 0,62 puan artarak 58,82'ye yükseldi.

Endeksin alt kırılımları incelendiğinde, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisinin ocakta 79,50 ile son 9 ayın en yüksek seviyesine çıktığı görüldü.

Öte yandan, yılın ilk ayında gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisinde de bir önceki aya göre 0,86 puanlık artış yaşanırken, endeks değeri 76,5'ten 77,4'e yükseldi.

Bu dönemde faiz indirimlerinin etkisiyle gelecek 3 aylık dönemde tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma ihtimalinde de Ocak 2019'a göre 3,2 puanlık artış yaşandı.

- "Düşük faizle yatırımların yolu açıldı"

Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. İsmet Demirkol, tüketici güven endeksinde oluşan tabloya ilişkin, "Türkiye'de hane halkının maddi durum beklentisinin ocakta artmasında 2019'un ikinci yarısından itibaren başlayan faiz indirimlerinin önemli etkisi oldu." dedi.

Türkiye ekonomisinin yıllardır yüksek faiz-düşük kur veya baskılanmış kur modeline göre ekonomide dengelenme yoluna gittiğini belirten Demirkol, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin girdi maliyetlerinin ve ham madde ithalatının yüzde 65'inin, tüketimin ise yüzde 75'inin dolara bağlı olduğu bir ekonomide dolardaki oynaklık hem hane halkının alım gücünü etkiledi hem de katma değerli büyüme modeline dayalı üretim ekonomisini zora soktu. Faizi yüksek tutarak, dolar kurunu düşürmek son derece kısıtlı ve geçici bir çözüm yaratır."

Demirkol, politika faizinin yüzde 11,25'e gerilemesiyle kredi faiz oranlarında tek hanenin görüldüğünü ve düşük faizli kredilerin yatırımlara yönelmesinin yolunun açıldığını söyledi.

Temmuz ayına kadar politika faizinde 225 baz puanlık daha indirim beklentisinin masada olmasının, gelecek dönemde hem sanayi hem tüketim tarafında endekslerin güçlü çıkmasını sağlayacağını vurgulayan Demirkol, "Hane halkının maddi durum beklentisinin güçlü kalmasını istiyorsak sanayi ve tarımda yüksek teknoloji odaklı büyüme modeli ile e-ticarette güçlü 'unicorn şirketlere' yatırım yapmaya devam etmeliyiz." dedi.

Kaynak: