‘Türkiye güçlü olduğu sürece güvendeyiz’
İslami Direniş Hareketi (HAMAS) Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, Filistinli Yazar İbrahim el-Medhun ve Ortadoğu Uzmanı Gazeteci-Yazar İsmail Yaşa gazetemizi ziyaret ettiler. Zuhri ve Medhun, Filistin ve Gazze’deki son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Filistin’in tarih boyunca işgalden ümmetin çabalarıyla kurtulduğunu söyleyen Sami Ebu Zuhri, “Biz İslam ümmetini diri bir ümmet olarak görüyoruz ve İslam davasını da ümmetin davası olarak görüyoruz. Ümmetle olan bağımıza da büyük önem veriyoruz. Filistin, tarih boyunca işgalden ümmetin çabalarıyla kurtuldu. Herkesin kendine göre derdi ve sıkıntısı var ama inanıyoruz ki Müslümanlar, Filistin davasını sahiplenmeye devam edecek. Biz Türk halkının da Kudüs davasına büyük bir önem verdiğini, ilgi gösterdiğini biliyor ve bunu takdir ediyoruz. Türkiye güçlü bir ülke ve bu ülkenin halkı da Filistin’i ve Filistin davasını seviyor. Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da Filistin’in hakkını savunuyor. Dolayısıyla biz Türkiye’nin ve Türk halkının daha seçkin daha ileri bir rol oynamasını istiyoruz. Türkiye’nin Kudüs’e olan bu ilgisinin ve desteğinin, Filistin’in diğer bölgelerini de içine alacak şekilde genişlemesini istiyoruz. Cumhurbaşkanı Gazze’de Türk hastanesinin inşa edilmesini destekledi. Bu takdir edilecek bir şey. Bu hastanemiz açılmak üzere. Gazze’de Türkiye’nin ismini daha da yükseltecek projelere ihtiyacımız var. Örneğin Katar’ın, Gazze’de çok büyük bir projeleri var. Biz Türkiye’nin ondan çok daha büyük bir şekilde rol oynayabileceğine inanıyoruz. Türkler, Filistin müdafaasında, İngiliz işgali sırasında, daha sonra Filistin savunmasında can verdiler, kanlarını döktüler. Bu tarihi korumak için Türkiye’nin oradaki rolünü muhafaza edebilmek için Türkiye’den verilen desteğin daha da artmasını bekliyoruz” dedi.
“MEMUR MAAŞLARI ÖDENEMEDİĞİ İÇİN EKONOMİK SIKINTI ORTAYA ÇIKTI”
Gazze’de yaşanan insanlık dramı hakkında konuşan Sami Ebu Zuhri, “Gazze’de daha önce böyle bir insanı durum yaşanmadı. Bunun sebebi de İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukadır. Yaşananlar, Gazze’deki bütün hayatın her yönünü etkilemiş durumda. Sadece bir kesimi değil herkesi etkilemiştir. Örneğin; sağlık sektörü oldukça zor durumda. Hastanelerde tedavi diye bir şey yok sadece çok az bir tedavi uygulanıyor. İlaç sıkıntısı da var. Sadece ilaç değil aynı zamanda da tıbbi cihazların bir kısmı bozuk ve yeni cihazlara ihtiyaç var. Aynı zamanda doktorların bir kısmı da çalışmıyor evlerinde oturuyor. Çünkü Filistin yönetimi onlara maaşlarını ödeyemiyor. Gazze’de elektrik sıkıntısı da var. Yakın zamana kadar Gazze’de elektriği günde sadece iki saat kullanabiliyorduk. Şimdi biraz daha iyi, 8 saat kadar kullanabiliyoruz. Böyle olmasına rağmen insanlar bunu büyük bir icraat olarak görüyorlar. Gazze’de diğer bir sıkıntı da nakit akışının olmaması. Gazze’de dönen paranın büyük bir kısmı devlet dairelerinde çalışan memurlara ve işçilerin maaşlarına veriliyor. O paraları da, Gazze’ye yardımda bulunan, bağış yapan ülkelerin desteğiyle verdiklerini söylüyorlar. Filistin yönetimi memurların yarısının maaşlarını tamamen kesti. Geriye kalan kısmı da emekli oldu. Bu maaşların kesilmesi Gazze’nin ekonomisine çok büyük bir darbe vurdu. Çünkü memur maaşını alacak ki gidecek pazarda harcayacak, bu şekilde bir para dönüşümü olacak. Ama böyle olması ekonomiyi felç etti. Birçok dükkan kapandı. Birçok işçi işsiz kaldı ve böylece işsizlik oranı arttı” şeklinde konuştu.
