‘Milletimiz tehdit diline asla pabuç bırakmaz!’

CHP Parti Meclisi Üyesi ve İş Bankası Yönetim Kurulu Üyesi, İstanbul Milletvekili Müslim Sarı’nın ‘kitlelerle hesaplaşacağız’ çıkışı tepki çekmeye devam ediyor.
‘Milletimiz tehdit diline asla pabuç bırakmaz!’

Türk milletinin, parmak sallayan tehdit diline pabuç bırakmayacak basirete ve cesarete sahip olduğunu söyleyen Eğitim-Bir-Sen Konya Şube Başkanı Şenol Metin, “Bu tehditler; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ mottosu ile sürdürdüğü çalışmanın sadece bir retorik olduğunu, seçim dönemi propaganda dili olduğunu deşifre etti. Milletimiz bu tehditlere asla pabuç bırakmaz!” ifadelerini kullandı.

milletimiz-tehdit-diline-1.jpg

Türk milletinin, parmak sallayan tehdit diline pabuç bırakmayacak basirete ve cesarete sahip olduğunu söyleyen Metin, “Hesaplaşacağı kitlelerin bir ferdi olarak diyoruz ki; bu millet samimiyetsiz helalleşme söylemlerinize de parmak sallayan tehdit dilinize de pabuç bırakmayacak basirete ve cesarete sahiptir. Bu çerçevede bir durum tespiti yapmak elzem olmuştur. Kuş dili ile konuştuğumuz, anlaştığımız paylaştığımız ama açıkça dillendiremediğimiz hayallerimiz vardı. 1990’lara kadar temizlik görevlisi olmasına müsamaha edilen başörtülü kadının üniversitede öğrenci, öğretmen, doktor olmak istemesi ile başlayan süreçte jakoben sekülerler başörtülü kadının temizlik görevlisi olmasına dahi izin vermediler. ‘Gerekirse silah kullanırız’ tehdidi eşliğinde kararlarını uyguladılar. Şehit annesinin şehit evladına tenhada sarılabildiği, resmi cenaze törenine katılamadığı bir Türkiye’de kinimiz, isyanımız Erbakan Hocamdan öğrendiğimiz kuş dili ile bir duaya dönüşmüş, bir hayale dönüşmüştü.

milletimiz-tehdit-diline-2.jpg

Rektörler, başörtülü kardeşlerimize selam duracaktı ama başörtülü kardeşlerimiz turnikelere sıkıştırıldı, ikna odalarında ağlatıldı. Mecliste 411 milletin vekilinin kararını ‘411 el kaosa kalktı’ manşetinde hedef gösteren medya ve onun emir eri CHP’nin Anayasa Mahkemesine götürmesi ile 2008’de hayalimizin gerçekleşmesi ertelense de. Ümitlendik, hayalimiz gündeme gelmeye başlamıştı. 2013’te milletin sivil inisiyatifi Memur-Sen öncülüğünde 13 milyon imza ile rektörler selam durmakta kalmadı, bütün kamu kuruluşları ardına kadar başörtülü kardeşlerimize açıldı. Sadece öğrenci olmakla kalmadılar, öğretmen oldular, hemşire oldular, doktor oldular, hatta hakim, savcı, kaymakam oldular. En nihayetinde de asker oldular. Rabbim bu hayalimizin gerçekleştiğini görmeyi nasip etti, Elhamdülillah” şeklinde konuştu.

milletimiz-tehdit-diline-3.jpg

“BİR HAYALİMİZ VARDI”

