Unutulmaz zafer... "İsteyen savaştan geri dönebilir!"
Anadolu'nun Türk yurdu haline geldiği Malazgirt Zaferi’nin 954’üncü yıl dönümü gerçekleşti. Bizans ordusunun yıkılış sürecine girdiği, Selçuklular'ın unutulmaz bir zafer kazandığı savaş hakkında Aydınlar Ocağı Başkanı Mustafa Güçlü, Yeni Haber'e konuştu.
Malazgirt savaşının öneminden bahseden Mustafa Güçlü, "Malazgirt Savaşı, bizim için Türk tarihinin özellikle Batı Türk tarihinin kilometre taşlarındandır, ölüm kalım savaşlarından biridir. Alparslan savaşa hazırlanırken kefenini giyip ordusuna şöyle demiştir:

'Artık bundan sonra ne ben komutanım ne de siz askersiniz. Şu an hepimiz Allah ve İslam için savaşan erleriz, isteyen savaştan dönebilir. Burada kimse kimseye bağlı değildir. Bu tamamen din ve yurt meselesidir' diyerek harbe girmiştir.
Dolasıyla bu savaşın sonunda Selçuklu Devleti kurulurken Bizans ordusu tarihin mezarlığına gömülecekti. Ama bu savaşı kazanarak, Türk Tarihinin önemli bir dönüm noktası olmuştur. Dolasıyla Batı Türk Devleti şaha kalkmıştır. O günden beri bin yıllık tarihimiz devam ediyorsa bunu Malazgirt Savaşı'na borçluyuz" dedi.

TÜRK DEVLETLERİ'NİN ÖNÜNÜ AÇTI
Malazgirt Savaş'ının Türkler için bir zorunluluk olduğundan bahseden Güçlü, "Doğu'da üç tane büyük Türk Devleti hem Oğuzlar, Karahanlılar ve Gazneliler'e karşı bir yurt tutunma mücadelesiyle o taraflara çekilmiştir. Bu savaşı kaybetseydik bugün batı Türklüğü, Selçuklular arkasından Osmanlılar olmayacaktı. Bu Batı Türk Devleti'nin kuruluşu ve tarih sahnesine çıkışıdır. Selçuklular, Memlüklüler ve Osmanlılar olarak tarihin zirvesine büyük bir medeniyet olarak çıkışımızı Malazgirt'e borçluyuz. Savaşı kaybetseydik bugün tarih sahnesinde batı Türklüğü olmayacaktı" şeklinde konuştu.

GENÇLERİMİZ GEÇMİŞİNİ ÖĞRENMELİ
Günümüzdeki gençlerin tarihi olaylar hakkında çok bilgili olmadığını aktaran Güçlü, " Bu sanal alem denilen deccal, bütün haşmetiyle gençler için büyük bir sanal alem hastalığı haline geldi. Bütün dünyayı global bir köy haline geldiği, hiçbir milletin diğer milletlerden farkı olmayan sadece haz ve hız doyumu haline getirdi.
Geçmişi, tarihi, dini ve adetlerimizi çok önemsemeyen bir zihniyete doğru hızla evriliyoruz. Bu bütün dünya ki milletler için bir felaket etkisi konumunda. Biz geleneksel nesiller olarak, bu sanal alem denilen deccal yüzünden gençlerimizle iletişim kurmakta zorlanıyoruz. Hazreti Ali diyor ki 'Çocuklarınızı kendiniz gibi değil yaşadıkları döneme göre yetiştiriniz'

1400 sene geçmesine rağmen biz bu prensibi uygulayamadık ve çocuklarımızla bir bağ kuramadık. Çocuklarımızla aynı sofrada yemek yiyoruz, aynı mekanda yaşıyoruz fakat başka bir kültürün çocukları olarak yetişiyorlar, buna da engel olamıyoruz. Bu bakımdan bütün dünyayı gelecekte büyük bir felaket bekliyor. Geçmişini tarihini, kültürünü, dinini tanıyan nesiller kazanacak, tanıyamayanlar da global kültürün cenderesi içerisinde öğütülecek.
Sadece Malazgirt Zaferi değil tarihimizde çok önemli dönüm noktaları var. Dolasıyla tarihimizde ki önemli noktaların gençlerimize hatırlatılması gerekir. Tarihimizin hiçbir noktasını ihmal etmemeliyiz, geçmişi ne kadar iyi bilirsek geleceğimize o kadar uzun bakabiliriz. Emperyalistlerin oyuncağı konumuna düşeriz çünkü emperyalistler tarihi çok iyi biliyor. Biz ise gafil bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Bu bakımdan mutlaka Malazgirt'le birlikte tarihimizin dönüm noktaları gençlerimize büyük bir şuurla öğretilmeli" diye ekledi.
