“Yılbaşı kutlamalarının Müslüman kimliğinde yeri yok!”

Yılbaşı kutlamalarının Müslüman kimliğinde yeri olmadığını vurgulayan İlahiyatçı Ramazan Altıntaş, o günün de sıradan bir gün olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

“Yılbaşı kutlamalarının Müslüman kimliğinde yeri yok!”

“Kendi inanç sistemine, kültürüne yabancılaşan bir millet, birliğini ve bütünlüğünü kaybeder.” diyen Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, yılbaşı kutlamalarının Müslüman kimliğinde yeri olmadığının vurgusunu yaparak konu ile ilgili detaylı açıklamalarda bulundu.

‘MÜSLÜMAN KİMLİĞİNDE YERİ YOK’

Kutlamaların Müslüman kimliğinde yeri olmadığını ifade eden Altıntaş, “Yılbaşı kutlamalarının Müslüman kimliğinde yeri yoktur. Bu günler benliğimize bizi yabancılaştırmaya, gerçek kimliğimizi kaybetmemize sebebiyet veriyor. Kendi inanç sistemine, kültürüne yabancılaşan bir millet, birliğini ve bütünlüğünü kaybeder. Hristiyan adeti olan ve İslam dini ile hiçbir ilgisi olmayan yılbaşı kutlamaları; İçki, kumar gibi Allah’ın haram kıldığı faaliyetlerin adresi oluyor. Türkiye’nin birçok yerinde AVM ve işyerleri, yılbaşı için süsleniyor.

yilbasi-1.jpg

Her dinin, inanç sisteminin kimliğini oluşturmada özel şiarları olduğu gibi İslam’ın da şiarları/dini sembolleri vardır. İslam’ın bu şiarları korunmalıdır. Bu dini semboller korunmadığı takdirde millet olarak kimliğimizi ve şahsiyetimizi kaybederiz. Dolayısıyla yılbaşı denildiği zaman daha çok Hristiyanlık aklımıza geliyor. Batı kültüründe bu yılbaşının endüstriyel, dini ve ticaret boyutu var. Alışveriş ihtiyacı olmadığı halde yılbaşı geliyor diye insanlar tüketim çılgınlığına yönlendiriliyor. Bu sebeple yılbaşının aşırı derecede bir haz ve bu uğurda sınır tanımayan eğlence boyutları var. Burada Hristiyanlık sembolize ediliyor. Noel Baba diye bir figürden bahsediliyor, bizim kültürümüzde böyle bir figür yok.” diye aktardı.

ramazan-altintas.jpg
Ramazan Altıntaş

‘SIRADAN BİR GECE GİBİ DEĞERLENDİRMEK GEREKİYOR’

Yılbaşını sıradan bir gün olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Altıntaş, “Müslümanlar kendi kimliklerini kendi dini şiarlarıyla ilgili bu sembolleri hayatlarında canlı tutmaz da bir başka kültürün, inanç sisteminin sembolleri öne çıkarılırsa biz gençliğimizi, insanımızı Müslüman kimliğinden soyutlamış oluruz. Kendi inanç sistemine, benliğine, değerlerine ve kültürüne yabancılaşan bir millet birliğini ve bütünlüğünü kaybeder.

yilbasi-2.jpg

Bunun içinde başka kültürlerden insanlar, misyonerler sağlam bir İslam kimliği gördükleri zaman ilk yaptıkları iş bu Müslüman kimliğini parçalamak oluyor. Bütün bunlardan dolayı Müslümanlar yılbaşını sıradan bir gün ve gece gibi değerlendirmesi gerekiyor. Benliğimize bizi yabancılaştıran, gerçek kimliğimizi kaybetmemize sebebiyet vermesi açısından olaya bakmamız gerekiyor.”

‘TEBRİK ETMEK ONAYLAMAK ANLAMINA GELMEZ’

Noel’i dini bir anlam yükleyerek kutlamanın İslam açısından caiz olmadığını belirterek, inancı onaylama niyeti taşımayan ve yalnızca toplumsal nezaket amacıyla yapılan tebriklerin farklı değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Altıntaş, konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi;

“Bir Müslümanın, Noel vesilesiyle Hristiyan komşu, dost veya iş arkadaşlarını tebrik etmesi, onların inanç esaslarını onayladığı anlamına gelmez. Böyle bir davranış, dinî bir ritüel değil; toplumsal nezaket, iyi niyet ve insani ilişkiler çerçevesinde değerlendirilmelidir. Nitekim İslam, farklı inanç mensuplarıyla ilişkilerde adalet, merhamet ve güzel ahlakı esas almıştır. Bu noktada Resûlullah’ın uygulamaları dikkat çekicidir.

yilbasi-3.jpg

Sahih rivayetlere göre, bir Yahudi’nin cenazesi geçerken Hz. Peygamber ayağa kalkmış; kendisine bunun bir Yahudi cenazesi olduğu hatırlatıldığında ise, ‘Bu da bir can değil midir?’ buyurmuştur. Bu tutum, karşı tarafın inancını tasdik etmek için değil; insan hayatına duyulan saygının bir ifadesi olarak ortaya konmuştur. Bu örnek, Müslümanların gayrimüslimlerle ilişkilerinde insanî ve ahlakî ölçüleri esas alabileceklerini açıkça göstermektedir.

Günümüz dünyasında Müslümanlar, çoğu zaman İslam’ın sert, dışlayıcı ve mesafeli bir din olduğu yönündeki algılarla mücadele etmektedir. Bu sebeple İslam’ın barışçı ve kuşatıcı yönünün yalnızca teorik söylemlerle değil, günlük hayatta sergilenen tutumlarla da ortaya konulması büyük önem taşımaktadır. Müslümanların bayramlarında Hristiyan komşuları tarafından tebrik edilmeleri yaygın ve doğal bir davranış olarak görülürken, Noel vesilesiyle yapılan basit bir tebriğe tamamen kayıtsız kalınması, bu olumsuz algıları daha da güçlendirebilmektedir.”

 Muhabir