Dr. Ramazan Tuzla

Dr. Ramazan Tuzla

Altın garantili fâizsiz mevduat

Altın garantili fâizsiz mevduat

Kim ne dersin ülkem, Türkiye’m büyük ülke.

Merhametiyle büyük…

Hedefleriyle büyük…

Kederleriyle büyük…

Ve Milletiyle büyük.

Zor geçen bir yılın son ayı da zehir oldu, neredeyse. Bir derin karamsarlık sardı dört bir yanı.

Milleti canından bezdirme şeklinde bir psikolojik saldırı ile karşı karşıya kaldık sanki…

Ve yapılması şart olan bir müdahale ile karamsarlık, önemli oranda giderildi.

Kurdan kaynaklanan oynaklığa, devlet aklı, haklı ve elzem bir müdahale yaptı ve ortalık bir nebze de olsa duruldu. Yapılan, insanımızı anlamaya yönelik net bir yatırımdı ve semeresini hemen verdi.

Neydi müdahalenin özü?

Dövizin önü alınamayan yükselişi ve oynaklığı yüzünden, Türk Lirası mevduatlarının kur garantisi altına alınması kararlaştırıldı. Bir sonraki gün işlemler başlatıldı ve dolar 11 TL’ye kadar düştü. Müdahalenin özü ve neticesi bu idi.

Alınan bu karara olumlu ve olumsuz tepkiler gecikmedi, elbette. En olumlu tepki, doların ateşinin düşmesi oldu. Olumsuz tepkiye örnek olarak da örtülü fâiz uygulayacaktınız da niçin merkez bankasına fâiz indirtiniz, şeklindeki serzenişi verebiliriz.

En başından şunu ifade etmeliyiz ki; fâize karşı olmanın tutarlı davranışı, fâizi ortadan kaldıracak tavırların sahibi olmaktan geçer. Fâize yatırılmış paraya destek vermek, ilk görüntü itibariyle fâize karşı olmak değildir ama devlet refleksi, fâizi desteklemek için değil, dövize olan talebi ortadan kaldırmak için gerçekleştirildi.

Bu refleksin kısa dönemli neticesini görmüş olduk. Önümüzdeki üç ay, bu tedbirin, vücuttaki zehiri atıp atmayacağını göstereceği bir üç ay olacak. Olumlu temenniyle, bekleyip göreceğiz.

Yazımızın başlığına gelecek olursak; Türk Lirasının değerinin artırılması için atılan bu adımın bir kanadının eksik olduğunu görürüz.

Müslüman ülkem Türkiye’mde fâizin haram olduğunu bilen kahir ekseriyet, bankaya fâize para yatırmamaktadır. Birikimlerini büyük oranda yastık altında tutmaktadır. Kimisi altına yatırım yapmakta, kimisi de döviz almak haram olmadığı için dövize yatırım yapıp, yastık altında tutmaktadır.

Kahir ekseriyet yanlış mı yapmaktadır?

Kesinlikle hayır…

Her gün eriyen Türk Lirası, insanın emeğinin ve servetinin düşmanı haline gelmektedir. Dolayısıyla insanımız kendi parasından uzaklaşmaktadır.

Parasını fâize yatıran insanın, bankadan alacağı fâizin haramlığına şüphe yoktur. O para kirlidir. Devletin kur farkı olarak ödeyeceği rakama ise fâiz ya da riba demek pek mümkün değildir. Olsa olsa devletin hibesi olur. Yine de bunu fâiz hassasiyeti olan insanımız kesinlikle tercih etmeyecektir.

O zaman ne yapılmalı?

Kur korumalı mevduat hesabı açılabiliyorsa, altın garantili fâizsiz mevduat hesabı da açılabilmelidir. Devletim, sergilediği refleksin diğer kanadını da canlandırmalıdır. Tek kanatla yükselemeyeceğini bilmelidir. Fâize para yatıran insanımızın birikimi korunacaksa, fâiz haramdır, diyen insanımızın da birikimi korunmak mecburiyetindedir.

Milletin evlatlarının yastık altındaki ya da finans kurumlarındaki birikimleri, altın garantili fâizsiz mevduat hesabına alınmalı ve altın yükselirse, yatırdığı paranın değeri de altın kadar yükselmelidir.

