Türkiye, Kovid-19'dan sonra Avrupa'nın ikmal noktası olabilir

EY Türkiye Tedarik Zinciri ve Operasyonlar Danışmanlığı Lideri Arda Karaçelebi:- "Çin, Uzak Doğu ve Hindistan, bir süre Avrupa için daha az tercih edilecek ikmal kaynakları olursa Türkiye'nin bu bağlamda yakın ikmal noktası olarak tercihi söz konusu olabi
Türkiye, Kovid-19'dan sonra Avrupa'nın ikmal noktası olabilir

İSTANBUL (AA) - GÖKHAN YILDIZ - Uluslararası denetim ve danışmanlık firması EY'nin Türkiye Tedarik Zinciri ve Operasyonlar Danışmanlığı Lideri Arda Karaçelebi, "Çin, Uzak Doğu ve Hindistan bir süre Avrupa için daha az tercih edilecek ikmal kaynakları olursa Türkiye'nin bu bağlamda yakın ikmal noktası olarak tercihi söz konusu olabilir." dedi.

Karaçelebi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının aslında lojistik sektörü, tedarik zincirinin; ticaret, endüstrilerin verimli çalışması ve şehir insanının hayatını sürdürebilmesi için ne kadar önemli ve "perde arkasındaki gizli kahraman" olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Karaçelebi, şunları kaydetti:

"Tedarik zinciri, bir bedenin damarları gibi ticaretin kanını pompalıyordu ama ne yazık ki bu damarlardaki ani tıkanıklıklar, vücudun hiç beklenmedik reaksiyonlar vermesine de neden oluyordu. Önce konu birkaç ülkenin izolasyonu ve o nedenle bazı tedarikçilerin ulaşılabilir olmaması gibi gözüktü ama tedarik bir zincirdi ve o zincirdeki herhangi bir tökezleme zincirin diğer dizilimlerini de etkiliyor ve ara stok miktarlarına göre bu değişimden etkilenme süreleri erken ya da geç olabiliyordu. Ülkeler arası ticaret, liman hareketleri, ülke içi lojistik, modlar arası taşımacılık, ülkeden ülkeye farklı profiller gösterdi. Uydu resimlerinden liman dar boğazlarını incelemeye kadar gitti analizlerimiz... Amacımız, en az etkileyecek rotaları dar boğazlara erişmeden 15-20 gün evvel fark etmekti ki, en az gecikme ile taşıma gerçekleşebilsin. Sınır geçişleri, yükün geçebilmesi ama şoförün izolasyonu gibi konular sınır bölgelerinde ek izolasyon önlemleri alınması gibi konuları da ön plana çıkardı. Kısacası, uluslararası taşımacılık pek çok problemi birden yaşayarak yeni rotalar ve yeni metotlar geliştirmek ve bunu çok çabuk yapmak durumunda kaldı. Burada Ticaret Bakanlığımızın yeni elektronik temassız gümrük uygulamaları önemli bir avantaj olarak sektöre fayda sundu.

Öte yandan, iç lojistikte hem aniden duran fabrikalar hem fabrika giriş ve çıkışlarındaki ek izolasyon önlemleri, depo yönetiminde alınan korumacı önlemler, iş yapıştaki eforu arttırmaya başladı. Önemli bir etki elektronik ticarette gerçekleşti. Küçük parsel taşımacılığına elektronik ticaret nedeniyle talep arttı. Ek nakliye aracı yatırımı yapmak, yeni depo noktaları oluşturmak, daha fazla şoför ve çalışan işe almak elektronik ticaret ile gıda ya da ürün sağlayan firmalar için birer karar noktasına dönüştü. Artık caddelerde görmeye alıştığımız müşterilerin bir bölümü internetin büyük alışveriş verilerini doldurmaya, evlerine gıda ve paketli ürün istemeye başlamıştı. Hindistan'daki kapatmalar ve bazı ülkelerde daralan üretim kapasiteleri bir taraftan Türkiye'ye ek pazar açılımları fırsatı doğururken, Avrupa'daki daralma, özellikle otomotiv sektörü lojistiği için daralmayı da beraberinde getirdi. Şirketler aslında daha fazla içlerine bakarken, artık müşterileri ve kendileri arasındaki tüm olası rotaları ve tedarikçilerinin malzeme temini için oluşturdukları rotaları da göz önüne almak durumunda kaldı."

- "Gıda ve paketli ürünler iç lojistiği büyüttü"


Arda Karaçelebi, diğer büyüme alanının da gıda ve paketli ürünlerde web alımlarını müşterilere ulaştıran iç lojistik olduğunu vurgulayarak, "Burada da ülke çapında çok önemli adımlar atılmış oldu. Asıl fark, bundan sonra daha da ortaya çıkacak gibi gözüküyor." dedi.

Sistemler tam anlamıyla tekrar çalışmaya başladığında ikmal noktaları ve ülke tercihlerinin eskisinden biraz daha farklı kriterlerle kurgulanmaya başlayacağını aktaran Karaçelebi, eskiden önemli katman varlıkların/işletme sermayesinin etkin kullanımı ve maliyetlerin düşürülmesi üzerine odaklanıldığını söyledi.

Karaçelebi, "En az önem verilen alan çeviklikti. Halbuki koronavirüs, bu alandaki eksikliğin ekonomiye onarılamaz veya çok uzun yıllarda telafi edilebilecek zararlar verebileceğini tüm dünyaya gösterdi. Bazı araştırmalar, otomotiv sektörünün 2019 noktasına gelebilmesinin yıllar alabileceğini gösteriyor." diye konuştu.

Bu esneklik konusunda lokal ağlar ve alternatif kaynakların tedarik zincirinin esnekliğini ve dayanıklılığını arttıran temel noktalardan birkaçı olarak ortaya çıktığını, bu nedenle ikmal stratejilerinin etkileneceğini ve yakın ağların tercih sebebi olabileceğini öngördüklerini belirten Karaçelebi, şunları kaydetti:

"Burada Sezar'ın hakkını da vermek gerekli. Çin, çok başarılı bir performans gösterdi ve yıllar öncesinden kurduğu çok boyutlu Avrupa'ya erişim stratejileri ile (tren ve gemi) güvenilir bir tedarik ülkesi olabileceğini kanıtladı. Ne var ki pazar yakınlığı yine de önemli bir paydaş olacaktır. Bu nedenle her ne kadar AB'nin dışında olduğumuz için Avrupa'ya erişimde gecikmelerle karşılaşsak da Türkiye için doğru tedarikçi olabilme fırsatı daha da yükselmiştir. Bu aşamada tedarikçiye temin hızımızı ve güvenilirliğimizi (servis seviyelerimizi) doğru seviyelerde tutabilir, Ür-Ge hızımızı arttırıp düşük lotlarla çevik bir üretim ve otomasyon kurgumuzu ön plana çıkarabilirsek çok daha fazla tercih edilebilecek bir alternatif olacağımızı düşünüyoruz.

Çin, Uzak Doğu ve Hindistan bir süre Avrupa için daha az tercih edilecek ikmal kaynakları olursa Türkiye'nin bu bağlamda yakın ikmal noktası olarak tercihi söz konusu olabilir. Uluslararası mevcut markalar, hızlı ve pratik tevsi yatırımları ile Türkiye'de mevcut tesislerinde büyümeye gidebilirler. Bunların hepsi mevcut tedarik zinciri yapısına ilave kapasite talebi olarak eklenecektir."

- "Bazı firmalar Çin krizi başlar başlamaz stok yaptı"

EY Türkiye Tedarik Zinciri ve Operasyonlar Danışmanlığı Lideri Karaçelebi, tedarik zincirinin bir bütün olduğunu vurgulayarak, "Sadece lojistik değil, ürüne ve malzemeye her dokunanın olabildiğince az maliyetli dokunması, hızla bu işlemi yapması, gerekmedikçe dokunmaması ve işler ters giderse alternatif çözümler üreterek sözünü tutması gerekmekte." dedi.

Bunun üretim tesisleri, tedarikçiler, ithalatçılar ve ihracatı gerçekleştiren lojistik altyapısı için de geçerli olduğunu belirten Karaçelebi, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bundan 6 ay öncesinin çok iddialı olarak öngörülecek önerileri, elektronik ve dijital altyapıları bugün otomasyon ve çeviklik sağlayabilme yolunda ivedilikle yapılması gereken analiz ve karar destek sistemleri altyapıları ihtiyaçlarına dönüşmüştür. Artık basit tablolarla yönetmek yerine yapay zeka, ileri tahminleme yöntemleri ve diğer izleme ve optimizasyon yöntemleri ile kaynakları verimli kullanmaya odaklanmak gerekli. Talep tahminlerini doğru yapabilme ve değişiklikleri hızla buna yansıtabilme yine en önemli ihtiyaçlardan ve kritik kas güçlerinden birisi oldu. Örneğin, bazı firmalar müşterilerini zor duruma düşürmemek için Çin krizi başlar başlamaz konu tedarik kısıtı olabileceği için doğal olarak doğrudan hızlı satın alma yapmak istedi ve stok yaptı. Oysa bazı sektörlerde, örneğin otomotivde, bir kapı kolu olmadığı zaman bile araba üretemezsiniz. Çok önemsiz bir parça bile çok düşük stoklarla çalışıldığında önemli bir kısıt olabilir. Bu tip nedenlerle siz stoklarınızla hazır bir tedarikçi olsanız dahi müşteriniz, başka ürünleri temin edemediği için bir anda oyun dışı kalabildi ya da kendisi için daralan pazar nedeniyle tedarik talebini düşürdü. Bu nedenle tedarik ve talep arasındaki dengeyi yakından izlemek ve talebin daha genel ürünlere kayacağını öngörmek, kapasiteyi hangi talep ile önceliklendirmek hep kritik tedarik zinciri planlama iş kararları olarak önümüze çıktı. Diğer çevikliği güçlendirebilecek kritik alan da operasyonel verimliliğe odaklanıp küçük lotlarla üretim yapabilmek, hızlı üretim değiştirebilmek ve yine bu sayede envanter stratejisini hızla değiştirip uygulayabilmek."

Kaynak: