Sezai Keskin

Sezai Keskin

DEVE KAMBURU

DEVE KAMBURU

Ticaret odaları ticari hayatın, ekonominin önemli kurumlarından biridir. Bulundukları ilin ticari yatırımlarında ve kalkınmasında sorumluluğu büyüktür ancak bu zamana kadar bu sorumluluğu yerine getirmediği ortadadır. Meslek odaları, bilindiği gibi özel kanunlarla; temsil ettiği mesleğin ve meslek camiasının sorunlarıyla ilgilenmek, mesleğin gelişimine katkıda bulunması gerekirken, en ufak bir belge için bile para talep ederler. Bu odaların kayda değer mal varlıkları, işletmeleri, arazileri, daireleri, yüksek miktarda kâr getiren ticarethaneleri bulunmaktadır. Topladıkları üye aidat paralarından repo ve faiz gelirleri elde ettiği bilinmektedir. Buna rağmen bünyesindeki üyelerine, bu kâr ve gelirlerden dağıtmadıkları gibi her yıl alınan aidatlara da yansıtmamaktadırlar. Senede bir defa toplantı yapıp kek ile çay ısmarlarlar. Birçok esnaf odası da bugün sadece sembolik olarak varlığını sürdürmektedir. O kadar çok esnaf ve sanatkar odası  var ki her önüne gelen bir oda kurmuş sanırsınız. Ülkemizdeki 3742 esnaf odasının birçoğundan aynı mesleği yapan esnafın bile haberi yok. Sadece İstanbul’da 36 tane taksici odası var. Bu meslek odalarına ilişkin ciddi kaygılar ve suçlamalar var. Yönetime aday olmaya kalksanız orada da siyaset var. Halbuki sivil toplum kuruluşunun siyasetle ne işi olabilir? Hiç bir şey tüzüklerde yazdığı gibi yaşanmıyor. Zira…Denetim, disiplin ve yönetim aynı grubun elinde. Bazıları buraları siyasete basamak yine bazıları da geçim kaynağı yapmaktadır.  

Devekuşuna sormuşlar, deve misin, kuş mu?
O da, "deveyim" demiş. O halde "koş" demişler; "Ben kuşum, koşamam."
"Madem kuşsun, o halde uç" demişler; "Ben deveyim, uçamam."
Sen de karar vereceksin: Meslek odası mısın, siyasi parti mi?
Siyaset yapacaksan yeri belli.
 

Oda yöneteceksen, üyeni aidata bağlayıp üzerinden saltanat sürmeyeceksin.
Ağır vergi yükü, kira, aidat, sigorta, elektrik, su, telefon, ısınma vb. bir sürü genel giderlerin yanında esnafın en büyük kamburlarından biri de ticaret sicil ve esnaf odalarıdır. Kuruluş gayesi; esnaf ve sanatkâra destek, mesleki gelişmelerine katkı olmak olan bu kurumlar bugün sadece aidat ve para almaya yönelmişlerdir. Elbette bulunduğu konumu muhafaza eden esnafının, sanatkarının menfaatini koruyanları tenzih ederiz. Müşteri velinimet ise, ekonominin şah damarı olan esnafın da görüşü alınmalıdır. Uygulamada kolaylık karşılıklı anlaşma ile sağlanır. Üye olma zorunluluğu, aidatları, keyfi uygulamaları, denetim yetersizliği gibi sebeplerle tartışma konusu olmaya devam ediyor. Gerçek demokrasilerde mecburi üyelik olmaz, gönüllü üyelik olur. Mecburi üyelik kaldırılmalı. Devlet eli ile üye ve aidat zorunluluğu esnafın canına ot tıkamaktır. Bu insan haklarını hiçe sayan bir uygulamadır. Devlet ülke içinde ticari faaliyette bulunanları Vergi Daireleri ve SGK ile kayıt altına almış iken meslek odalarına kayıt olma zorunluluğu insafsızlıktır. Ey hikmetinden sual olunmaz Şevketlü Devletim! envai çeşit abidik gubidik vergilerle boğuşan esnafın sırtından bu kamburu indirin. Can derdine düşmüş esnafı timsahın sivri dişleri arasından kurtarın! Öyleleri var ki; Adam bir yerde oda başkanı, aynı adam başka yerde de oda başkanı…Aidatını bazen faiziyle aldığı üyelerini senede bir gün hatırlayan odaların bulunduğu binalara hiç dikkat ettiniz mi? Özellikle Ticaret ve Sanayi odasının. Bazıları köşk gibi. Peki bu değirmenin suyu nerden gelir? Tabii ki üyelerin cebinden. Her yıl sürekli yurtdışına adı başka tadı başka seyahatler düzenlenir. Oda başkanları ve etrafındaki ahbapları yurt dışında üyelerin adına yer, içer, gezerler. Hatıra fotoğrafı çekerler. Üyeler de aylık bültenlerde onların gezi anılarını okumakla yetinirler. Oda faaliyette görünsün diye boş salonlara göstermelik seminerler yapılır. Oda başkanlarının arabalarına dikkat ettiniz mi? Bazıları saltanat kayığı gibi. Plakası resmi olması gerekirken bakarsınız özel günde sivil plaka takmış gezer, kendi sürer. Taşıt kanununa ve ilgili yönetmeliklere  aykırı olduğu halde yapar, imtiyazlarını istismar eder. Tüzük müzük hikaye…


Türkiye’de hemen her meslek grubunun bir odası var. Odada ne yapılır? Sohbet edilir, çay içilir. Meslek odalarının da anlamı bizim evimizdeki odalarla ayni. Tek farkı ev halkı evin odaları için aidat ödemez. Hiçbir meslek odasının, hiçbir meslek mensubuna bir kuruş faydası yok. Bugüne kadar meslek odalarının çalışmalarından hiç memnun olan birine rastlamadım. Şanı pek yüce devletim, ve erkan-ı hükümete feryadımdır; çoğunun adı var kendi yok bu odaları kapatın, ya kapatın, ya zorunlu üyeliği kaldırın. Kırlarda saygıyla başını öne eğen binlerce papatya gibi dizili esnafın, belki bir gonca yaprağı gibi gülücükler açar pak yüzünde…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sezai Keskin Arşivi
SON YAZILAR