“FİLİSTİN DOĞALGAZINI TÜRKİYE ÇIKARSIN”
İsrail’in Akdeniz’in güneyinden çıkardığı gazın hırsızlıkla alındığını söyleyen Ebu Zuhri, “Gazze’de petrol değil, doğalgaz var. Gazze’de direniş güçleri olduğu için İsrail onları çıkaramıyor. Akdeniz’in sahilden uzak olan kısımları yine Gazze’nin alanına giriyor ama Filistin’in orayı koruması güç. O bölgelerdeki gazı İsrail çıkarıyor, satıyor ve Filistin yönetimine de çok cüzi bir fiyata veriyor. Biz İsrail’in oradan çıkardığı gazın hırsızlıkla alınmış bir gaz olduğunu düşünüyoruz. İsrail’in, Filistin’in gazını çaldığını medya yoluyla gündeme getirmek için uğraştık. Aynı zamanda Filistin gazının çalınıp satılmasında İsrail ile iş birliği yapan ülkelere de kızıyoruz. Direnişin bir hedefi de, İsrail’in Filistin topraklarına ait olan doğal kaynakları çalmasını engellemek. Türkiye’nin gelip oradan o doğalgazı çıkarmasını temenni ederiz” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE COĞRAFYADA YENİDEN LİDER OLMALI”
Türkiye’nin, Ortadoğu’daki rolünün çok önemli olduğunu vurgulayan Ebu Zuhri, “Türkiye’nin bölgedeki rolü de meşru bir rol ve hukuki şemsiye altında geliyor. Yani emri vaki değil uluslararası hukukun altında gerçekleşiyor. Türklerle Araplar arasındaki ilişki tarihi bir ilişki temeline dayanıyor ve biz bu ilişkiyle gurur duyuyoruz. Dolayısıyla biz Türkiye’nin doğal rolünü bu bölgede yeniden kazanmasından memnuniyet duyarız” dedi.
“İSRAİL BÖLGENİN DOĞAL KAYNAKLARINI DA İŞGAL EDİYOR”
Büyük yürüyüş adı altında Gazze sınırında yapılan gösterilerde yaklaşık 300 şehit ve binlerce de yaralı verdiklerini ifade eden Zuhri, “Kardeşlerimiz toprağı için, davası için can verdiler. Verdiğimiz kurbanlar ne boyutta olursa olsun topraklarımızdan taviz vermeyeceğiz. İsrail yanlısı bazı kişiler yalan yanlış bilgilerin propagandasını yapıyorlar. Filistinler topraklarını sattılar şeklinde bir bilgi yayıldı. Bu büyük bir yalan, gerçekle bir ilgisi yok. Filistin uluslararası bir komploya maruz kaldı ve halkının yarısından çoğu topraklarını bırakıp gitmek zorunda kaldı. Geri kalanlar da bunun bedelini ödüyorlar. Filistin toprağını sattı diyenlere biz HAMAS’ın en önemli liderleri bu uğurda şehit verdiğini hatırlatırız. Biz Filistin direnişi olarak, işgal altındaki Filistin topraklarının bir kısmını işgalden kurtarmaya başardık. Orası da Gazze şeridi. Bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Bütün Filistin topraklarını işgalden kurtaracağız. Siyonistler sadece Filistin’i işgal için gelmedi. Siyonistler tüm bölgeyi işgal etmek istiyorlar. İsrail’in; Doğu Akdeniz’deki doğalgaza konmak istemesi, oradaki Filistin gazını çıkarması, Siyonistlerin bölgenin doğal kaynaklarına yönelik emelleri konusunda bir işarettir. Filistin halkı, hem Filistin’in hem de ümmetin işgalci Siyonistlerle mücadelesinde ilk safta olduğu için bedelini ağır ödüyor” şeklinde konuştu.
"YÜZYILIN BARIŞ ANLAŞMASI ÜZERİNE AMERİKAN ELBİSESİ GİYDİRİLMİŞ BİR İSRAİL PROJESİDİR”
Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, ABD Başkanı Donald Trump'ın "yüzyılın barış anlaşması" diyerek sunduğu sözde "Filistin İsrail Barış Planı" teklifine ilişkin ise, "Bu, üzerine Amerikan elbisesi giydirilmiş bir İsrail projesidir. Bu projeyi İsrailliler geliştirmiştir, sahibi İsrail'dir. İlanı, duyurulması görevi Amerika'ya tevdi edilmiştir" dedi. Trump'ın sunduğu sözde barış planı sonrası çok tehlikeli bir projeyle karşı karşıya olunduğunu ifade eden Zuhri, şunları söyledi: "Arap ülkelerinin yöneticilerinin gösterdiği zafiyet, kendi maslahatlarını, çıkarlarını korumak için attıkları adımlar, Amerikan yönetimini ilan ettiği anlaşmayı uygulama konusunda cesaretlendiriyor. Bazı Arap yöneticiler varki şu anda Kudüs'ü Şerif'i Amerika'nın bu projesi karşısında kendi istikballerini korumak adına, Amerika'ya ve İsrail'e, altın tabak içinde sunmak üzere bekliyor. İsrail, şuana kadar uluslararası olarak sınırlarını çizmiş değildir. İsrail sınırlarını olabildiğince daha geniş alanlara götürmek istiyor. Fakat Filistin direnişi, İsrail’in genişlemesini durdurup hatta daha da geri çekilmesini sağladı. Bu durumda ümmetin Filistin direnişine destek vermesi gerekiyor ve biz Türk halkının desteğini takdir ediyoruz. Yani Türkiye güçlü olduğunda biz de kendimizi güvende hissediyoruz” dedi.
•SEYFULLAH KOYUNCU / YENİ HABER GAZETESİ
