Dr. Ramazan Tuzla

Dr. Ramazan Tuzla

Büyükler daha iyi bilir, diyemez olduk

Büyükler daha iyi bilir, diyemez olduk

Meydan muharebesinin muzaffer kumandanı, savaş meydanında gözlem yapmakta, kendisine, genç bir cengâver de eşlik etmektedir. Meydan, genç düşman askerlerinin cesetleri ile doludur. Bu durum, genç cengaverin dikkatini çeker ve ihtiyar kurda, kumandanına sorar:

-Komutanım, düşman askerlerinin hepsi genç. Bu ordu içinde hiç mi orta yaşlı ve ak saçlı asker yokmuş?

İhtiyar kurt, cevabını en iyi bildiği soruyu cevaplar:

-Evlat, bu ordunun arasında ak saçlılar olsaydı, bu ordu yere serili olmazdı.

Ak saçlının, büyüğün, gün görmüş bir insanın bir toplum için ne kadar önemli olduğunu, bundan daha güzel anlatan bir kıssa var mı, bilmiyorum.

Öte yandan, bilmediğimiz şeylerin boyunun dağları aştığı şu hengâmeli zamanlarda, çıkmaza girme ihtimali olan durumlar için, verilecek hayati kararlar için, takınılacak ferasetli tavırlar için, büyüklerimiz daha iyi bilir diyemez olduk.

Cevabından korktuğum soru, toplumumuzda büyük mü kalmadı acaba, sorusudur. Bu sorunun beni korkutan bir başka tarafı da hadsizlik yapma ihtimalidir.

Biliyoruz ki, hadsizlik yaparsak, haksızlık da yapmış olacağız. Allah muhafaza…

Bu ahval içinde içimi rahatlatan hususu da kayıtlara geçirmiş olayım: Bizim hayat memat meselesi olduğunu düşündüğümüz konular, gerçekten büyük insanlar için sıradan meselelerdir ve böyle durumlarda alınacak kararlar için, takınılacak tavır için ortaya çıkma ihtiyacı bile duymuyorlar, ihtimalidir. İnşallah böyledir.

Türk Milleti için ak saçlının kıymeti ortada iken, içinden geçtiğimiz şu zor zamanları kolaylaştıracak insanların sayısının çok azaldığını söylemek, gerçekten çok büyük bir öksüzlüktür.

Çok büyük bir medeniyetin koca çınarlarının azaldığına işaret eden durumlar, aynı zamanda köksüzlük tehlikesine de işaret ediyor olsa gerektir.

Kitaplara küstüğümüz zamanlardan bu yana üstadımız google oldu.

Üstadımız google olalı beri de zihnimiz fitne fücur ile doldu.

Google, bir bilene soralım ihtiyacımızı karşılar oldu olmasına ama bize verdiği bilgilerin feraset süzgecinden geçip geçmediğini denetleyecek bir mekanizmamız kalmadı elimizde.

Eskiden, daha iyi bilir dediğimiz büyüklerimiz, toplumun önünde olan insanlardı. Şimdinin büyükleri de yine toplumun önünde olan insanlardır.

Büyükler daha iyi bilir, diyemez oluşumuzun müsebbibinin, toplumun önünde olan ve büyük olarak bilmek istediğimiz insanlar olduğunu söylemeye gerek yok, sanırım.

Eskilerin dediği gibi, büyüklerin hataları güneşin batmasına benzer ve fark edilmemesine imkân yoktur. Büyük bildiklerimiz, sıradan insan mesuliyeti ile hareket edemez.

Büyük bildiğimiz insanlar kılı kırk yararak karar vermek, kuruşu milyar değerinde harcamak, gemiyi limana sağ salim getirmek zorundadır ki, büyüklüğü kayıt altına alınmış olsun.

Son zamanlardaki tecrübelerimiz, bu kabullerin tersine işliyor, maalesef.

Burada saymamızın bir faydası olmayacak onlarca iş, bin yıllık kanaatimizin yuvasında depremlere sebep oluyor ve büyüklerimiz daha iyi bilir diyemez, oluyoruz.

Bu tespitimize, bugüne kadar yapılan binlerce güzel işi ortaya koyarak yapılacak savunma, büyük bildiklerimizin yararına değildir. Bunu söylemiş olalım.

Dalkavuklar insanı boş kaşıkla besler, demiş eskiler. Hataların üstünü örtme tavrı, dalkavukların boş kaşıkla besleme tavrından daha masum değildir.

Biz, büyüklerimize olan saygımızın en güzel ifadesi olan, büyüklerimiz daha iyi bilir, surunda gedik açılmasını istemediğimiz için, bu satırları kaleme alma ihtiyacı hissediyoruz.

Surda açılan her gedik samimiyet sorgulamasına sebep olmakta ve Milletin evlatları ile devletin büyükleri arasındaki gönül köprülerinin yıkılmasına sebep olmaktadır.

Sıradan insanlar olan bize düşen sorumluluk, zihnimizin fitne fücur ile işgal edilmesine izin vermemekse, büyüklerimize düşen sorumluluk da, Milletin evlatlarının kalbine yerleşmiş olan, ‘büyüklerimiz daha iyi bilir’ inancına halel getirtmemektir.

2023’ün zor geleceğine işaret eden onlarca zorluk ortalıkta at koştururken, 2023’ün kolay geçmesi, büyük bildiklerimizin samimi tavırlarına ve feraset yüklü kararlarına bağlıdır, diyelim ve bitirelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Dr. Ramazan Tuzla Arşivi
SON YAZILAR