Yurt dışında koronavirüsten vefat eden Türk vatandaşı sayısı açıklandı

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Kovid-19 nedeniyle yurt dışında 507 Türk vatandaşının vefat ettiğini, 400’den fazlasının cenazesinin getirildiğini bildirdi.
Yurt dışında koronavirüsten vefat eden Türk vatandaşı sayısı açıklandı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Akit TV'de katıldığı programda soruları yanıtladı.

Bakan Çavuşoğlu, Kovid-19 salgını nedeniyle tahliyeler ve yurt dışındaki vatandaşların durumuyla ilgili bir soru üzerine, "7 milyona yakın vatandaşımız yurt dışında yaşıyor. Bugün itibariyle 507 vatandaşımız vefat etti. 400'den fazlasının cenazelerini ülkemize getirdik. Bazılarının oralarda defnedilmesi istendi, bazılarının işlemleri devam ediyor." dedi.

Yurt dışında bulunan ve Türkiye'ye dönmek isteyen Türk vatandaşlarının tahliyesinin de devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, "110 ülkeden 65 binden fazla vatandaşımızı ülkemize getirdik." diye konuştu.

Tahliyeler devam ediyor

Kazakistan'dan 300 Türk vatandaşının bugün THY ile Türkiye'ye getirilmesini sağlayacaklarını aktaran Çavuşoğlu, bu akşam saatlerinde Dominik Cumhuriyeti'nden kalkacak bir uçağın da bölge ülkelerindeki Türkleri getireceğini ifade etti.

Bakan Çavuşoğlu, Küba'dan 9, Jamaika'dan 9, Bahamalar'dan 3, Cayman Adaları'ndan 3 kişinin Dominik'e götürüleceğini ve buradan kalkacak uçakla Türkiye'ye geleceğini bildirdi. Çavuşoğlu, aynı uçakla Bulgaristan, Romanya ve Azerbaycan vatandaşlarının da getirileceğini söyledi.

Afrika veya Latin Amerika gibi bazı yerlerde katı karantina kuralları ya da güvenlik gibi nedenlerle bu ülkelerdeki Türklerin getirilmesinde güçlükler yaşandığını kaydeden Çavuşoğlu, "Getiremediklerimizle de tek tek ilgileniyoruz. Misyonlarımıza ilave ödenek gönderdik." dedi.

Çeşitli ülkelerde 500 Türk tedavi altında

Yurt dışında Kovid-19 hastalığına yakalanan yaklaşık 500 Türk vatandaşının çeşitli ülkelerdeki hastanelerde tedavi gördüğü bilgisini veren Çavuşoğlu, Türk misyonlarının bulundukları ülkelerde tedavi gören vatandaşlarla sürekli ilgilendiklerini belirtti.

Çavuşoğlu, "Biz Bize Yeteriz" kampanyasını, bulundukları ülkelerde başlattıklarını, varlıklı Türklerin, misyon çalışanlarının, iş insanlarının ve o ülkelerdeki derneklerin kampanyaya katkı sağladıklarını söyledi.

79 ülkenin talepleri karşılandı

Kendi ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp diğer ülkelere de destekte bulunduklarını söyleyen Çavuşoğlu, "79 ülkenin taleplerinin önemli bir kısmını karşıladık." ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, "Hiçbir ülkeden hibe anlamında bir talepte bulunmadık, ihtiyaç da duymadık." diye konuştu.

"100 binden fazla yerinden edilmiş insan evlerine döndü"

İdlib'de Rusya ile 5 Mart'ta varılan ateşkes anlaşmasından bu yana kadarki süreci değerlendiren Çavuşoğlu, "İdlib'de bizi üzen gelişmeler oldu ancak kararlığımızı, rejime pabuç bırakmayacağımızı gösterdik, rejimin destekçilerine gerekli mesajı da vermiş olduk." diye konuştu.

Çavuşoğlu, bölgede büyük bir insani trajedinin önüne geçtiklerinin altını çizerek, sahadaki gelişmelerin eskiye oranla sükunetin sağlandığı yönünde olduğu bilgisini paylaştı.

M4 ve M5 kara yollarında Rusya ile ortak devriyelerin sürdüğünü aktaran Çavuşoğlu, "100 binden fazla yerinden edilmiş insan evlerine döndü." ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, rejimin saldırıları nedeniyle anlaşma öncesi 1 milyonu aşkın insanın Türkiye sınırına doğru hareketlendiğini anımsatarak, bu süreçte rejimin ihlalleri olduğunda rejimin garantörü Rusya'ya gerekli bildirimlerde bulunduklarını söyledi.

