Gelenekten geleceğe ağaç oymacılığı

Ağaç oymacılığı unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alıyor. Kule Site AVM’DEKİ Fuarda kendi el emeği göz nuruyla yaptıkları ürünleri satışa sunan Ökkeş Maraşlıoğlu bu mesleğin ayakta kalması için gerekenlerin yapılmasını istiyor
Gelenekten geleceğe  ağaç oymacılığı

Ağaç oymacılığı unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alıyor. Kule Site AVM’DEKİ Fuarda kendi el emeği göz nuruyla yaptıkları ürünleri satışa sunan Ökkeş Maraşlıoğlu bu mesleğin ayakta kalması için gerekenlerin yapılmasını istiyor

gelenek-3.jpg

Yaptıkları ürünleri kurdukları ekiple birlikte yaptıklarının bilgisini veren Ökkeş Maraşoğlu, “Çeyiz sandığı, masa, sehpa, kahve tepsilerimiz şifreli kutularımız var. Aksesuarımız çok. Günümüzde mobilya anlayışı biraz değişti. Sandıkları genellikle orta masa olarak kullanıyorlar. Eskiden sırtını düz yapardık duvara gelirdi. O şekilde kullanılırdı şimdi beş tarafını da sırtını da işli yapıyoruz. Orta masa olarak kullanılıyor genellikle. Tabi bu arada içini de sandık olarak kullanıyorlar. Bu şekilde hep oyma üzerine çalışmamız.” dedi.

BU MESLEKTE YENİ YETİŞEN YOK

Kahramanmaraş’ta bu işi yapan kişilerin çok olduğunu söyleyerek, bu meslekte yeni yetişen kişilerin olmamasından yakındı. Mesleği devam ettirmeye çalıştıkların dile getiren Maraşoğlu, “Kerestemiz ceviz olarak çalışıyoruz. Bulunan bir kereste bizim yörede. Bu şekilde çalışıyoruz. Mesleğimizi devam ettirmeye çalışıyoruz. Bu iş ekip işi bir arkadaş oymasını yapar öbür arkadaş, çakımını yapar, diğer arkadaş verniğini yapar. Bu şekilde çıkar işlerimiz yani. Bu meslekte yeni yetişen yok. Bu meslek unutulmaya yüz tutmuş mesleklerden bir tanesi gençlerimiz bunu unutmasınlar. Eksi ustalar devam ettirmeye çalışıyor. Unutulmasa iyi olur.” şeklinde konuştu.

gelenek-4-001.jpg

 DONDURMADAN SONRA OYMA GELİYOR

Maraş’ta dondurmadan sonra, oymacılık işinin revaçta olduğuna değinen Maraşoğlu, “Türkiye çapında tanınıyor. Dondurmadan sonra bu geliyor yani. İnşallah daha iyi olur. Bizim bu işlerin özelliği o zaten ahşabın kendisinden olması. Mesela bir suntanın belli bir ömrü var. Havanın neminden bile sunta bozulabilir. 5-6 sene gibi bir ömrü var. Ahşabın ömrü çok uzun. Bu sandığı alırsınız 15-20 yıl kullanırsınız. 15 sene sonra verniği sürersiniz bakım yaparsınız. O gün alınmış gibi pırıl pırıl olur. Bu suntada mümkün değil sunta bir müddet sonda paramparça oluyor. Çoğu kişi diyor ki bunlar yapıştırmamı ama bunlar ahşabın kendinden oyma el emeği göz nuru ürünler.” diye ifade etti.

gelenek-2.jpg

“DEVLETTEN BEKLENTİMİZ VAR”

Maraşoğlu, “Hep söyleriz ya teşvik diye. Devletten beklentilerimiz var. Mesela kereste teşviki, sanayi yer teşviki, ona benzer kurslar falan açılabilir. Daha yaygınlaştırmak için daha fazla bunun gibi fuarlar olabilir. Mesela buraya kendi imkânımızla geldik. Eğer burada umduğumuzu bulamazsak keseden gidecek kar yerine zarar edeceğiz. Ama bir teşvik olsa memleketimizi tanıtmış oluruz. Hem işimizi tanıtmış oluruz. Bu arada alışveriş olursa biz kazanmış oluruz. Yüz güldürür bu da ama teşvik olmayınca kendi imkânlarımızla zor oluyor.” diyerek bu mesleğin devletin verdiği teşvik sayesinde ayakta kalacağını savundu. Bu geleneği yaşatmak için devletin özellikle kurslar açması gerektiğinin altını çizen Maraşoğlu diğer isteklerini şöyle sıraladı: “Maddi olmasa bile organizasyondan dolayı yardımcı olunabilir nakliye yönünden yardımcı olunabilir. Broşürler, tanıtım olabilir. Bizim adımıza bizim imkânlarımız kısıtlı küçük esnafız biz. Böyle olursa daha iyi olur ilerisi için umut vadeder. Ama teşvik olmazsa kendi imkânımızla zor bir yerlere geliriz.” Son olarak ahşaptan yaptıkları taraklardan bahseden Maraşoğlu bunların plastikten daha sağlıklı olduğunu, saçları kolay taradığını, elektriklenme yapmadığını ve saçı kırmadığını da sözlerine ekledi.

SÜMEYRA KENESARI/YENİ HABER GAZETESİ