Moral ve destek şart!

Yoğun geçen eğitim öğretim dönemine yarıyıl tatiliyle ara verilirken, ailelere bu süreçte önemli görevler düşüyor.
Moral ve destek şart!

Yoğun geçen eğitim öğretim dönemine yarıyıl tatiliyle ara verilirken, ailelere bu süreçte önemli görevler düşüyor. Çocuklara verilebilecek en güzel hediyenin moral ve manevi destek olduğunun altını çizen Cüneyt Kaya, “Bu süreçle ilgili olarak alınan notlar, tek başına çocuğunuzun başarısını göstermiyor. Bu notlar ve verilen karne, esasında aileye verilen bir karnedir” dedi

Konya’da sömestr döneminde 450 bin 492 öğrenci karnelerini alacak. Karne heyecanını çocuklar kadar aileler de yaşıyor. Sömestr döneminde çocukların ve ailelerin nasıl bir süreç izlemeleri gerektiği hakkında gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Psikolog Cüneyt Kaya, “Çocuğun öğrenme süreci çok önemli. İlk yarıyıl bitti. Bu süreçle ilgili olarak alınan notlar, tek başına çocuğunuzun başarısını göstermiyor. Bu notlar ve verilen karne, esasında aileye verilen bir karnedir. Yani karne öğrenciye değil, aileye ve öğretmene verilir. Karnedeki notlar, öğretmenin ve ailenin başarısını simgeler. Bu noktada gösterilen çaba ve gayret minimum da olsa maksimum da olsa, çocuğun bu yöndeki bütün çabaları desteklenmelidir. Sözlü bir şekilde ödüllendirme olabileceği gibi çocuğun beklentilerini karşılayacak maddi bir takım ödüller de olabilir. Ama buradaki veriliş tarzı ‘sen başarılı oldun, bunu da hak ettin’ diye değil, ‘sen kafana koyduğun şeyi yapabilirsin’ tarzında ‘sana güveniyoruz, başarabilirsin’  şeklindeki moral desteği bütün ödüllerden daha önemli. Yani en güzel ödül, moral ve destek” diye konuştu.

cuneyt-kaya.jpg“TEK BAŞINA KARNE GÖSTERGE DEĞİL”

Ebeveynler notların maksimum düzeyde olmasını beklediğini aktaran Kaya, “Öğretmenin, eğitim siteminin ve ailenin öğrenciye yönelik yaklaşım tarzı sadece not odaklı olup kıyaslamalarla ilerlediği sürece çocuğumuzun çaba ve gayretlerini az da olsa görmüyorsak, çocuğumuzun motivasyonu  gittikçe düşecektir. Bundan sonraki akademik hayatında beklediği başarıyı gösteremeyecektir. Biz başarıya giden yolda, tek başına karnenin bir gösterge olmadığına inanıyoruz. Önemli olan süreçtir. Bu süreçte çocuğun içinde bulunduğu koşullar ve onu destekleyen sosyal ortam, aile ve okul. Bu sosyal ortamın en önemli belirli yapılarıdır. Ancak çocuğun çabalarının karşılığı sadece son model telefon, sınırsız internet kullanımı ya da istediği oyuncaklar olmamalıdır” şeklinde konuştu.

“RÜŞVET OLARAK ALGILANMAMALI”

Çocuklara manevi tatmin içeren hediyeler almanın daha önemli olduğunun altını çizen Kaya, “Bu ödülü çocuklarımıza neyin karşılığında kazandığını da hatırlatmamız gerekir. ‘Annen-baban seni sevdiği için bu ödülü sana veriyor’ diye değil, ‘sen bunu hak ettiğin için bu ödülü hak ettin’ şeklinde ödüllendirme olmalıdır. Ödüllendirme bu devirde olmalıdır. Ödül de ceza da insan davranışlarının şekillendirilmesinde kullanılır. Ama ödülün de cezanın da ne olduğunun ve nasıl uygulanması gerektiği konusunda profesyonellerden mutlaka destek alınmalıdır. Yanlış uygulandığı için ödülü bir rüşvet olarak algılıyoruz. Cezayı da çocuğu rencide eden, aile ile çocuk arasındaki bağı koparan kötü bir uygulama şeklinde düşünüyoruz. Şimdi ödüllendirme zamanı. Ama ödül, karnenin verildiği gün uygulanmamalı, çocuğun bütün eğitim-öğretim hayatına yayılmalı” ifadelerini kullandı.

1-20190117174612.jpg

“EĞİTİM ÖNCE AİLEDE BAŞLAR”

Kitap okumayan ebeveynlerin çocuğuna ders çalış deme hakkının olmadığına dikkat çeken Kaya, “Biz önce örnek olmak durumundayız. Çocuğumuzun sadece akademik başarı ve not odaklı eğitimin içinde yer alması, diplomalı cahiller yetiştirmemize neden olacaktır. Bu sebeple eğitim ve öğretim hayatının önce ailede başladığını söyleyebiliriz. Anne-babalar, evlerinde mutlaka kitap ve gazete okuması gerekmektedir. Evimizde telefonu, bilgisayarı ve televizyonu kapatıp kitap okuyarak çocuklarımıza doğru örnek olmamız gerekiyor. Çocuklarımızın rol modellerini taklit etmeye başladığını göreceğiz. Beraberinde başarının da geleceğine inanıyorum” dedi.

2-20190117174612.jpg

“KİTAPTA OKUMALIYIZ OYUNDA OYNAMALIYIZ”

Çocukta istenilen davranışların ortaya çıkması için eğitimin sadece okul döneminde verilmemesi gerektiğini söyleyen Kaya, “Çocuklarımızın sorumluluklarını yerine getirmesi ve hatırlatılması noktasında tatil dönemlerinde de eğitim devam etmeli. Tatilin başıboş şekilde geçirilen zaman olarak çocuğun zihninde algılanmaması gerekir. Tatilin zihinsel anlamda farklı meşguliyetlerle de uğraşılması gereken bir dönem olduğu unutulmaması gerekir. Çok yoğun bir şekilde ödevlerde verilmemeli. Bunun için sosyal hayatımıza ve kendi boş zamanlarımıza ihtiyacımız var. Kitapta okumalıyız, oyunda oynamalıyız. Kısacası normal bir hayatta ne varsa aynı şekilde yaşamaya devam etmeliyiz” diye konuştu.

kitap-003.jpg

“ÇOCUKLARIN HEYECANINI PAYLAŞIN”

Ailelere de tavsiyelerde bulunan Kaya, “Mevlana hazretlerinin ‘Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır’ diye söylediği bir sözü var. Ailelerimize çocuklarımızın bu heyecanını, paylaşmalarını tavsiye ediyorum. Bu konuda daha çok babalara iş düşüyor. Babalarımız uzaktan çocuklarını seyretmemeli, çocuklarının gelişim ve eğitim süreçlerinde eşlerine yardımcı olmalı ve yanlarında yer almalılar. Bu süreçte çocuğun; kendisine, ailesine, öğretmenlerine ve sosyal çevresine bir ispatlama döneminden geçtiğini unutmamak gerekiyor. Çocuğun bu çabasının mutlaka takdir edilmesi,  akademik geleceği açısından çok önemli temeller atacaktır” diyerek sözlerine son verdi.

YİĞİT BERKAY ÇOPUR / YENİ HABER GAZETESİ