Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal
Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal Çin Etkisi Kalıcı Diğerleri Geçici

Çin Etkisi Kalıcı Diğerleri Geçici

Ortadoğu eksenli yaklaşık on iki günden beri nükleer silaha sahip olma çabalarını bahane ederek İran’a saldıran israilin küresel sistemi strese sokması sonucu neredeyse tüm ülkeleri, başta petrol ve doğal gaz orijinli olmak üzere kıt kaynakların (hammadde, ara mal, mal) fiyatları ile, menkul kıymet varlıklarının ise volatilitesinin arttığı günlerle yüzleşmeye devam etmektedir. Kendisinde çeşitli rivayetlere göre açık kaynaklarda dört yüze yakın nükleer başlıklı silaha sahip olduğu belirtilen, ancak diğer ülkelerde bulunmasını kendi güvenliğine tehdit şeklinde algılayan, artı sapık dini inanışlarının peşinde koşarak savunmasız sivilleri katleden (soykırım), kısa sürede yenilgiye uğratması hatta rejim değişikliğine gidileceği düşüncesiyle füze saldırılarına girişen israilin, İran’ın karşı uzun menzilli füze saldırıları karşısında zor durumda kalması ve ABD’nin saldırısına karşı Katar’daki askeri üslerine saldırarak cevap vermesinden dolayı iki haftalık geçen süre sonunda ABD’nin de devreye girmesi ve İran’ın da şimdilik barış anlaşmasına yanaşmasıyla, global kamuoyunun geneline göre büyük oranda israil adına başarısızlıkla sonlandı. israil, İran’ı Gazze’deki savunmasız sivil halkın üzerine bombalar yağdırarak sindireceğini, halkı sokaklara döküp ayaklandırarak rejimi değiştireceğini sanıyordu. Ancak İran halkının ABD ve israil düşmanına karşı tek yumruk haline geleceğini, binlerce yıllık devlet aklını, kültürünü ve uzun menzilli füzelerinin gücünü hesaplayamadığı anlaşıldı.

On iki günün sonunda; israilin İran’a füze saldırısıyla başlayan savaşın etkisi, tarafların birbirine karşı savaşı sonuna kadar devam ettireceği şeklindeki açıklamalar, İran’ın petrol ve doğalgaz naklinde dünya genelini etkileyecek derecede önemli bir yere sahip olan Hürmüz Boğazını kapatma tehdidinin yüksek perdeden dillendirilmeye başlaması, Brent ham petrol varil fiyatının 80 USD düzeylerine doğru yükselmesi, küresel ekonominin yavaşlaması tehlikesiyle ilgili soruların ortaya çıkmasına neden oldu. Üstelik Trump’ın Çin ile yapılan ticarette ABD’nin büyük tutarlarda açık vermesini öne sürerek gümrük tarifelerinde ABD lehine olacak şekilde değişiklikler yapacağını “sopa gösterir” nitelikte adeta tehdit ederek açıklaması, Çin’in de sahip olduğu ucuz iş gücü ve önemli bir mesafe kat ettiği teknoloji temelli ekonomisinin gücünün verdiği özgüvene dayanarak karşılık vermesinin ABD ekonomisini sendeletmesinin etkisinin küresel ekonomi üzerinde, İran-israil savaşından çok daha uzun süreli sonuçlar ortaya çıkaracağı açıktır. Otuz trilyon doları aşan GSYH’sı ile dünyanın en büyük ekonomisine sahip olan ABD’nin, 2025’in ilk çeyreğinde % 0.2 beklentiye rağmen % 0.5 oranında daralarak 2022 yılından sonra ilk defa küçülmesi, ikinci çeyrekte de benzer sonuçlarla karşılaşılması olasılığının yüksek olması, başta ABD sonrasında küresel ekonomi için tehlike çanlarının çaldığına işaret etmektedir. Çünkü ABD ekonomisin resesyon hatta stagnasyon sürecine doğru değişim göstermesi, ABD’nin ithalat gücünün zayıflaması dolayısyla diğer ülkelerin ihracatlarının azalmasına ve durgunluğun küresel boyuta dönüşmesine neden olacağı, sürpriz sayılamayacak bir son olarak karşımızdadır. Üstelik özellikle Orta Doğu odaklı çatışmaların sıklıkla tekrarlanmasına bağlı olarak petrol ve doğal gaz fiyatlarının yükselmesi, durgunluğu tetikleyecek bir diğer gelişmedir. Barış ortamının uzun süreli sağlanması; petrol fiyatlarının 70 USD düzeyinden 50 USD’ye gerilemesine, şimdilik fakir olduğumuz petrol ve doğal gaz için daha az ödeme yapacağımızdan cari açık ile üretim maliyetlerinin azalması nedeniyle enflasyonun düşmesine ve buna bağlı olarak faiz oranlarının azalmasına, sonuçta da ekonomimizin nispi olarak istikrara kavuşmasına katkıda bulunacaktır. Trump’ın mahalle kabadayısı gibi keyfi davranışları, tehditleri; batılı ülkelerin haksız bile olsa çıkarları gereği her duruma göre değişen omurgasız politikalarına bakıldığında, kalıcı istikrar ümitlenmek fazla iyimserliktir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal Arşivi

Hangisi gerçek?

01 Aralık 2025 Pazartesi 00:03

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (15/son)

24 Kasım 2025 Pazartesi 00:03

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (14)

17 Kasım 2025 Pazartesi 00:01

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (13)

10 Kasım 2025 Pazartesi 00:01

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (12)

03 Kasım 2025 Pazartesi 00:01

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (11)

27 Ekim 2025 Pazartesi 00:01

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (10)

20 Ekim 2025 Pazartesi 00:03

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (9)

13 Ekim 2025 Pazartesi 00:01

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (8)

06 Ekim 2025 Pazartesi 00:01

Cumhurbaşkanımızın dikkatine (7)

29 Eylül 2025 Pazartesi 00:00