Altın düşerse, yatırdığı Türk Lirası değerini korumalıdır. Fâizin haram olduğunu bilen insanlarımızın da kaygısı ortadan kaldırılmalı ve paraları kirden uzak ama devlet garantisinde güvene yakın olmalıdır. Devlet olmanın gereği de bu olsa gerektir.

Altının gram fiyatını, onsun fiyatı ve doların Türk Lirası karşısındaki değeri belirler. 1 ons, 31,1 gr altına karşılık gelir. Sözgelimi, onsun değeri 1800 dolar ve doların değeri 11,00 TL ise gram altının fiyatı; (1800:31,1)*11,00= 636 TL olur.

Altının onsu ile doların fiyatının birbirinin tersine işledikleri bilinir. Dolar düşerken onsun değeri genelde yükselmektedir. Tersi de mümkündür.

Parasını kur garantili fâizli mevduat hesabına yatıran kişinin ilk parası, her zaman değerini koruyacaktır. Dolar artarsa parası da artacaktır.

Ülkemde fâizler düşer, dolara talep azalır ve fiyatı yükselmezse parasını fâize yatıranın çok bir kazancı olmayacaktır. Buna karşın, altın garantili fâizsiz sisteme parasını yatıran insanımız, dolar yükselse de parası artacaktır, altının onsu yükselse de parası artacaktır. Her ikisi düşse de parası Türk Lirası olarak ilk değerini hep koruyacaktır. Karşılıklı akitte ‘fâiz’ lafzı da geçmeyeceğine göre, parası da temiz kalacaktır.

Sadece parasını fâize yatırıp vadeli mevduat hesabı olanlara kur desteğinin verilmesinin, adalet duygusunu inciteceği, dikkatlerden kaçmamalıdır.

Yapılacak mevzuat düzenlemesi öncesi, ince elenip sık dokunulmalıdır. Devlet garantisinin kapsamı, maksadı hasıl edecek şekilde geniş tutulmalı ama suiistimalleri de hesaba katmalıdır.  

Şu anda insanımızın böyle bir devlet güvencesine çok ihtiyacı var. Bu ihtiyaç, aynı zamanda Türk Lirasının değerinin korunması ihtiyacıdır.

Bu işin sonu kanaatimce ve temenni ediyorum ki şuraya gidecektir:

En iyi para kazanma yönteminin, paradan para kazanmak değil, bir şeyler üretip satmak olduğu herkes tarafından görülecek ve anlaşılacaktır.

Bu sistemin, enflasyonu patlatacağı yaygarasını çıkaranların dayanağı, Merkez Bankası’nın karşılıksız para basacağı iddialarıdır fakat şu andaki enflasyonun fırlamasının tek sebebi dövizin anlamsız şekilde yükselmesi değil mi?

Bekleyip göreceğiz.

Şunu da göreceğiz: Her döviz yükselmesinde hep bir ‘dış güçler’ mazeretini sunma alışkanlığımız peyda oldu. Devletin bu tedbiri almasının nedeninin, dalgalanmaya sebep olan döviz alım satın hareketlerinin büyük oranda insanımızın hesaplarında gerçekleştiğini görmesinden dolayı olduğunu düşünüyorum.

Şayet insanımız bu siteme güvenip parasını devlete teslim ederse, insanımızın parası bankada dururken yine bu tür kur dalgalanmaları ile ekonomimiz sıkıntıya sokulursa, o zaman göreceğiz ‘dış güçler’in olup olmadığını.

Yeni sistemin, devletin dışa borçlanma ihtiyacını ortadan kaldıracak bir netice doğurma ihtimalinin de yüksek olduğunu söylemiş olalım.

Oluşan ilk güven boşa çıkarılmamalı, önümüzdeki birkaç ay iyi değil çok iyi takip edilmelidir. Bu sistemin başarısızlığına işaret edecek en küçük bir emare bile, ülkemin ekonomisini geri dönülmez yollara sokabilir.

Allah muhafaza…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Dr. Ramazan Tuzla Arşivi
SON YAZILAR