Mevlânâ’yı Anma Törenlerinin ardından-II
Batı’da Sufizm’in farklı bir vechi olarak İbrahim Gamard’ın İhtidâ Hikâyesi
Birkaç yıl sonra, eşim ve ben, Los Angeles’ta Türk sûfî öğrencisi bir İngiliz tarafından çalıştırılan bir sûfî gruba katıldık. O Mesnevî dersleri veriyordu. Bazılarımıza da daha önce gördüğü fakat kendisinin bizzat yapmadığı Mevlevî semâsını öğretiyordu. Perşembe geceleri, misafirler davet ediliyor, insanlar bir halkada oturuyor ve bizden beş kişi (ben ve eşim dâhil) Mevlevî usûlü semâ kıyafetleri giyerek ve başımıza mukavva sikkeler giyerek semâ yapıyorken o, geniş oturma odasında Türk sûfî zikrine öncülük ediyordu.
Grubumuzun başındaki bu psikiyatrist bir gün, Konya’da tanıştığı bir Mevlevî şeyhi olan Süleyman Hayati Loras’ı, bir sonraki yıl Los Angeles’ta bizim grubu ziyaret etmek için davet ettiğini duyurdu. Bunun için yapılan hazırlıklar dâhilinde, daha önce okuduğum mistik dinî kitapların en büyüğü olduğunu düşündüğüm Mevlânâ’nın Mesnevî’sinin çevirisinin tamamını okudum. Ertesi yıl (1976) şeyh, ilk kez ilk defa uçakla seyahat ederek Türkiye’den ayrıldı. O, bize Mevlevî mukabelesini öğretti, bize bir semâzen gibi semâ yapmayı gösterdi ve yeni başlayanlara [muhibblere], spor salonunda bize tekbir duaları eşliğinde başlarımıza gerçek sikke giyerek teybe kaydedilmiş semâ müziği ile birlikte semâ öğretti.
Ertesi yıl, eşim ve ben Türkiye’ye seyahat ettik. Şeyhi, Konya’daki evinde ziyaret ettik ve Mevlânâ türbesine gittik ‘‘Kutsal Aşkın Pınarı’’ olan ve ruhumu derinden etkileyen (ve hala hissediyorum) türbede bulunan manevî varlığı hissettim. Biz daha sonra otobüsle Kuzey Hindistan’a seyahat ettik. Orada, Çişti Sûfî Tarîkati’nin birkaç ünlü kurucusunun türbesinde manevî nimetin (bereket) varlığını benzer şekilde hissettim.
Ertesi birkaç yılda eşim ve ben diğer birkaç kişiyle birlikte yılda birkaç kez Şeb-i Arus ( 17 Aralık ) için Kaliforniya’da Mevlevî giysileri içinde semâ yaptık. O zamanlar şeyhin oğlu Kaliforniya’ya geldi ve Konya’da eğitim görmüş ve orada Şeb-i Arus’ta semâya katılmış uzman bir semâzenden öğrenmek için mükemmel bir fırsat yakalayan eşim ve benim katıldığımız semâ dersini San Francisco’da haftada bir kez olmak üzere başlattı. Bundan birkaç yıl sonra eşim ve ben yılda birkaç kez - Şeb-i Arus’ta daima – semâ yaptık. Ben Mevlevî geleneği ve Sufizm/Tasavvuf hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyordum, fakat şeyhin oğlu sadece semâyı biliyordu. O, herhangi bir dinden bağımsız olarak ‘Sufizm evrenseldir’ öğretisine sahip Kuzey Kaliforniya’nın batılılı sûfîlerden Sufizm hakkında bilgi edinmişti ve o, sûfî dua ve bazı semâları ekleyerek Mevlevî formuna dönüştürdüğü ‘Sûfî Dansını’ (erkek ve kadınların bir halka içinde dans ettiği, el ele tutuştuğu ve bütün dinlerden dualar ettiği) onlardan öğrenmişti.
(Devam edecek)