Konyalı avukatlar geç kalmış bir isyana başladı… Sivil değil, cübbeli isyan… Hiçbirinin gözünde ‘Kayacan’ı yerinden edebiliriz’ in heyecanı falan yoktu basın açıklamasında… Kucaklarına bırakılan ‘sorunu’ çözebileceklerine kendileri bile inanmıyor… Ama sanıyorum, hiçbir şey yapmadan beklemek daha ağır geldi… Sadece ‘karınca misali su taşıyalım yangına’ düşüncesinde olduklarını hissettirdiler bana…

Fevzi Kayacan’dan karşı açıklama gecikmedi tabi…

Bende bazen kendimi ‘Köroğlu’ modunda hissettiğim oluyor… Özgürlükten, haktan, hukuktan, şahlanıştan bahsedince karşımda dünyanın bütün emperyalist güçleri varmış da onlara karşı kutlu bir savaş yürütüyormuşum gibi hissediyorum…  Ama şu an böyle bir an değil… Şimdi durup dururken, ‘kurumların altüst edilmesinin ne gibi zararı var’ ‘Efendileri diye bahsettiğiniz kim?’ ‘Adaletsiz olduğunu düşündüğünüz bir sistemde nasıl başkan oldunuz ve orda hala durmayı nasıl başarabiliyorsunuz’ gibi sorularla uğraşmak istemiyorum.

Hava çok sıcak bir isteksizlik var bende, ondan sanırım…

Hem en doğrusunu yapıyor Fevzi Kayacan…

Yerinde olsam bende istifa etmezdim…     

Oyun mu oynuyoruz, Baro yönetiyoruz burada… Eski Türkiye’nin son kalesi…

….

BBP İl Başkanı ‘Metro hayal’ demiş. Günlük siyaset yapan bir partide bu cümleyi anlayabiliriz… Ancak uzun soluklu siyaset yapanlar için ne kadar yerinde bir tespit olduğu tartışılır… Yaparlarsa bu cümle ne olacak… O zaman da ‘hayaldi, gerçek oldu’ mu diyeceksiniz…

….

HDP bürolarına saldıran DHKP/C’li çıkmış… Körler- Sağırlar münasebeti işte… Körler sağırlar birbirini destekler… Kör ya işte, desteğin dozunu kaçırabiliyor… Tüm hikaye bundan ibaret…

...

Vaatleriyle projeleriyle göz dolduran partisi CHP, yeni bir kent projesi sunmuş. Mega projeymiş hatta… Olur olmaz bilemem. Ama ‘Laiklik, Mustafa Kemal, Cami hoparlörlerinin sesi çok yüksek, başörtüsüyle kamu hizmeti verilemez, çağdaşlık, yobaz, gerici vs.” söylemlerinden bir üst aşamaya geçilmiş olması bile büyük başarı… Başarıyı ne tavana ne tabana mal etmek yerinde bir tespit olmaz… Bu başarıyı da iktidar partisine borçluyuz çünkü… Yoksa adama demezler mi sen önce İzmir’i bir “kent” yapta, mega kentler biraz daha dursun demezler mi?

Demiyoruz çünkü başındasın belki ama İyi yoldasın…  Yağmasan da gürle böyle Kılıçdaroğlu… Çünkü İzmir’e yeterince yağıyor…

…                                                                                                                             

İki muhteşem isim. Erbakan, Yazıcıoğlu… Hayatlarında, görüşlerinde, düşüncelerinde, icraatlarında hep bir omurgaları bir duruşları olmuş… Özellikle Erbakan’ın en önemli söylemlerinden biriydi. ‘Kendini parti olarak bir kefeye ve diğerlerinin tamamını diğer kefeye koyardı’… Şimdi kendi dahil hepsi bir kefede, Ak parti karşı kefede… Hepimiz birisi için… Bugüne kadar yüzünüze bakmayanların, şimdi size gülüyor olması, onların doğru yolu bulmalarından değil… Sizin yanlış yolda olmanızdan kaynaklanıyor olabilir… Düşünmekte fayda var… İnsan yanlış yola girebilir, görmeyebilir… O zamanlar yol arkadaşınızın kim olduğuna bakmakta fayda var…

Nerede durduğunuz konusunda iyi fikir verir…   

Bilmiyorlar mı? Biliyorlar… Herkes kendini doğru yerde görünce ortaya böyle traji komik sahneler çıkıyor işte…