Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi yaklaşıyor… Ülke tarihinde çok önemli bir dönüm noktası olacak bu seçimlerle halk, hükümeti oluşturacak siyasi iradeyi belirlemesinin yanında, parlamenter ve başkanlık sistemi içinde bir tercih belirtmiş olacak… Böylesi bir öneme matuf olan seçimlere çok sakin bir atmosferde girileceğini düşünmek ise, en hafif tabiriyle saflık olur… Zira birçok çevrenin bu seçimlerde, bulunduğu konuma göre bir beklentisi, bir hesabı var…

Gerek yurtdışından ‘’soykırım’’ gibi mesnetsiz iddialarla Türkiye’yi sıkıştırma çabaları, gerekse dolar üzerinde yapılan spekülasyonlar ile vatandaşın tedirgin edilmesi, gerekse de terör olaylarının kışkırtılarak bir panik havasının oluşturulmak istenmesi, bu yöndeki çabalar için yapılan çalışmaların sadece bir cephesini oluşturuyor…

Hesap edilmeyen ise Türkiye artık eski Türkiye değil… Duyduğuna olduğu gibi inanan bir gençlik yok artık; araştıran, sorgulayan bir gençlik var… Türkiye’de internet kullanım oranı aylık ortalama 33 saat ile Avrupa ve Dünya ortalamasının üzerinde bir seviyede… Yani her duyduğuna inanan, asparagas haberlerle galeyana gelip ortalığı velveleye veren bir gençlik yok, gerçeğin peşinde olan bir gençlik var…

Arama motoru google’nin yaptığı bir araştırmaya göre, Türkiye’deki internet kullanıcılarının sosyal medya kullanım oran %92 ile dünyada ilk sırada yer alıyor… Gelişen teknolojiyle birlikte yaşam koşulları da buna kayıtsız kalamayarak değişiyor ve birçok güncel mesele sosyal medyada gündem olup tartışılıyor ve hatta sanaldan çıkıp reel gündeme yön verebiliyor…

Yapılan araştırmalarda sosyal medyayı sadece eğlence amaçlı değil geleneksel medyanın güçlü bir rakibi olması ve gelişmeleri takip etme aracı olarak görenlerin oranı %55’ler civarında… Bu durum ile birlikte gençlerimiz her koşulda online olarak ülkesinde olup bitenlerden haberdar olduğu sonucunu çıkarabiliriz…

Mamafih, ülkenin siyasetine, ekonomisine ve vizyonuna dair gelişen bilinç ile birlikte düşüncelerinde kolayca savrulma yaşanmayan bireylerin yetişmesi mümkün olmuştur… Bugün asgari ücrete vaat edilen ve adeta açık artırmaya dönüşen bir takım sözlerin ne derece gerçekçi olduğu işte bu tür soysal medya ortamlarında eleştirilip, tutarsız yönler gözler önüne serilmektedir…

Mesnetsiz ‘’soykırım’’ iddialarına destek veren, açık açık bu ifadeyi kullanan, Avrupa parlamentosuna karşı ele alınan TBMM’ndeki ortak bildiriye imza atmayan bir siyasi partinin Türkiye partisi olduklarını söylemesi ne kadar inandırıcıdır? Teröre karşı çıkıp tavır koyamayan bir parti nasıl barıştan bahsedebilir ki? İşte tüm bu çelişkileri internet ortamına taşıyan, maskeleri düşürüp gerçek yüzlerin görünmesini sağlayan teknolojik bir gençlik var, yani artık insanları kandırmak, korkutup sindirmek eskisi gibi kolay değil…

Konuyla ilgili olarak Abdurrahman Dilipak’ın köşesine taşıdığı bir anlatıyla yazımıza son verelim:

‘’Geçen seçimle ilgili anlatıyorlar. CHP’nin adayı yolda elindeki ibrikle çeşmeden su doldurup, yoldan giden bir kadına rastlıyorlar… Kadın yaşlı… CHP’li aday, ‘’Anneciğim gel gideceğin yere götürelim, yorulma’’ demiş.. Kadın ‘’yok’’ dese de almışlar arabaya, zaten birkaç dakika da varmışlar varacakları yere.. Kadıncağız, ‘’siz kimlerdensiniz?’’ diye sormuş, O da, CHP adayı olduğunu söyleyince, Kadın ibrikteki suyu boşaltmış, ‘’ Tüh şimdi ben ne yapacağım, Yavrum ben o suyla abdest alacaktım’’ demiş…

Selametle…

Günün Hadis-i Şerif'i:

"Mü'min, bir delikten iki defa sokulmaz. (Mümin iki defa aynı yanılgıya düşmez) Buhari, Edep, 83