Suriye'nin sadece İdlib'den ibaret olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, "İdlib çok önemli ama kalıcı bir ateşkes ve siyasi süreci işletmek gerekiyor." dedi.

"Hala kırılganlık var ama sahadaki durum iyi"

Çavuşoğlu, "Rejim siyasi çözüme inanmadığı, askeri çözümle tamamen kontrolü ele geçireceğine inandığı için sorunlar var. Bu şekilde çözüm gelmez, hala kırılganlık var ama eskisine göre sahadaki durum çok iyi." değerlendirmesinde bulundu.

İdlib'de gerek teröristlere karşı gerekse rejime karşı neler yapabileceklerini gösterdiklerinin altını çizen Çavuşoğlu, Barış Pınarı Hareketı ve Afrin bölgelerinde teröristlerin salgını fırsat bilerek saldırmaya başladıklarına işaret etti.

Her iki bölgede de sivil can kayıpları yaşandığını belirten Çavuşoğlu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bölgede çok sayıda teröristi etkisiz hale getirdiğini söyledi.

Çavuşoğlu, "Sahadan aldığımız bilgilere göre teröristlerin, orada barınamayacaklarını anladıkları için başka bölgelere gitme planları olduğunu görüyoruz." dedi.

Libya hükümeti ile darbeci general Halife Hafter arasında üstünlüğün kimde olduğu yönünde soruya cevap veren Çavuşoğlu, Hafter'in arkasında çok sayıda ülke olduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, iki gün önce Fransa, Mısır, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan'ın Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) de katılımıyla bir toplantı gerçekleştirdiğine işaret ederek, buradan çıkan tüm açıklamaların Türkiye aleyhine olduğunu dile getirdi.

"Kaosun sebebi Abu Dabi yönetimi"

Fransa'nın Hafter'e verdiği desteğin de açık olduğunu belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Burada özellikle BAE, Mısır ve Fransa, Hafter'e en güçlü desteği veren ülkeler. Rusya'nın orada Wagner adlı bir şirketi var. Halen Libya'dalar. Her ülke çıkarının peşinde, Abu Dabi yönetimiyle bazı ülkeler, tüm bölgeyi istikrarsızlaştırmak için çalışıyorlar. Abu Dabi, Yemen'i de bölmeye çalışıyor. Dolayısıyla bu bölgede kim kaos yaratıyor derseniz, hiç şüphesiz Abu Dabi'yi söyleriz. Bize açık açık saldırmaya çalışıyorlar ara ara ama en son hadlerini aşmamaları konusunda uyardık. Libya'yı da karıştıran bunlar, Yemen'i de mahveden bunlar. Bizim gönderdiğimiz yardımları da engelliyorlar."

Çavuşoğlu, Suriye'de Beşşar Esed'in yaptığını, Libya'da da Hafter'in hayata geçirdiğine değinerek, Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac'ın buna karşı saldırıya geçtiğini söyledi.

"Biz Libya'da haklı ve meşrudan yanayız"

Sahadaki dengenin şu anda meşru olan Serrac hükümeti tarafında olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Biz en iyi ve tek çözümün siyasi çözüm olduğunu düşünüyoruz. Askeri çözümle bir yere varılamaz. Eğer biz dengeyi sağlamasaydık savaş, Trablus'un içerisine girerdi ve en az 10 yıl daha sürebilirdi. Bu bir kan davasına döner, milyonlarca insan ölürdü ve artık bir daha barış da gelmezdi. Biz tezkereyi gönderirken muhalefete de dedik ki 'Göreceksiniz bu sahadaki dengeleri değiştirecek, ateşkese kadar götürecek, bu şekilde savaş Trablus'a da sıçramayacak' dedik. Belki o zaman inanmadılar ama daha sonra tüm dünya Türkiye sayesinde burada dengelerin değiştiğini görüyor. Biz haklı ve meşrudan yanayız."

Çavuşoğlu, Yunanistan ile yaşanan sığınmacı krizine ilişkin, bu ülkenin sığınmacılara yönelik sınırdaki gayri insani tavırlarını eleştirdi.

Avrupa Birliği (AB) yönetiminin de Yunanistan'ın insan hakkı ihlallerine göz yumduğunu belirten Çavuşoğlu, "açık kapı" politikasını sürdüreceklerinin altını çizdi.

Çavuşoğlu ayrıca ABD ile FETÖ konusunda sorunların sürdüğü bilgisini paylaşarak, S-400 konusunda da Türkiye'nin tavrında bir değişikliğin söz konusu olmadığını aktardı.