“Bir hayalimiz vardı” diyerek son 20 yılda Türkiye’nin eğitim hayatında yaşadığı değişimi ve gelişimi sıralayan Metin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir hayalimiz vardı. Katsayı sorunu nedeni ile kapanmak üzere olan imam hatip liselerimiz yine bu milletin gözbebeği eğitim kurumları olsun. Bu okullarımızda okuyan gençlerimiz tıp okusunlar, hukuk okusunlar, mühendislik okusunlar istiyorduk. Rabbim nasip etti, hayalimiz gerçek oldu. 2010’da YÖK aldığı kararla katsayı sorununu çözdü, imam hatipli öğrencilerimiz diğer öğrencilerimizle eşit koşullarda, rekabet edebilir oldu, Tıp, hukuk, mühendislik okumaya başladılar, üniversite sıraları imam hatiplilerimizle doldu. Gerçekleşti, Elhamdulillah. Bir hayalimiz vardı; İmam-Hatiplerimizin orta kısmını ve hafızlık eğitimini imha eden 8 Yıllık kesintisiz eğitim sona ermeli idi. Rabbim nasip etti, hayalimiz gerçek oldu. 4+4+4 olarak bilinen düzenleme 2012’de hayat buldu. İmam-Hatip ortaokullarımız açıldığı gibi diğer ortaokullarda da velilerin isteği ile seçmeli olarak siyer, kuran gibi derslerin seçilmesi imkanı doğdu. Bir hayalimiz daha gerçekleşti. Elhamdulillah. Bir hayalimiz vardı; öğretmenler odasına girerken ‘selamün aleyküm’ mü diyelim, ‘günaydın’ mı diyelim? Çelişkisini artık yaşamak istemiyorduk. Rabbime şükürler olsun, gerçekleşti. İsteyen günaydın diyor, isteyen ‘selamün aleyküm.’ Bir hayalimiz vardı; ülkenin dindar başbakanına dindar olduğu için hakaret eden subayları vardı, tanksavar silahı, millete boru olarak gösteren genelkurmay başkanları vardı. 1000 yıl sürecek 28 Şubatları planlayanlar vardı. Hadleri bildirilmeli idi. Rabbime şükürler olsun, hadleri bildirildi. Bir hayalimiz vardı; hükümeti biz kurarız biz yıkarız diyen, başbakanı kısa pantolon ile eli cebinde karşılayan medya patronları vardı. Devletin ciddiyeti bunlara öğretilmeli diyorduk. Rabbime şükürler olsun, öğrendiler. Öğrenemeyenler de tasfiye edildiler.”

milletimiz-tehdit-diline-4.jpg

“MİLLETİMİZ O BASİRETE SAHİPTİR”

Basiretini ispat eden milletin, bu ihtiraslara gem verecek dirayete de Müslüm Sarı gibi parmak sallayanlara hadlerini bildirecek cesarete de sahip olduğunu belirten Şenol Metin “Bir hayalimiz vardı” başlıklı açıklamalarına şöyle devam etti, “Türkiye nükleer güç olmalı diyorduk, elhamdülillah 2023’te Akkuyu santrali devreye girecek. Savunma sanayimiz milli olmalı diyorduk, elhamdülillah İHA’sı ile SİHA’sı ile milli savunma sanayiimiz oldu. Ve bir hayalimiz vardı; Ayasofya. Erbakan Hocam demişti ki; ‘Eğer Ayasofya kırmızıya boyanmışsa. Kiliseye benzetilmişse. Ezan okunmuyor, içinde namaz kılınmıyorsa. Biliniz ki; Türkiye'yi taklitçiler hakimdir! Biliniz ki; yeryüzünde sadece zulüm düzeni yürümektedir. Yok, eğer Ayasofya'da gümbür gümbür Ezanlar okunuyor, Hakk'ın sesi bütün dünyaya ilan ediliyorsa, o zaman da biliniz ki; Türkiye'de Milli Görüşçüler hakimdir, inananlar hakimdir, yeryüzünde adil düzen saadet nizamı hakimdir!" Elhamdulillah, 24 Temmuz 2020’de bir Cuma gününde Lozan’ın yıldönümünde Ayasofya’dan ezanlar okundu. 2003’e kadar kuş dili ile konuştuğumuz, hayallerimizin bir bir gerçekleştiğini gördük, elhamdülillah. Ve yeni hayaller kurmanın vakti geldi. ‘Dünya Beşten Büyüktür.’ Bir hayal. ‘Daha adil bir dünya mümkün.’ Bir hayal. ‘Büyük Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye’ Bir hayal. ‘Dünya Mazlum Milletler Birliği Lideri Türkiye’ bir hayal. Tabi bu hayaller için 2023 çok önemli. Rabbim gerçekleştirmeyeceği hayali kurdurmaz diyoruz ve yeni hayallere yelken açıyoruz. Bu hayallerimizi kabusa döndürecek risk; tatlı su muhafazakarları, değiştir mütedeyyinat, Stokholm sendromunda hafızasını, kimliğini kaybetmiş, kişisel ihtiraslarını kurumsal husumete dönüştüren siyasetçiler. Basiretini ispat eden milletimiz bu ihtiraslara gem verecek dirayete de Müslüm Sarı gibi parmak sallayanlara hadlerini bildirecek cesarete de sahiptir.”

 Muhabir
Etiketler :