Yabancı arkeolog yıllardır Çatalhöyük’te! Nasıl bir yerdi? İnsanlar nasıl yaşıyordu?
Konya Turizmine İz Bırakanlar programı gerçekleştirildi. Programda Çatalhöyük Kazı Projesi Başkanı Prof. Dr. Lan Hodder önemli açıklamalarda bulundu.
Konya Büyükşehir Belediyesi ve Skal International Konya iş birliğiyle düzenlenen "Konya Turizmine İz Bırakanlar" programı Taş Bina’da gerçekleştirildi. Buluşmada, Stanford Üniversitesi Dunlevie Ailesi Emekli Profesörü, Koç Üniversitesi Arkeoloji Profesörü ve 1993 yılından bu yana Çatalhöyük Kazı Projesi Başkanı Prof. Dr. Lan Hodder arkeoloji bilimine ve Konya'nın kadim geçmişine ışık tutan çalışmalarını paylaştı.

‘ÇATALHÖYÜK MODERN SERGİNİN ÖRNEĞİDİR’
Çatalhöyük Kazı Projesi Başkanı Prof. Dr. Lan Hodder, “Konya’da olmaktan çok mutluyum. Konya’yı çok seviyorum.” cümleleriyle sözlerine başladı.

Prof. Dr. Lan Hodder’in Çatalhöyük ile ilgili açıklamaları şu şekilde oldu; “Çatalhöyük’te yakın zamanda yaptığımız çalışmalarımız ve ziyaret alanlarımız modern bir serginin nasıl olduğunun çok iyi bir örneği. Sahada bazı kazı alanlarının üzerini kapatmamız gerekti. Zaman zaman ziyaretçilere de kapalı olduk. Ümit ediyorum kapalı barınak yeniden açılabilir ve ziyaretçiler bin yıl içerisindeki çalışmayı yeniden görürüler.

‘KÖYDEKİ KİŞİLERLE DE KAZIMIZI YAPTIK’
Konya’daki kasabalarda, köylerde yaşayan kişiler de kazımıza katıldı. Çok büyük bir ekiple çalıştık. Çatalhöyük, insanların bin yıl içerisinde nasıl yaşdıklarına dair örnek teşkil ediyor. Evler birbirine çok yakın bir şekilde kurulu.

Çatılardan merdivenlerle evin içerisine giriyorlar. Bütün evlerin duvarları birbirine bitişik. İnsanlar, insanlara, vahşi hayvanlara saygı duyuyorlar ve bunlarla ilgili figürlerle sanat yapıyorlar. Öküz başlarıyla, leoparlarla ilgili eserler var. İnsanlar bir araya gelerek yabani hayvanları avlıyorlar ve sonrasında birlikte şölen yapıyorlar.

‘YÖNETİCİ YOK, HERKES EŞİT’
Burada bir yönetici, şef bulunmuyor. Eşit bir toplum görüyoruz. Ritüel anlamda sadece bazı baskın ögeler görüyoruz. Çatalhöyük döneminde Konya ıslak zeminlerden oluşuyordu. Oldukça zengin bir alana sahipti.”

