Yenidoğan ölümlerinin üçte birinden preterm doğumlar sorumlu

Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. Güner Karatekin:- "Preterm doğumları azaltmak için gebelik takiplerinin düzenli yapılması ve risk faktörü varlığında uygun yaklaşımda bulunulması gerekmektedir. Ancak preterm doğum gerçekleşecek ise bebek yenidoğan yoğun bakım
Yenidoğan ölümlerinin üçte birinden preterm doğumlar sorumlu

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Uzmanlar, her canlı 10 bebekten 1'inde görülen ve yenidoğan ölümlerinin üçte birinden beraberinde getirdiği problemlerle sorumlu olan prematüre doğumun azaltılması için gebelik takiplerinin düzenli yapılması ve risk faktörü varlığında uygun yaklaşımda bulunulması gerektiğini bildirdi.

Dünyada her yıl anne karnındaki gelişimini tamamlayamadan gebeliğin 37. haftasından önce doğan prematüre bebeklerle preterm doğuma dikkati çekebilmek amacıyla 17 Kasım, "Dünya Prematüre Günü" olarak çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

Uzmanlar, dünyada her yıl yaklaşık 15 milyon bebeğin prematüre doğduğuna, bunların 1 milyonunun birinci yaş gününü göremeden prematüreliğin neden olduğu sorunlar nedeniyle hayatını kaybettiğine işaret ederken, yenidoğan ölümlerinin üçte birine prematürelik ve sorunlarının neden olduğunu vurguluyor.

Hayatta kalan preterm bebeklerin de bir çoğu ömür boyu süren sağlık sorunlarıyla mücadele ettiğini aktaran uzmanlar, Türkiye'de de her yıl dünyaya gözlerini açan 1 milyon 300 bin bebekten yaklaşık 150 bininin prematüre olduğunu ve bu bebeklerin özel bakıma ihtiyaç duyduğunu ifade ediyor.

- "Bebek ne kadar erken doğarsa sorunları da o kadar fazla olur"

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Zeynep Kamil Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Neonatoloji Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Güner Karatekin, prematür bebeklerin anne karnında olması gereken gelişim sürecini tamamlamadığından erken yenidoğan döneminde ve taburculuk sonrasında ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabildiklerini söyledi.

Prematüre bebeğin zamanında doğmuş bir bebeğe göre tüm organlarının gelişimi ve fonksiyonlarının daha zayıf ve dış dünyaya adaptasyonlarının daha zor olduğunu aktaran Karatekin, erken doğan bebeklerin akciğerlerinin gelişmemiş, dolaşım sistemlerinin zayıf, bağışıklık sistemlerinin yetersiz, beyin damarlarının kanamaya yatkın, sindirim sistemlerinin olgunlaşmamış olabileceğini kaydetti.

Prof. Dr. Güner Karatekin, "Prematüre doğan bebeklerin yaşama tutunabilmeleri için ihtiyaç duydukları her türlü yaşamsal destek, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde verilmektedir. Yoğun bakımda karşılaşılan sağlık sorunları dışında, bu bebeklerde taburculuk sonrası uzun dönemde de görme, duyma, kronik akciğer hastalığı, algılama, hareket bozukluğu, dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlülüğü gibi sorunlarla da karşılaşabilir." diye konuştu.

Prematüre bebeğin doğum ağırlığı ve gebelik haftasının ne kadar küçük olursa sorunların da o kadar fazla olacağını dile getiren Karatekin, şöyle devam etti:

"Amacımız tüm doğan bebeklerin hayata tutunabilmeleri ve tüm bebeklerin olabilecek en az zarar ve hasarla, ileri ki yaşamlarında fiziksel ve ruhsal olarak en sağlıklı şekilde birer birey olarak topluma kazandırabilmektir. Bu da ancak prematüre bakımı için özel eğitim almış yenidoğan uzmanı doktoru yönetiminde bir ekiple yapılmalıdır. Preterm doğumları azaltmak için gebelik takiplerinin düzenli yapılması ve risk faktörü varlığında uygun yaklaşımda bulunulması gerekmektedir. Ancak preterm doğum gerçekleşecek ise bebek yenidoğan yoğun bakım ünitesi olan bir merkezde yenidoğan uzmanı bir doktorun ellerine doğmalıdır. Doğum sonrası sağlık ve gelişimsel izlemleri, tanı ve tedavisi, aile merkezli yaklaşımı bilen, prematüreliğin getirdiği biyolojik ve psikososyal risklerini göz önünde bulunduran bir ekip tarafından yapılması gerekmektedir."

- "Ölümlerin üçte ikisi mevcut teknoloji ve girişimlerle önlenebilir"

Koç Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. Tuğba Gürsoy da 34-37 hafta arasında doğan bebeklere "geç prematüre", 28 haftanın altında doğan bebeklere ise "aşırı prematüre" denildiğini belirterek, "Bebek ne kadar erken doğarsa, sorunsuz yaşam şansı o derece azalır. Bebeğin anne karnında geçireceği bir günün bile önemi vardır. Dünya üzerinde her 10 bebekten biri prematüre doğmaktadır. Maalesef 5 yaş altı çocuk ölümlerinin en önemli sebebi, prematüreliğe bağlı sorunlardır ve yılda yaklaşık bir milyon bebek bu nedenle kaybedilir. Bu kayıpların üçte ikisi ise mevcut teknoloji ve girişimlerle önlenebilecek ölümlerdir." ifadelerini kullandı.

Dünya geneline bakıldığında, prematüre bebeklerin yaşam şansları arasında keskin farklar olduğunu dile getiren Gürsoy, "Düşük gelirli ülkelerde 32 haftanın altında doğan bebeklerin yaklaşık yarısı yeterli bakımın verilememesi, ısının sağlanamaması, anne sütü ile beslenmenin yetersiz desteklenmesi ve gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle enfeksiyonlardan kaybedilmektedir. Yüksek gelirli ülkelerde ise bu bebeklerin hemen hemen hepsi yaşıyorlar." dedi.

Prof. Dr. Gürsoy, teknolojinin yetersiz kullanılmasının da yenidoğan dönemini geçen bebeklerde ve hatta ileri yaş döneminde problemlere yol açabildiğine dikkati çekerek, doğum sırasında ve postnatal dönemde anneye ve bebeğe gerekli bakımın verilmesi, erken doğum tehdidi olan annelere doğum öncesi steroid uygulanması, kanguru bakımı gibi basit yöntemlerin prematüreliğe bağlı komplikasyonları ve bundan dolayı ölüm oranını azalttığını anlattı.

Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. Tuğba Gürsoy, şu bilgileri verdi:

"Gebelik sırasında yeterli takip ve iyi bakım sayesinde erken doğum riski ve dolayısıyla prematüreliğe bağlı sorunlar ve ölüm de azalmaktadır. Prematüre doğan bebeklerin acilen sağlık hizmetine, ailelerin ise hem maddi hem de psikolojik desteğe gereksinimleri vardır. Daha yaşamın başında olan prematüre bebeklerin gelişiminde sağlanan iyileştirmeler tüm bir yaşamı etkileyecektir. Bu hassas dönemde, daha tam hazır olmadan geldikleri dünyada, prematürelerin hayatına yapılacak küçük olumlu dokunuşlar, ileride büyük olumlu sonuçlara yol açacaktır. Çocuk ölümlerinin azaltılabilmesi için erken doğumun engellenmesi, engellenemeyen durumlarda ise bu bebeklere en iyi sağlık koşullarının sağlanacağı merkezlerde doğumun yaptırılması elzemdir."


Kaynak: