Ağrı’nın yeni Belediye Başkanı seçilen Sırrı Sakık ilk icraat olarak şehirdeki Kazım Karabekir adlı cadde ve sokak isimlerini değiştireceğini ifade etti. Ülkenin çözüm sürecini konuştuğu bir dönemde bu açıklama en basitinden yersiz ve provakatif etkileri olabilecek bir açıklamaydı.

Karabekir Paşa hepimizin malumu Milli Mücadele’nin önemli kahramanlarındandır. Doğu Ordularımızın kumandanı olarak Milli Mücadeleyi başlatmış, bölgede başta Ermeni çeteleri olmak üzere savaşmış ve doğu vilayetlerimizin Türkiye sınırı içinde kalmasında büyük gayretler göstermiştir.

Karabekir Paşa Milli Mücadele’nin tamamlanıp Cumhuriyetin kurulmasından sonra başta M.Kemal olmak üzere iktidar ile ters düşerek muhalefet yapmaya başlamıştır. M.Kemal’e suikast girişimi bahanesiyle tutuklanmış, idamla yargılanmıştır. İnönü devrinde üzerindeki yasak ve baskılar kalkmış Meclis Başkanlığı görevinde bulunmuştur.

Türkiye zor şartlarda kurtarılmış bir memleket ve devlettir. Milli Mücadele ve sonrasında kurulan Cumhuriyet dönemleri henüz tam olarak aydınlanmış değildir. Üzerinde soğukkanlı olarak eleştirel değerlendirmeler yapılmaya başlanmış olmakla birlikte henüz istenilen seviyenin altındadır.

Milli Mücadele’den Cumhuriyet’e, Tek Parti devrinden, İsyanlara kadar birçok şahsı ve olayı eleştirebilirsiniz, bu olayların kahramanlarını sevmeyebilirsiniz. Ancak henüz birkaç saatlik bir belediye başkanı olarak ilk eylemeniz olarak bu ismi silmekten bahsediyorsanız buna saygı beklememelisiniz. Bugün toplumumuzun çok büyük kesimi Kazım Karabekir Paşa’yı gönülden ve samimi olarak sevmekte ve kendisine değer vermektedir. Bu sebeple güneşin balçıkla sıvanmayacağı gibi Karabekir Paşa’nın ismi de Sırrı Sakık’ın demesiyle silinmez, unutulmaz.

Karabekir Paşa olmasa (Karabekir Paşa şahsında Milli Mücadeleyi vermiş bir millet kastedilmektedir) Sayın Sakık bugünkünden daha iyi bir coğrafyada mı yaşayacaktı? Türkiye sınırları haricinde olmak temsil ettiğini iddia ettiği Kürtler için daha iyi bir yaşam standardı mı sunacaktı? Evet Türkiye’yi sevmiyorsunuz bunu anlıyoruz ama Türkiye olmasaydı daha mı iyi şartlarda olacaktınız, Türkiye yerine hangi ülkenin sınırlarına dahil olup vatandaşı olmak isterlerdi. Irak? Suriye? Ermenistan? Sovyetler Birliği? İran? Hangisinde Türkiye’de yaşadıklarından daha müreffeh, daha insanca, daha demokratik, daha hukuk devleti imkanlarına sahip olurlardı.

Bu ifadelerim asla ve kat’a birilerini küçük gören bir anlayış ile sorulmamıştır. Bu ülke Milli Mücadelesini hep beraber yapmıştır. Devlet denilen güç ve bu gücü idare eden kadroların zihni dünyası, yaşanan zor süreçlerin verdiği bunalım hali, düveli muazzamanın Türkiye üzerindeki baskıları, Türkiye’nin kendi sorunları teşhis ve tedavi edecek büyük düşünce adamları yetiştirmemesi vs vs. birçok kesimin mağduriyetine yol açmıştır. Mağdur edildiğini iddia etmek, devlete ve millete baş kaldırmayı haklı kılmamaktadır.

Bugün devlet bu mağduriyetleri mümkün mertebe gidermeye çalışmaktadır. Lakin yapılan güzellikleri de görmek gerekir. Modernleşme için büyük bir gayret gösterilmiştir, bugün Türkiye dost düşman herkes tarafından takdir edilen, dikkate alınan bir ülkedir. Bu hepimizin sayesinde olmuştur ve hepimiz gurur duymalıyız. Evet daha yapacak çok işimiz var. İktisadi, sosyal ve devlet teşkilatı olarak eksikliklerimiz aşikar ama yeni bir medeniyet tasavvuru oluşturmak için bugüne kadar elde edilen kazanımlarımızı ve bunları kazanmak için mücadele vermiş değerlerimizin kıymetini bilerek daha iyiye daha güzele gidebiliriz.