Yarış atlarına "anne" dokunuşu

Türkiye'de sınırlı sayıdaki kadın seyislerden biri olan iki çocuk annesi Özlem Akça, atlara olan sevgisi ve işine hakimliğiyle erkek egemen bir meslek alanı olan seyisliği, kadınların da başarıyla yapabileceğini kanıtlıyor- Seyis Özlem Akça:- "Aksisi, huy
Yarış atlarına "anne" dokunuşu

İSTANBUL (AA) - ÇİĞDEM ALYANAK - Erkek egemen bir meslek olan seyisliği 3 yıldır başarıyla yapan iki çocuk annesi 38 yaşındaki Özlem Akça, bir taraftan hemcinslerini bu meslek alanında cesaretlendirirken, diğer taraftan da "Kadınların altından kalkamayacağı iş yok." dedirtiyor.

Kırşehir'in bir köyünde doğup büyüyen ve çiftçi bir ailenin kızı olan Akça, kız meslek lisesinden mezun olduktan sonra ailesiyle birlikte İstanbul'a taşındı.

Akça'nın kaderi, 2017 yılında bir akşam haber izlerken Türkiye Jokey Kulübü (TJK) ve İŞKUR ortaklığında hayata geçirilen "Kırsalda Kadın Seyisler Yetişiyor Projesi"ni öğrenmesiyle değişti. Projeye başvurduktan sonra Veliefendi Hipodromu'nda 47 gün seyislik eğitimi alan Akça, bugün Türkiye'de sayılı sayıdaki kadın seyislerden biri.

Özlem Akça, 3 yıldır TJK Silivri Aşım İstasyonu'nda mesleğini başarıyla yapıyor. Her gün yaklaşık 80 kilometre yol katederek iş yerine gelen Akça'nın görev yaptığı TJK Silivri Aşım İstasyonu'nda, yarışı bırakarak emekliye ayrılan aygırlar ve kısraklar yer alıyor.

Yeni yarış taylarının üretildiği istasyonda görev yapan Akça, işine olan hakimliğiyle erkek egemen bir meslek alanı olan seyisliği, kadınların da yapabileceğini kanıtlıyor.

- "Kapıdan ilk girdiğimde büyülü bir dünya gibi geldi"

Akça, bu mesleğe adım atmaya nasıl karar verdiğini, atlara olan ilgisini AA muhabirine şöyle anlattı:

"Haberlerde tesadüfen karşıma çıktı. Merak sardı. 'Neden bizler de seyis olmayalım?' diye düşündüm ve başvuruda bulundum. Daha sonra Veliefendi Hipodromu'na görüşmeye çağırdılar. Kayıt oldum. Kapıdan ilk girdiğimde büyülü bir dünya gibi geldi. 47 günlük eğitimden sonra Silivri Aşım İstasyonu'nda işe başladım ve 3 senedir mesleğime devam ediyorum.

İşe ilk geldiğimde tedirgindim ne ile karşılaşacağımı bilmediğim için ama ekip arkadaşlarım işimi çok iyi öğretti. Beni yadırgamadılar. Hala da öğrenmeye devam ediyorum. Eksiklerimiz elbette oluyor kadın olarak ama ekip arkadaşlarımla birlikte bunu başarıyoruz."

- "En çok desteği eşimden gördüm"

İşe başvurduğunda ailesinin ve yakın çevresinin haberinin olmadığını belirten Akça, "Sadece eşim biliyordu. İlk başta tabii ki karşı geldi. Telaşlandı, korktu başıma bir şey gelir mi diye. Ama en çok desteği eşimden gördüm. Hipodroma beraber gittik ve kaydolduk. Eşimi orada görünce şaşırdılar. Şimdi hala 'Gurur duyuyorum.' diyor." dedi.

Atlara, tarihten gelen bir ilgisinin olduğunu anlatan Akça, sözlerine şöyle devam etti:

"Türk deyince atçılık aklıma geliyordu. Tutkum vardı atlara karşı. Hipodroma gidip kapıdan geri dönüyordum yarışları izleyip. Ben burada olabilir miyim diye tereddütle yaklaşıyordum ama tam tersi oldu. Bana imkan tanıdılar ve eğittiler. Emeğimin karşılığını verdiler, iş verdiler. Çalışıyorum ve işimi severek yapıyorum. Herkes gidip görsün, kapıdan bakıp dönmesinler, içeri girsinler atlarla haşır neşir olsunlar.

TJK, bana güzel bir şans ve umut verdi. Ben bu umudu değerlendirdim. Eğitim gördüm. Bana kapılarını açtılar. 47 gün orada kaldım eğitim için. Benim gibi binlerce kadına da vesile olmasını istiyorum."

- "Anne olmak mesleğimde bir avantaj"

Atların da duyguları olduğunu dile getiren Akça, şu ifadeleri dile getirdi:

"Aksisi, huylusu, sakini... Onlarla özdeşleşmek güzel bir duygu. Annelik duyguları onlarla bir aradayken ağır basıyor. Atlara dokunup, hissetmek bambaşka bir şey. Anne olmak mesleğimde bir avantaj. Ben de iki çocuk annesiyim. Buraya binlerce kısrak geliyor. En az 50-60'ı anne oluyor. Onlarla o duyguyu yaşıyoruz. Doğum acılarını, sancı acılarını yaşıyoruz. Evlat sevgisini en güzel ifade eden hayvanlar atlar.

Seyis öncelikle ata baktığında ağrısı olup olmadığını, mutlu olup olmadığını anlayan kişidir. Seyis ilk önce atın gözle muayenesini yapar. Ayrıca atların medikal muayeneleri oluyor. Atları muayene alanına çekiyoruz. Onları veteriner hekimler ve tekniker arkadaşlar muayene ediyor. O işlem bitince atları padoklara salıyoruz. Ardından loca temizliği başlıyor. Suluklarını, yemliklerini kontrol ediyoruz. Temizlik işlemi bitince biz de istirahat ediyoruz."

- "Mesleğimi kızlarıma da aşılamayı düşünüyorum"

Özlem Akça, 17 ve 10 yaşındaki kızlarının yaptığı işe şaşırdığını ama çok da mutlu olduklarını belirterek, "Mesleğimi kızlarıma da aşılamayı düşünüyorum. Onlara da at sevgisini vermek istiyorum. Aile olarak ileriye dönük hedeflerimiz var. Bayan seyis arkadaşlarımla ileride yetiştiricilik üzerine bir iş kurmayı istiyorum." dedi.

Seyisliği kadınlara tavsiye eden Akça, "Ben yapabiliyorum, herkesin yapmasını isterim. Kadınlar bu mesleği yapmaya korkmasın. Türk kadınları çok cesaretli ama o cesareti ortaya çıkaramıyoruz. Bunu ben başardım onların da yapmasını istiyorum. Emekçiyiz, üretiyoruz, yetiştiriyoruz herkese yapmasını tavsiye ederim." diye konuştu.

Kaynak: