Ramazan ve Kur'an

Sıradan bir geceyi bin aydan hayırlı kılarak Kadir gecesine, sıradan bir ayı ise Rahmet ayına çeviren şey; Rabbimizin, hidayetimize ve kurtuluşumuza vesile olacağını müjdelediği Kur-an’ı azimuşsan'dır.
Ramazan ve Kur'an

Allah resulü bi’setten beş yıl öncesinden başlayarak her ramazan ayına nur dağına çıkmış ve kendisine gelecek o “Nuru” beklemiştir adeta. Ve o "nur " 27 Ramazan 610 tarihinde "ikra" emri ile Rasullulah’ın kalbine ve ardından kapısını acan tüm kalplere inmistir. O ana kadar üstün ahlaklı ama sıradan bir beşer olan Hz. Muhammed (sav) o andan itibaren Allah’ın Rasülu sıfatını kazanmıştır. Artık kedisine gelen nurlu ayetlerini okumak yaşamak ve anlatmak zorunda dır. O bunu yaptıkca bir karanlık devir aydınlanmış, Devr-i cahiliyye Devr-i saadete dönüşmüştür. Karanlık çağın karanlık adamları o "nurla" yıkandığında Rasuli Kibriya’nın sahabelerine dönüşerek gökyüzünde ki yıldızları kıskandırmışlardır.
  Çünkü Rasullah’ın önderliğinde  o insanlar "bu bir mübarek kitaptır ki onu sana, insanlar ayetleri üzerinde iyice düşünsünler, akıl izam sahipleri ondan dersler, ögütler alsınlar diye indirdik." ( Sad 29) ayetinin hikmetini kavradıkları için Kuranı kelime kelime harf harf hayatlarının geçirme yarışına girmişlerdi çünkü onlar Kuran’ı anlamaları sayesinde esfele safilinden ahseni takvime (tin suresi) yükseldiklerinin farkındalardı. Onlar Hümeze suresini anladıkları için mal biriktirme yarışına girmiyor, Tekasür suresini anladıkları için Ramazan da sofram da aman şu da eksik olsun kaygısına kapılmıyorlardı Baykara’yı , Hadid’i, Al-i imran’ı kavradıkları için birbirleri ile infak yarışına giriyorlar dı.
   Vahyin her an kalbine indiği Allah resulü günlük yaşantısında en çok Kuranı okumak ve anlatmakla meşgul olduğu halde benliğini yenileme anlamına gelen Ramazan ayında bu okumalarını 2-3 kat arttırıyordu. Çünkü Kuran hayat demek ti.. Arınmak demekti... Kurtuluş demekti..
   Bu Ramazan okuduğumuz ayetlerin dillerimiz de kalmayıp gönüllerimize inmesi oradan da hayatımıza girmesi adına, "Rabbim bana ne buyuruyor merakı ile, mukabele okumalarımızın yanında  meal-tefsir okumaları da yapmaya var mısınız?

YENİHABER GAZETESİ