Verici takılan turnalardan yüzde sadece 40'ı üreme alanlarına dönebiliyor

ANKARA (AA) - ENES DURAN - Doğa Araştırmaları Derneği Başkanı Osman Erdem, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile yürüttükleri proje kapsamında, Türkiye'de üreyen turnaları izlemek amacıyla bu kuşlara göçleri öncesi uydu vericisi taktıklarını belirterek, "Turnalardan sadece yüzde 40'ı üreme alanlarına geri dönebilmiştir, yüzde 60'ı ise çeşitli nedenlerle hayatını kaybetmiştir." dedi.

Erdem, AA muhabirine, Dünya Göçmen Kuşlar Günü dolayısıyla değerlendirmede bulundu.

Söz konusu günün 2006'dan bu yana göçmen kuşların ve yaşam alanlarının korunması, binlerce kilometreyi bulan uzun göçlerinde karşılaştıkları tehlikelere dikkat çekilmesi için kutlandığını ifade eden Erdem, küresel ölçekte koruma tedbirlerinin alınması, uluslararası iş birliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi amacıyla her yıl tüm dünyada ulusal ve uluslararası düzeyde birçok çalışma yapıldığını söyledi.

Erdem, her yıl milyonlarca kuşun üreme ve kışlama bölgeleri arasında yaptıkları uzun yolculuklarda doğal veya insan kaynaklı pek çok engelle karşılaştığına işaret ederek, kuşların göç ederken yolları üzerindeki yüksek dağları, büyük denizleri ve geniş çölleri aşmak, fırtına ve kasırga gibi kötü hava koşullarıyla mücadele etmek zorunda kaldıklarını bildirdi.

- "Türkiye stratejik öneme sahip"

Osman Erdem, kuşları tehdit eden diğer faktörler arasında sulak alanlar, meralar ve ormanlar gibi temel yaşam alanlarının bozulması, tahrip edilmesi, zirai ilaçların ve kimyasal gübrelerin yanlış ve aşırı kullanımı ile kemirgenler ve yırtıcı hayvanları öldürmek için doğaya bırakılan zehirli etler, yasa dışı avcılık ve denizlerde zaman zaman yaşanan petrol kirliliği gibi insan kaynaklı problemlerin bulunduğunu dile getirdi.

Yapılan araştırmaların göç eden kuşların sadece yüzde 30-40'ının üreme alanlarına geri dönebildiğini gösterdiğine dikkati çeken Erdem, "Ülkemizde de durum farklı değil. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile derneğimiz tarafından ülkemizde üreyen turnaları izlemek amacıyla göç öncesi uydu vericisi takılanlardan sadece yüzde 40'ı üreme alanlarına geri dönebilmiştir, yüzde 60'ı ise çeşitli nedenlerle hayatını kaybetmiştir." diye konuştu.

Türkiye'nin konumu nedeniyle birçok konuda olduğu gibi göçmen kuşlar bakımından da stratejik önem taşıdığını vurgulayan Erdem, şu değerlendirmede bulundu:

"Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında binlerce yıldır süregelen kuş göçlerinden ikisi Türkiye üzerinden gerçekleşmektedir. Avrupa'nın kuzeyinde kuluçkaya yatan milyonlarca kuş kışı geçirmek üzere o yılın yavrularıyla birlikte sonbaharda Türkiye üzerinden Afrika'ya göç etmekte, ilkbaharda ise aynı yolları kullanarak geriye, kuluçka bölgelerine dönmektedirler. Bu nedenle özellikle Türkiye gibi kuş göç yolları üzerinde bulunan ülkelerin sorumlulukları ve yapabilecekleri herhangi bir ülkedekinden daha fazla önem taşımaktadır."

- Bu yılki tema "Kuşlar Dünyamızı Bağlar"

Her yıl farklı temalarla kutlanan Dünya Göçmen Kuşlar Günü'nün bu yılki temasının "Birds Connect Our World (Kuşlar Dünyamızı Bağlar)" olduğu bilgisini veren Erdem, bu temanın doğanın insanlığa nasıl hayati hizmetler sağladığını ve doğal alanların tahribinin ve yok oluşunun acil olarak durdurulmasının gerekliliğini vurgulamak amacıyla belirlendiğini aktardı.

Erdem, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19), Ebola, AIDS, SARS, kuş gribi ve domuz gribi gibi son yıllarda ortaya çıkan hayvan kaynaklı hastalıkların son örneği olduğunu belirterek, bilim insanları ve uzmanların, bu hastalıkların yayılmasında doğanın insan tarafından aşırı sömürülmesinin ve yaban hayvanı ticaretinin etkisinin çok büyük olduğunu söylediğini bildirdi.

Doğal süreçleri anlamanın ve korumanın hayatta kalmanın tek anahtarı olduğunu vurgulayan Erdem, şunları kaydetti:

"Doğanın hızla tahrip edildiği ve yaban hayatının hızla yok olduğu günümüzde tüm zorluklara rağmen, kuşların üreme ve kışlama alanları arasındaki binlerce kilometreyi bulan yolculuklarını daha fazla anlamaya çalışmalı, tüm insanlık olarak doğanın korunması için daha çok çaba sarf edilmelidir."