Türk edebiyatında bir çınar: Ahmet Hamdi Tanpınar

Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan ve "Huzur", "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" ve "Beş Şehir" eserleriyle tanınan Ahmet Hamdi Tanpınar, vefatının 59. yıl dönümünde yad ediliyor.
Türk edebiyatında bir çınar: Ahmet Hamdi Tanpınar

Ahmet Hamdi Tanpınar, Hüseyin Fikri Efendi ve Nesime Bahriye Hanım’ın ikinci çocukları olarak 23 Haziran 1901’de İstanbul Şehzadebaşı’nda dünyaya geldi.

Kadılık yapan babasının görevi nedeniyle çocukluğu babasının görevli bulunduğu Ergani Madeni, Sinop, Siirt ve Kerkük’te geçti.

1916 yılında babasının Antalya’ya tayini çıkması üzerine bu kez bu vilayete doğru yola çıkarlar. Yolculuk sırasında rahatsızlanan annesini kaybetmesi Ahmet Hamdi’de derin izler bıraktı. Ahmet Hamdi bu acıyı şiirine de taşıdı ve yayınlanmış ilk şiirlerinde birinde annesini anlattı.

Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’den etkilendi

Tanpınar’ın Antalya yılları dolu dolu geçti. Okuma tutkusunu burada iyice geliştirdi. Sonraki yıllarda yazdığı “Antalyalı Genç Kıza Mektup”unda bu şehrin kendisinde yarattığı etkiyi anlatacaktı. Yahya Kemal’den ve Ahmet Haşim’den etkilenmeye başlaması da yine Antalya’da oluşan bir etkiydi.

Ahmet Hamdi Tanpınar 1919 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne girdi. Burada Nurullah Ataç, Mükrimin Halil Yinanç, Necmettin Halil Onan, Hasan Âli Yücel gibi isimlerle arkadaşlık etti.

Tanpınar, adını ilk kez 1920’de yayımlanan Şehriyar şiiri ve Birinci İkramiye adlı hikaye ile duyurdu.

Fakülteyi "Şeyhi'nin Hüsrev ve Şirin'i" adlı teziyle 1923'te bitiren yazarın hocaları arasında Beyatlı'nın yanı sıra Cenap Şahabettin, Necip Asım, Rıza Tevfik, Fuad Köprülü, Ferit Kam, Yusuf Şerif Kılıçel, Ali Ekrem Bolayır, Hüseyin Daniş gibi isimler yer aldı.

Anadolu’nun farklı şehirlerinde öğretmenlik yaptı

Tanpınar, üniversiteyi bitirdikten sonra Erzurum Lisesi’ne öğretmen olarak atandı. Daha sonra Konya, Ankara ve İstanbul'daki farklı okullarda meslek hayatını sürdürdü.

Şiir zevkinin oluşumunda özellikle Yahya Kemal ile Ahmet Haşim'in etkisi olduğunu yazılarında da aktaran Tanpınar'ın eserleri "Dergah", "Milli Mecmua", "Hayat", "Görüş", "Ülkü", "Varlık", "Oluş", "Kültür Haftası" ve "Aile" dergilerinde okuyucuyla buluştu.

Doğu’yu anlamaya gayret gösterdi

Tanpınar, kendi ifadesiyle 1932 yılına kadar "aşırı Batıcı" olup Doğuyu tamamıyla reddederken, sonrasında ise yenileşmenin gereğine inanmasına rağmen Osmanlı medeniyetinin ve büyük değerlerin giderek kaybolmasından gelen bir hüzün de yaşadı.

Tanpınar, Huzur ve Beş Şehir’i de bu yönde araştırmalarının sonucunda yazdığı söylerken yazdığı diğer eserlerinin de çekirdeğini bu durumun oluşturduğunu ifade etti.

Tanpınar, 1933 yılında Ahmet Haşim’in ölümü üzerine Güzel Sanatlar Akademisi’ne atandı. Bedri Rahmi, Nuri İyem, Selim Turan, Zeki Kocamemi, Fuat İzer, Turgut Zaim, Avni Arbaş gibi Türk resminin önde gelen isimleri bu akademide Tanpınar’ın öğrencisi oldu.

Ahmet Hamdi Tanpınar, 1939'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde yeni kurulan "19. Asır Türk Edebiyatı Kürsüsü"nde profesör olarak görev alırken, Tanzimat'tan sonraki Türk edebiyatının tarihini yazmakla görevlendirildi.

Eserleriyle ölümsüzleşti

Tanpınar, 1940'ta Kırklareli'nde topçu teğmeni olarak vatani görevini yaptı, 1942'de CHP Kahramanmaraş Milletvekili olarak Meclis'e girdi.

Kitap olarak ilk çalışması 1937’de Tevfik Fikret derlemesi oldu. Bu çalışmayı 1942’de yayımlanan Namık Kemal Antolojisi takip etti. Hikayelerini 1943 yılında Abdullah Efendi’nin Rüyaları adı altında topladı.

1946 yılında daha önce bir dergide yayımladığı şehir monografilerini bir kitapta topladı ve Beş Şehir adıyla bastırdı.

Tanpınar'ın 1948'de tefrika halinde yayımlanan "Huzur" eseri, 1949'da kitap haline getirilerek okuyucuyla buluştu.

Bir süre Milli Eğitim Müfettişliği de yapan Tanpınar, 1949'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde yeniden görev yapmaya başladı.

Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri olan ve Türk insanının Doğu ile Batı arasında bocalamasını irdeleyen "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" eseri 1961'de yayımlandı.

1962 yılının Ocak ayında bronşit rahatsızlığı artan Tanpınar, soğukların da etkisiyle hastalandı. 23 Ocak 1962 günü, fakültede fenalaşarak, hastaneye kaldırıldı. Birden gelen bir krizle 24 Ocak sabahı vefat etti.

Eserleri:

Tanpınar, Mahur Beste, Huzur, Sahnenin Dışındakiler, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ay'daki Kadın romanlarını, Abdullah Efendi'nin Rüyaları, Yaz Yağmuru adlı öyküleri kaleme aldı. Ayrıca Beş Şehir ve Yaşadığım Gibi adlı deneme eserleriyle Tevfik Fikret, Namık Kemal, Edebiyat Üzerine Makaleler ve Yahya Kemal adlı inceleme ve araştırma kitaplarını okuyucuyla buluşturdu.